ABD doları karşısında Türk parası değer kaybetmiş, enflasyon halkın belini bükmekte. Gezmek, kültürlenmek zenginleşen kesimler hariç hayal olmuş öncelik karnını doyurmak olarak görülüyor. Fakir fakirleşiyor zengin daha da zenginleşiyor. Ticaret ile uğraşanlar veya kara para aklayanlar çoğunlukta olmakla birlikte büyük meblağları gören insan sayısı azalmakta. Eğitim ezberden ilerliyor. Sorgulayan, sorgulatan, üreten bir sistem yok. Ülkenin her tarafında üniversite olmasına karşın nitelik az. Köklü üniversiteler dışında derslere öğretim üyesi girmeyen üniversiteler var. İdeali olan gençler bir şeyler yapmanın derdinde fakat başka bir bölümü kazanamadığı için kazandığı bölümlere giren, o dönemin şartlarını kullanarak bir yere gelmek isteyen çok genç var. Okumanın değeri para kazanmaktan düşük görüldüğü ve eğitim, üniversiteye gitmek amacından saptığı için "okudun da ne oldu" tarzındaki söylemler ülkede yaygınlaşmakta. Siyaset hayatın her noktasına sirayet etmekte ve bu noktada bilim değerini kaybetmekte. Tüm siyasi partiler halktan uzak, kendi kurdukları dünyalarında hareket etmekte. Ülkenin geleceğini ve durumunu gerçekten düşünen insan sayısı çok az. Düşünce özgürlüğü neredeyse yok denilecek seviyede. Düşüncesini belirten herkese "hangi partiden acaba" gözüyle bakılmakta. Şeffaflık gittikçe azalmakta. Doğruyu bilen çok hayatına uygulayan çok az. "Amannnn neyi değiştireceksin, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, devir böyle ona göre davranacaksın" söylemleri artmakta. Herkes kendi hayatında bile ufak çabalarla, doğruyu yaparak fark yaratabileceğinin farkında değil, kurtarıcı beklemekte. Nasıl olsa düzen böyle gidiyor diyerek düzenin içine hapsolmakta. İnsanlar birbiriyle konuşup hakkını savunma noktasında anlaşmakta fakat uygulamaya gelince ya tek kişi kalmakta ya da sırtını birbirine dönüp gitmekte. İnsanların birbirine güveni giderek azalmakta. Televizyonlar ve telefonların da etkisiyle muhteşem bir bilgi kirliliği ortalıkta dolaşmakta. Kitap fiyatları pahalandığı için ve kitap okuma kültürümüz de sınırlı olduğu için herkes her şeyi bilmekte fakat yine de somut bir sonuç ortaya çıkmamakta. Tarih bilimi siyasete alet edilmekte. Atalarımıza tümüyle saygı duymak, iyi noktalarını özümseyip, zora düştükleri noktalardan ders çıkarmak yerine tarih kutuplaştırılmakta. Kimliğimiz ve gerçekliğimiz bireysel olarak silinmekte veya belli gruplar tarafından sildirilmekte. İnsanlar birbirinin üstüne basarak bir yerlere ulaşma derdinde. Şimdi diyeceksiniz hiç mi iyi bir şey olmadı? Tabii ki oluyor. Fakat tüm başarılar insanların bireysel çaba ve inançlarında kalıyor. Destek geliyor ama ya sonradan geliyor ya da eksik geliyor..
Bu durumun en net çözümü çok okumak, kültürlenmenin, kendini ve dünyayı tanımanın önemini kaybetmemek, "şartlarım uygun değil ne yapabilirim" diye şikayetlenmek yerine bulunduğu noktada elinden gelenin en güzelini diğerkâm olabilecek şekilde de yapabilmek. Herkesin haklarını ve sorumluluklarını öğrenerek, birbirine güvenerek yola çıkabilmek ve birbirlerini yarı yolda bırakmamak. İnanın öz hayatınızda ne kadar dürüst olursanız yarattığınız etkilerin sonucuna bile inanamayacaksınız. Yeter ki inanmaktan, birbirimizi biz olduğumuz için sevmekten, bilimden ve okumaktan vazgeçmeyelim. Hak ettiğimiz değerin ve yaşamın daha kaliteli olduğuna inanıyorum.
Sevgiyle kalın...