Güzergahın hali hazırdaki haliyle tarıma elverişli sulama arazilerinden geçtiğini, 1. derece arkeolojik SİT alanlarını tahrip etme olasılığı bulunduğunu öne süren Ayvazoğlu, "Güzergah dağ eteğinde kalan köyler ile araziler arasından geçerek doğal bir set oluşturuyor. Tarlasına gitmek isteyen köylüler  kilometrelerce uzaktaki köprü ve viyadükleri kullanmak zorunda kalacak" diyerek yetkilileri geç kalmadan gerekli tedbirleri almaya davet etti.

ULAŞIM MEDENİYETTİR


Güzergahların erkenden önlem alınması gerektiğini söyleyen Ayvazoğlu, “Biz otobana, ulaşıma karşı değiliz. Ulaşım medeniyettir. Otobanın yerinin değişmesi ayrı, güzergahının tekrar düzenlenmesi farklı bir durumdur. Biz otobanın yerinin değişmesini değil, güzergahının tekrar değerlendirilmesini istiyoruz. Biz daha önce Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’ne resmi yazı yazmıştık. O zaman kaygılarımızı belirtmiştik. Aynı kaygılarımız yine devam ediyor. Eğer gerek varsa sonradan dizimizi dövmeden düşünmenin tam zamanı" diye konuştu.

"TARLASINA GİTMEK İSTEYEN KÖYLÜLER SIKINTI YAŞAYACAK"


Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü’ne yazdıkları yazının ve aldıkları cevabın içeriğinden de söz eden Ayvazoğlu, "Yazıda, 'Aydın-Denizli Otoyol hattının Aydın’a bağlı Dalama Beldesi, Yenipazar ve Nazilli ilçeleri arasında kalan kısmında tarıma elverişli ve sulama arazilerinden geçtiği; aynı zamanda yine bu kısımda 1. derece arkeolojik SİT alanlarını tahrip etme olasılığı bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu şekliyle otoyol hattı, bölgede oturan, ziraat yapan ve ilgilenen vatandaş ve yöneticilerimizin bazı endişeler taşıdığı görülmektedir' dedik. Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü'nün geri cevabında ise, 'Otoyolun proje işlemlerinin 2008 yılında tamamlanmış olduğu; hali hazırda kamulaştırma için kıymetlendirme çalışmasının sürdürüldüğü, proje aşamasında belediyelerden ve tüm kamu kurumlarından görüş alındığı; güzergahın değişmesinin, yapım ve bakım işletme maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle mümkün olmadığı belirtilmiştir' ifadeleri kullanıldı. Ancak daha sonraki cevabi yazısında ise, 'Bu hususların ihale aşamasında değerlendirileceği' yanıtı verildi. Güzergah şu anda, dağ eteğinde kalan köyler ile bu köylere ait ovadaki arazilerin arasından geçerek doğal bir set oluşturuyor. Tarlasına gitmek isteyen köylü kilometrelerce uzaktaki köprü veya viyadüğe kadar gitmek zorunda kalabilecek" diyerek sıkıntıya işaret etti.

KÜLTÜR VARLIKLARI TEHLİKEDE


Otoyol güzergahının tarihi eserleri de tehdit ettiğini öne süren Ayvazoğlu, Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü'ne gönderdikleri yazıyı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'na da ulaştırdıklarını aktardı. Bu bakanlıktan da kendilerine yazı geldiğini dile getiren Ayvazoğlu, "Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünden alınan yazıda özetle, 'Yazımızda belirtilen hususların ilgili mevzuat kapsamında incelenerek sonucundan bilgi verilmesi' hususu Aydın Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na talimatlandırılmıştır. Aydın Kültür Varlık Koruma Kurulundan alınan iki yazıda özetle, 'Karayolları 2. Bölge Müdürlüğü'nden Aydın Denizli Otoyol hattı güzergahının onaylı kamulaştırma haritasının tamamının kurula iletilmesi' istendiği anlaşılmaktadır" dedi.

"TAHRİBAT OLMADAN DA YAPILABİLİR" 


Her iki kurumdan kendilerine ulaştırılan yazıları değerlendiren Ayvazoğlu, “Söz konusu 2 yazıdan anlaşılan, değiştirilen güzergahın Bölge Kurulu'na gönderilmemiş ve son durumun kültür varlıkları açısından incelenememiş olduğudur. Altyapı yatırımlarının, bölgesel ve kırsal gelişmedeki önemi herkesçe malumdur. Buna karşın söz konusu yatırımların, tarihi, kültürel ve doğal varlıkların tahribatı olmadan da yapılabileceğini düşünüyoruz. Bu konuda yörede yaşayan vatandaşlarımızın endişelerinin göz önünde bulundurulması ve güzergah hakkında bilgilendirmelerinin modern yönetim anlayışının gereği olduğu ortadadır" diye konuştu.

"GEÇ OLMADAN GÜZERGAH DEĞİŞTİRİLMELİ"


'Şu anki güzergahın ne vatandaşa, ne de toprağımıza faydası bulunmamaktadır' diyen Ayvazoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: "Hem üreticimizi rahatlatacak, hem de toprağımızı ve tarihi mirasımızı koruyacak bir güzergahın üzerinde anlaşmamız gerek. Bunun dışında korunması gerekli kültür varlıklarının sadece bugün yaşayan insanların değil, gelecek nesillerin de hakkı olduğu düşünüldüğünde, bu varlıkların korunması için azamı gayretin sarf edilmesi, bu gayretlere herhangi bir maliyet biçilmemesi, sorumlu bir yönetim anlayışın gereği olmalıdır."