İsmine yüzyılın seçimi dendi. Cumhuriyet rejimi için var olma, yok olma seçimi ismi kondu. Recep Tayyip Erdoğan’ın son seçimi, bu sefer defterinin dürüleceği seçim olacak dediler. Sonuç; Dağ fare doğurdu. Hepsi kaybetti.  AK Parti dahil tüm partiler oy kaybederken, seçimi Recep Tayyip Erdoğan kazandı! Sayın Cumhurbaşkanı, referandumda aldığı yüzde 51 oyu egale ettiği gibi, yüzde 52 oy alarak bunu bir puan daha yükseltip rekora koştu. Bu seçimlerle ilgili çok şey yazılacak, konuşulacak. Muhalefet, resmen Recep Tayyip Erdoğan’a dönük topyekûn bir savaş ilanı gibi bir seçim süreci yaşadı. İnanılmayan birliktelikler kuruldu, gelişmeler yaşandı. Seçimin sürprizini oyu yüzde 5-6’lar da olduğu iddia edilen MHP, yüzde 12 oy alarak yaptı. MHP’nin seçim sürecinde sadece 3 miting yapması da israftan kaçınması, bir dava partisine yakıştı. Bu diğer partilere örnek olmalı. ** DİP DALGA KURBANI! MİLLİ GÖRÜŞ FABRİKASI, Saadet Partisi bile kurtarıcı diye CHP’nin koltuğu altına sokuldu, orada kendisine hayat aradı. Ne yazık ki seçim sürecinde DİP DALGA SÖZÜNÜ ilk kullanan Temel Karamollaoğlu, beklediği DİP DALGA, tsunamiye dönüşmeyince dip dalgada oluşan, HORTUMDA boğuldu gitti..  Bu yanlışlar saygın ve bilge liderin siyasi hayatını bitirdi, bir yerde kendi Defteri dürüldü. CHP seçimi kazanıyorum diye, parti ilkelerini ve disiplinini çiğnedi, zafer sarhoşu havasında hareket etti. Bu seçimde bir kez daha CHP’nin iktidara oynamadığını, milletvekilliğine oynadığını gördük. Listeler milletvekili olmak için hazırlanmış. Adamın adamları listeleri doldurmuş. Listelerde dava adamları yok makama odaklanmış adaylar çok, milletvekilliğine oynuyor. İktidar olmak için çalışan ne genel başkan ne genel merkez var. Hepsi de günü kurtarmanın milletvekili olmanın peşinde olduğunu görmüş olduk. Her kesimden oy alacağım, almalıyım diye HDP ve Selahattin Demirtaş’ı umut kapısı olarak gördü. Sonuçta ilkesiz çalışma partiyi biraz daha küçülttü 3 puanı düştü. CHP kaosun eşiğine geldi. ** HATALAR ARKA ARKAYA GELDİ! CHP bu seçim sürecinde Cumhurbaşkanı adayları Muharrem İnce ile iyi bir hava yakaladı. Ancak karşısında 4 dönemdir yüzde 50 civarında oy alan bir AK Parti iktidarı olduğunu unuttu. Seçim sürecinde yanlış üzerine yanlış yaptı. Kendisi kabul etmese de 2. Ordu komutanına apoletlerini sökerim demesi, Selahattin Demirtaş’la görüşmesi, tutukluluk halinin sona erdirilmesini istemesi, HDP’nin desteğini almaya çalışması, CHP içindeki bir grubu rahatsız etti.  