Kent sevdalısı Leydi Rosemary Baldwin'in hayatını ve hayattayken Kuşadası'na kattığı anlamları EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile konuştuk.

Kuşadası'na yeni kültürel rotalar kazandırmak için çalışmalarını aralıksız sürdüren Kuşadası Belediyesi'nin, 2023 yılında kente kazandırdığı ve Kuşadası'nda 1965-1978 yılları arasında yaşayan, kentin doğal güzelliklerini koruyarak ve Kuşadası'nı tüm dünyaya tanıtmak için uzun yıllar emek veren Rosemary Baldwin'in anıları ‘Rosemary Anı Evi'nde yaşamaya devam ediyor. Kentin simge isimleri arasında gösterilen ve kent sakinlerinin yanı sıra yerli ve yabancı ziyaretçilerin de daimî uğrak noktalarından biri olan ‘Rosemary Anı Evi' kış sezonunda da ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor. İngiliz Leydi Rosemary Baldwin'in hayatını ve hayattayken Kuşadası'na kattığı anlamları EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü ile konuştuk.

''AŞIK OLDUM BEN BU COĞRAFYAYA''

Leydi Rosemary Baldwin'in tam bir Kuşadası aşığı olduğunu anlatan EKODOSD Başkanı Sürücü, Baldwin'in kent sevgisini anlatırken ''Kuşadası'nda yaşadığı yıllar boyunca, kente ve doğaya duyduğu hayranlıkla tanınan ve 1960’lı yıllarda, küçük bir tatil kasabası olan Kuşadası’na gelerek bu kentte yerleşik düzen kuran İngiliz Leydi Rosemary Baldwin, Kuşadası'nın tanıdığı Kent Kemal başta olmak üzere, Adalılarla dostluklar kurarak herkesin sevgisini kısa zamanda kazanmayı başarır. Baldwin, 1958’li yıllarda, Samos Boğazı’nı tekneyle geçerken, antik Mykalea adıyla anılan Samson Dağları’nın hakim olduğu inanılmaz güzellikteki yarımadaya bakarak “Büyük bir tutkuyla aşık oldum ben bu coğrafyaya'' cümlesini kurar. Kuşadası ve çevresindeki doğal güzelliklere olan hayranlığını her fırsatta dile getiren Baldwin, ''Kuzey yamaçlarında kamp yaparak uzun süre geçireceğim, leopar seslerini dinlediğim Dilek Yarımadası’nı, Samos Adası’nı, Colophon ve Lebedos antik şehirlerini gören Kuşadası’ndaki evimin muhteşem manzarasının bir parçası olacağı aklımdan geçmezdi. Aşık olduğum bu yarımadadaki bitki topluluklarını hiçbir yerde görmedim. Bitkiler adeta birbirine girmiş, olağanüstü bir güzellik sergiliyorlardı.” cümleleri ile kaleme aldığını anlattı.

Bozdoğan'da çobanlar dertte: En zor günlerini yaşıyorlar
Bozdoğan'da çobanlar dertte: En zor günlerini yaşıyorlar
İçeriği Görüntüle

''DİLEK YARIMADASI'NIN MİLLİ PARK YAPILMASINDA BÜYÜK EMEK HARCADI''

Rosemary Baldwin'in, Kuşadası'nda yaşadığı yıllar boyunca doğaya duyduğu özel ilgi ve sevgi neticesinde farklı projelere de imza attığını anlatan Sürücü, ''İngiliz Leydi Rosemary Baldwin'in, büyük hayranlık duyduğu Dilek Yarımadası’nın Milli Park yapılmasında önemli katkıları oldu. Yaşamının önemli bir bölümünü Bafa Gölü kıyılarında geçiren Baldwin çok sevdiği gölünün önemini dünyada çok geniş bir kitleye duyurulmasını sağlar. En büyük hayallerinden biri hayranlıkla izlediği kuşların yaşam alanlarının korunması, bu önemli doğa alanının Tabiat Parkı olması ve kuşlar sayesinde dünyadaki kuş gözlemcilerinin Bafa’ya gelerek bölge insanının ekonomisine önemli katkı yapmasıydı. O tarihlerde, Birdlife İnternational ve Royal Society for the Protection of Birds (RSPB) gibi kuruluşlarla iletişime geçti ve bir kuş gözlemevi planı çizdi. Çizmiş olduğu gözlemevinin planını, günümüzde WWF-Türkiye’nin yönetim kurulu üyeliğini yürüten, dönemin DHKD’nin başkanı olan Nergis Yazgan’a teslim etti.'' dedi.

