Yaklaşık 20 yıldır ören yerlerinde kültürel mirasın korunmasına yönelik eğitici çalışmalar gerçekleştiren bu anlamda çocuklara arkeolojiyi sevdirmeye yönelik yazdığı kitaplarla tanınan arkeolog Gülay Sert koordinatörlüğünde açılan Arkeoloji Atölyesi Geyre Vakfı sponsorluğunda gerçekleştiriliyor. 16 Temmuz itibariyle başlayıp 23 Ağustos’a kadar haftanın 6 günü 10.00 ile 15.00 saatleri arası her gün 25 kişilik farklı öğrenci gruplarına verilen eğitimlerle kültürel değerleri tanıtıp sevdirmek ve koruma bilinci oluşmasını sağlamak hedefleniyor. Geçen yıl Karacasu’dan öğrenci gruplarının geldiği etkinliklere bu yıl şimdiye kadar Aydın ve Nazilli yetiştirme yurdu öğrencilerinin katıldığı ve eğitimlerin sonuna kadar Kuyucak ilçesinde cami Kuran Kurslarında eğitim alan öğrencilerin katılacağı bilgisi verildi. Katılmak isteyen grupların randevu alarak başvurduğu ve Arkeolog Gülay Sert ve asistanı Arkeolog Nuray Kaygaz’ın yaptırdığı çalışmalarda çocuklar bir yandan Dünya Kalıcı Mirası Listesine giren Afrodisias’ı gezip bilgi sahibi olurken bir yandan da gördükleri eserleri boyama, kabartma ve baskı yoluyla yapıp hayal dünyalarını geliştiriyorlar. Fırça ve mala ile temsili kazı yapan öğrenciler bu sayede tarihi eserlerin korunmasına yönelik bilinç sahibi oluyorlar. Öğle yemeği Geyre Vakfı tarafından sağlanan etkinlikte ayrıca Karacasu Belediyesi tarafından dondurma ikram ediliyor. Bu yıl toplamda 750 öğrenciye ulaşmanın hedeflendiği çalışmada tüm çocuklara katılım sertifikası verilirken soruları doğru cevaplayan çocuklara kitap hediye ediliyor.

İNSAN SEVDİĞİ ŞEYİ KORUR

Çalışmaların amacını anlatan Arkeolog Gülay Sert, “Türkiye kültür mirası açısından zengin bir ülke. Dünyanın sayılı ülkeleri arasında geliyor. Ülke halkı olarak bu kültür varlıklarının ne oldukları ve değeri hakkında bilgi sahibi değiliz. Türkiye’de 18 tane kültür mirasına giren değer var. Afrodisias da bunlardan bir tanesi. Yaptığımız araştırmalarda vatandaşlar Afrodisias’ın dünya mirasına girdiğini biliyorlar. Ama buranın neresi olduğunu, burada kimlerin yaşadığını, kimlerin gelip geçtiğini bilmiyorlar. Bizim arkeologlar olarak kültür varlıklarını ortaya çıkarmak görevimiz. Ortaya çıkardıktan sonra bilimsel çalışmalarını yapıyoruz. Devletin korumasına bırakıyoruz. Ormanı bekçi değil sevgi korur diye çok sevdiğim bir laf var. Biz vatandaşa, halkımıza kültür varlıklarını tanıtmayı amaçlıyoruz, çünkü insan tanıdığı bir şeyi sever, korur ve değerini bilir. Bu yüzden de önce tanıtalım, önemini bildirelim, sevdirelim, benimsetelim ki korusunlar. Bu yüzden bir çalışma başlattık. Geyre Vakfı, Afrodisias Kazılarının sponsorluğunda yapıyoruz bu çalışmayı. Önceliği çocuklara verdik. Bugünün küçüğü yarının büyüğüdür. Çünkü uzun vadeli korumayı onlar sağlayacak. Bundan sonraki çalışmayı öğretmen, kamu çalışanları, DSİ, karayolları, inşaat, elektrik sektörü çalışanlarını bu etkinliğe davet edeceğiz. Bir öğretmeni eğitmek demek onun çalışma hayatı boyunca dokunacağı tüm öğrencileri eğitmek demektir. Ardından halka yönelik köylerden insanlara ulaşacağız. Geçen yıl Karacasu’dan başladık. Bu sene Kuyucak’a geçtik. Önümüzdeki dönem Buharkent’ten öğrencileri alacağız. Daha sonraki yıllarda Nazilli, Aydın ve diğer Ege Bölgesi illerine geçeceğiz” ifadelerini kullandı.