Bu büyük kesimin oyunu alamadı. Eğer bunları yapmasaydı, milletvekili listelerini çalışkan üretken dava adamlarıyla doldursaydı, milletin hassasiyetlerini gözetmiş olsaydı, sanırım çok daha farklı bir sonuç alırdı. CHP yıllardır olduğu gibi kendini, iktidara hazırlayamamış bir parti görüntüsü verdi. CHP oy deposuymuş gibi İnce, HDP’nin baraj altında kalmaması için destek verme arayışına girmesi yanlıştı. Böyle bir yanlışı seçimlerde iktidarını kesinleştirmiş, parti bile yapmaz. Ne demişler “elin mamasıyla gerdeğe girilmez” işte öyle bir şey yaptılar. Parti çizgilerini çiğnediler 3 büyük şehirde oy kaybetti. Yine de Muharrem İnce, partisinin 8 puan üstünde milletten güven aldı. İnce’nin ve CHP Genel Merkezi’nin bu yanlışları, partisini ana muhalefet partisi gibi değil de barajı gecen sıradan bir parti durumuna getirdi. ** İYİ PARTİ’YE AKŞENER FİRENİ! İYİ Parti genel başkanı Meral Akşener. Seçim sürecine fırtına gibi girse de. Seçim yaklaştıkça, rüzgarı dindi, esintisinden emare kalmadı. Akşener’in seçime hazır olmadığını gördük. Konuşmalarıyla hava estiremediği gibi, AK Parti karşısında (Recep Tayyip Erdoğan’a karşı) etkili siyaset üretemedi. Hep kin ve öfke kustu. Halka hizmet vereceğini inandıramadı. Aldığı sonuçla partisinde yeni, liderlik mücadelesi başlattı. Akşener’in yüzde 55 ile Cumhurbaşkanı seçileceğim. Aşağı oy alırsam, oylarım çalınmış demektir. Hakkımı arayacağım sözleri, kendisi için, “BUNDAN MİLLETE FAYDA GELMEZ” dedirtti. Meydanlarda yeterli kalabalığı toplayamadı. Yine de güçlü kadrosuyla iyi sonuç aldı. Akşener’de Temel Karamollaoğlu gibi Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde partisinin aldığı oyun altında kaldı. Sıkıntıya girdi. Büyük ihtimalle kenara çekilecektir. Zira partisinde çok tecrübeli Ümit Özdağ ve Koray Aydın gibi isim yapmış lider siyasetçiler var. Büyük ihtimalle bu isimler bugünkü durumu içlerine sindiremeyecek liderlik yarışı başlatırlar. Yoksa iktidar olacağız diyerek arayışa giren ve partisine kazandırdıkları MHP’lileri kaybederler. ** OSMAN BÖLÜKBAŞI GİBİ OLDU! CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı sayın Muharrem İnce’nin son 15 günde yaptığı mitinglerine ilginin artması CHP’nin umutlarını körükledi. Özellikle Mersin, İzmir, Ankara ve İstanbul mitingleri coşkulu kalabalıkları ağırladı. Bu coşku CHP’ye umut verse de rahmetli Osman Bölükbaşı’nın mitinglerinde olduğu gibi, O KALABALIKLAR MUHARREM İNCE’YE ALKIŞ VERDİ, DİNLEDİ.. ama oylarını vermedi. Sayın Muharrem İnce ilgili en önemli gözlemlerimden birisi de, İzmir mitinginde karşısındaki kalabalık önünde Cumhurbaşkanı ciddiyetinden uzaklaşıp, gayri ciddi, alaycı bir havada vaatlerini sıralamasıydı. Buda inandırıcılığını kaybettirdi. Yine seçim günü gecesi Bülent Tezcan’ın televizyonlara çıkıp “Anadolu Ajansı’nın verdiği bilgilerin yanlış olduğunu açıklayıp seçim ikinci tura kaldı” demesi kargaşa çıkarmak ister gibi bir havada konuşması, tam bir sorumsuzluk örneği ve fiyasko oldu. Bunları dava adamları yapmaz. Bu CHP’de kısa sürede çok şeyler değişir, değişmelidir. Bu seçimde hezimeti CHP yaşamıştır.Seçim sonuçları AK Parti - MHP ittifakının mecliste devam etmesine çanak tutacak sonuçlar verdiğini de kabul etmeliyiz.. NOT: YARINKİ YAZIM; MHP AYDIN’DA NEDEN YÜZDE SEKİZE DÜŞTÜ.