''VASİYETİ GEREĞİ ROSEMARY'NİN KÜLLERİ BAFA'NIN SULARINA SERPİLDİ''

Rosemary'nin, hayatının son gününe kadar doğa için mücadele verdiğini anlatan Başkan Sürücü, vefatınının ardından, vasiyeti üzerine küllerinin Bafa Gölü ile buluştuğu anlatarak, ''1993 Noe'linde, İtalya’da kızlarının yanında otururlarken başını öne eğen Rosemary Baldwin’e kızı “Anne neden başını eğdin konuşmuyorsun” diye sormuş. Cevaplamayınca, Rosemary’in öldüğünü anlamış. Daha sonra vasiyeti gereği krematoryumda yakılarak külleri bir kavanoza konulup Türkiye’ye getirildi.Kapıkırı’ndan çıkan balıkçı kayıkları içinde Rosemary’inin kızları, Rahmi Koç, Kısmet Otel sahibi Hümeyra (Özbaş) Sultan, Eşref Sencer Kuşçubaşı'nın kızı Dikdam Aktay, Vera – Bülent Bulgurlu, DHKD Başkanı Nergis Yazgan , Avrupalı ve Kuşadalı dostlarının katıldığı bir törenle, önce külleri sonra da adını taşıyan rengarenk güller Bafa Gölü’nün mavi sularına serpilir.'' sözleri ile Baldwin'in vefatından sonra da çok sevdiği Bafa ile buluştuğunu belirtti.

''1994 YILINDA BAFA GÖLÜ TABİAT PARKI, BÜYÜK MENDERES DELTASI'DA MİLLİ PARK STATÜSÜNE KAVUŞTU''

Rosemary Baldwin’in hayattayken kurduğu iki hayalinin de ölümünden sonra gerçekleştiğini anlatan Sürücü, ''Rosemary Baldwin ve Doğal Hayatı Koruma Derneği’nin (DHKD), Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF) desteğiyle verdikleri uzun uğraşlar sonucu, 1994 yılında Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü tarafından, Aydın bölgesinde iki doğal alan Bafa Gölü Tabiat Parkı, B. Menderes Deltası ise Milli Park statüsüne kavuşturuldu. Rosemary Baldwin’in anısına birçok arkadaşı bir araya geldi ve İtalya’da bulunan 3 kızıyla birlikte kendi aralarında topladıkları 25 bin TL. ile Bafa Gölü’nün Sakızburnu Dalyanı köşesinde, Türkiye’de ilk doğa gözlemevlerinden biri olma özelliğini taşıyan kuş gözlem kulesi, o yıllarda DHKD’nin bölge sorumlusu olan Gürdoğar Sarıgül tarafından, dünyanın en iyi kuş gözlemevi teknikleriyle yaptırıldı. 26 Mayıs 1996’da, Bakanlık temsilcileri, Söke ve Didim Kaymakamları, iş insanı Rahmi KOÇ, DHKD başkanı Nergis YAZGAN ve katılan davetlilerle birlikte gözlem evinin açılışı yapılarak Milli Parklar ve Av-Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü’ne teslim edildi. Gözlemevi yurt dışından ve yurt içinden kuş gözlemcilerinin Bafa’ya gelmesinin sağlanmasını, bu sayede göl çevresindeki yöre insanlarının ekonomik olarak güçlenmesini, gölün korunmasının öneminin anlaşılması için özellikle çocuklara yönelik eğitim ve bilinçlendirme programlarının yürütülmesini amaçlıyordu.'' sözlerine yer verdi.

''KUŞADASI BELEDİYESİ LEYDİ ROSEMARY BALDWİN'İ ÖLÜMSÜZLEŞTİRDİ''

İngiliz Leydi Rosemary Baldwin'in anısının Kuşadası'nda yaşamaya devam ettiğini anlatan Sürücü ayrıca, bu anlamlı projeyi hayata geçirebilmek için uzun soluklu çalışmalarda bulunulduğunu belirterek, ''Rosemary Baldwin, Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel'in 'Müzeler kenti' projesi kapsamında hayata geçirdiği 'Rosemary Anı Evi'nde yaşamaya devam ediyor. Kente geldiği ilk yıllarda, dostlarının, '' “Deli misin Rosemary, buraya ev mi yapılır, şehrin içine yapsana” dedikleri ev bugün kent sakinlerinin yanı sıra dünyanın birçok kentinden gelen ziyaretçilerin gezdiği bir nokta haline geldi. Kuşadası Belediye Başkanı Ömer Günel'in öncülüğünde hazırlanan projenin açılışında, Rosemary Baldwin’in hayatında önemli yeri olan, kendisini çok seven ve aynı zamanda sadık dostları olan Türkiye’nin önde gelen iş insanları destek verdi. 'Rosemary Anı Evi' Olarak kentte ziyarete açılan merkez, Rosemary'nin hayattayken kullandığı özel eşyalarına ev sahipliği yapmaya ve sıcacık atmosferi ile ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.'' dedi.

Muhabir: AYLİN ESER