Aydın’ın Çine ilçesinde Kaymakam Turan Erdoğan ile Çine Belediye Başkanı Enver Salih Dinçer arasında ipler gerildi. Belediye Meclis Toplantısı’nın ardından Belediye Başkanı Dinçer, gazetecilerin sorularını yanıtladı.

“MÜDÜRÜMÜZ, HEM BANA HEM DE ATATÜRK'E ATIFTA BULUNDU”

Kendisine yöneltilen, “Çine Kaymakamı Turan Erdoğan ile tartışma mı yaşadınız?” şeklindeki soruya cevap veren Başkan Dinçer, yaşanan olayı şu şekilde anlattı: “24 Kasım törenleriyle ilgili 23 Kasım’da Çine İlçe Milli Eğitim Müdürümüz ve yaklaşık 6-7 okul müdürümüz makamımı ziyaret etti. Tam da o gün de kurun yükseldiği bir gündü. Oradan bir muhabbet açıldı. Ziyarete gelen okul müdürümüzün biriyle tartışma yaşadık. Müdürümüz hem bana hem de Atatürk’e atıfta bulundu. Atatürk’ün kurduğu Merkez Bankası’nın Türkiye’nin Merkez Bankası’nın olmadığını, Yahudilerin ortak olduğunu söyledi. Bana koyulan tepki çok önemli değil. Okul müdürü, Çine Belediye Başkanı’nı ziyaret ettiği esnada ayağa kalkıp cebinden parasını çıkardı ve, ‘Neden burada Türkiye Cumhuriyeti yazmıyor, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası yazıyor? Çünkü bu banka Yahudilerin.’ dedi. Ben de ertesi gün Milli Eğitim Müdürümüz ile beraber Çine Kaymakamımızın yanına gittim. Kaymakam beye şunu anlatmaya çalıştım. 10 yıldır Çine Belediye Başkanlığı yapıyorum. Bugüne kadar şikâyette bulunmadım. Ama bana yapılan hakaret değil, Atatürk’ün kurduğu Merkez Bankası’na Yahudilerin denmesi, bunun ne derece doğru olduğunu ben bilmiyorum, bunu söyledim. İlçe Milli Eğitim Müdürümüz de bunu kaymakam beyin yanında onayladı. Ayrıca İlçe Milli Eğitim Müdürümüz de o müdürümüze müdahale etmedi. Kaymakam bey de bana, “Bunu dilekçe olarak ver araştırayım” dedi. Ben de daha önce başka konularla ilgili dilekçe vermiştim.”

‘BİZ ÇOCUKLARIMIZI BÖYLE DEVLET ADAMLARINA MI TESLİM EDECEĞİZ?’ DEDİM

Başkan Dinçer, açıklamasına şu şekilde devam etti: “Bunun birisi AK Parti Aydın Milletvekili Mustafa Savaş’ın bir şehit cenazesinde bir binaya asılan pankartla ilgili doğru olmayan bir beyanı vardı. Bu beyan, kaymakam beyi de içeriyordu. Beyan şu şekildeydi; ‘Kaymakam pankartı kaldırın.’ dedi. Kaldırdılar tekrar astılar şeklinde. Sayın kaymakamım dedim. O gün sizi 12 kere ilçe başkanımız aradı. Telefonunu açmadınız. Ayrıca mesaj çekti. Yine ona da bir cevap vermediniz. Kaymakam bey ‘Ben böyle bir şey hatırlamıyorum.’ dedi. Ondan sonra başka bir dilekçemiz de vardı. AK Parti Gençlik Kolları pandemi döneminde okullara veliler bile alınmazken gelip pamuk şeker dağıtmışlardı. Onunla ilgili ilçe başkanımız şikâyette bulunmuştu. Onunla ilgili de bir sonuç alınmadı. Ben de kendisine bununla ilgili dilekçe verdiğimde bir sonuç alacağıma inanmıyorum. Çünkü bu olayları ört bas ediyorsunuz. Kaymakam bey de birazcık ters bir tavırla yaklaştı. Ben de kendisine şunu söyledim. Yalan beyanda bulunan bir milletvekili var. Bunu yalanlamayan bir kaymakam var. Benim iki tane kızım var dedim. Biz çocuklarımızı böyle devlet adamlarına mı teslim edeceğiz dedim. Sizler mi savunacaksınız bizler olmadığımızda bunun haklarını dedim. Bugünkü haklarımızı savunamayan ben hatırlamıyorum, bilmiyorum yok öyle bir şey bu konuda cevap veremem diye devlet adamları mı bizim çocuklarımızı yetiştirecek dedim. Orada bir tartışma yaşadık. Olay tatlıya bağlandı. Olay bundan ibaret.”