Zeytin, tütün, incir başta olmak üzere Karacasu’nun son yılların tarımın parlayan yıldızı olma yolunda olduğunu ifade eden Küpelioğlu, “Önceleri ekilip biçilmeyen, terk edilmiş ya da makilik alanların tarıma kazandırılması çalışmaları vatandaşlarımız tarafından büyük bir gayretle devam etmektedir. Tarım alanlarının artması, küresel ısınmaya bağlı olarak iklimsel değişiklikler, su kaynaklarının azalması, sulu tarımın önündeki önemli bir engeldir” dedi.

TEHLİKEYE İŞARET ETTİ


Çalışkan ve özverili Karacasu insanı geçimini kazanma uğraşısı içinde iken yakın ve uzak tehlikeye dikkat çekmek istediğini dile getiren Küpelioğlu, “Birincisi: son 10 yıl içinde Karacasu dışından gelen ve Karacasu'nun verimli topraklarının farkına varan bazı sermaye grupları, büyük ölçekli tarlaları satın almaktadır. Bu satın alma işlemi, alan ile satan arasında gönül rızası ile olmaktadır kuşkusuz. Ancak bu durum Karacasu içindeki homojenliği bozabilir. Özellikle satın aldıkları tarlalarda çalıştırılacak işçileri zamanla, daha düşük maliyetli Suriyeli ve Afgan gibi yabancı işçilerden tercih edebilirler. İkincisi, önümüzdeki 10-20 yıl içinde toplumun genel ekonomik düzeyinin artma beklentisinden yola çıkarak, tarımda çalışan işçi sayısında azalma beklentisi vardır. Bu durum işçi maliyetlerinde artmayı beraberinde getirecektir. Bu nedenle tarımla uğraşan hemşehrilerimizin, insan gücünü daha az gerektiren tarımsal ürünlere ve ağaç çeşitlerine yönelmeleri öngörüsünde bulunabiliriz” dedi.