DRAMA ÇALIŞMALARI YAPILIYOR

Yapılan çalışmalar hakkında bilgi veren Sert, “Öncelikle Ara Güler salonunda çocuklara bir sunum yapıyoruz. Yaşadığımız coğrafyayı, dağları, ovaları, yetişen ürünleri hatta yetişen ünlüleri tanıtıyoruz. Ardından 8 bin yıllık geçmişinden başlayarak bir arkeolojik geçmişini anlatıyoruz, ardından Afrodisias’a odaklanıyoruz. Çocuklara görseller gösteriyoruz, ardından o görselleri müze içerisinde çocuklara bulduruyoruz. Drama çalışmaları yapıyoruz. Mitolojik öyküleri tamamlama oyunları oynuyoruz. Ören yerine geçip çeşitli yerleri geziyoruz. Meclis binasında günümüz meclisini canlandırıyoruz. Biri meclis başkanı diğeri bir kentin milletvekili oluyor. Kenan Erim hocanın mezarında sonlandırıyoruz. Pide, ayran, dondurmadan oluşan öğle ikramlarının ardından atölye çalışmasına geçiyoruz. Burada yaş gruplarına göre boyama ve kabartma çalışmalarını yapıyorlar. Daha sonra da öğrencilerimize katılım belgesi veriyoruz. Kazı çalışmalarında amaç öğrencilere kazı tekniklerini öğretmek değil, sadece tarihi değerlere dikkat etmeleri gerektiğini, bulunan her şeyin çok değerli olduğunu, yanlarında götürmemeleri gerektiğini, hatıra olarak almamaları gerektiğini, herhangi bir şeyin parçası olabileceğini onlara hissettiriyoruz. Çalışmanın zorluğunu anlatıp bulunan her şeyin kemiğin, taşın, toprağın çok değerli olduğunu onlara vurgulamış oluyoruz” şeklinde konuştu.

“GÜÇLÜ BİR UYGARLIĞA SAHİBİZ”

Sert, sözlerini, “Bu çalışmanın önemi çocukların yaşadığı ülkenin, coğrafyanın önemini ve değerini kavramasını sağlamak. Geçmişle gelecek arasında bağlantı kurulması, geleceğe atılacak adımlarda geçmişten güç alarak geleceğe yönelinmesi. Bir zamanlar Türkiye’nin kurulan ilk devleti Hititler. Bir zamanlar dünyanın süper güçlerinden biri. Bugün dünyanın süper gücü Amerika. Eğer çocuklar geçmişte buranın süper güç olduğunu bilirse bunun topraklarının değerini anlar ve bu bilginin üzerinde yükselebilir. Mesela antik kentler için bizim kültürümüzle ne alakası var derler. Bu yanlış bir düşüncedir. Bütün Roma gelip burada yaşamamış. Bizim anamız, babamız, dedemiz, atamız yaşamış. Atananlar Roma Valisi ve generaller. Bu gördüklerimizi Roma’dan gelip yapmadı, burada yaşayan insanlar yaptı. Burada yaşayan insanlar bu sanat eserlerini yaptılar. Bunun algılanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Sanatın, felsefesinin, tıbbın, matematiğin doğduğu topraklar buralar. Bu bilgiyi çocuklarımıza verebilirsek geçmişleriyle gurur duyup geleceğe güvenle bakabilirler. Avrupalıların, Amerikalıların karşında biz de çok güçlü bir uygarlığa sahibiz. Burası da bunun bir kanıtı” şeklinde sonlandırdı.

ÇOCUKLAR MEMNUN AYRILDI

Eğitimlere katılan öğrencilerden Ahmet Uçkun, “Kazı çalışması yaptık. Boya yaptık. Gezdik. Çok eğlenceliydi. Tarihi şeyleri öğrendik. Tarihi değerleri korumamız gerektiğini öğrendik” dedi. Zeynep Koç, ise “Tarihi yapıda kurduğumuz temsili mecliste meclis başkanı oldum. Orada konuşanlara söz hakkı verdim. Oturumu açtım. Ayrıca resim yaptım, tarihi değerleri yerinde öğrendim. Güzel ve eğlenceli bir gün geçirdim” ifadelerini kullandı. Metehan Demir “Kazı yaptık. Resim çalışması yaptık. Kenti gezdik. Meclis toplantısı yaptık. Eski insanların nasıl yaşadığını öğrendik. Eski yapıtları gördüm, bunları tanıdım. Öğretici bir çalışma oldu” şeklinde konuştu.