''Siyasette güven olmazsa olmazımız. 25 senedir aktif siyasetin içindeyim. Partimizin de değişik katmanlarında görev aldım. 2019 yılından bu yana kesintisiz ilçe başkanlığı yapıyorum. 2019 yılından günümüze baktığımız zaman, insanların Cumhuriyet Halk Partisi'ne bakış açısını değiştirdik. 2019'dan 2024 yerel seçimlerine kadar Cumhuriyet Halk Partisi'ne bakış açıları biraz tepkiliydi. Cumhuriyet Halk Partisi'ni biraz daha sokakta görmek istiyorlardı. Daha etkin muhalefet yapmasını istiyorlardı ama bunu pek göremedikleri için partiye de çok sıcak bakmıyor, parti binamıza çok gidip gelmiyorlar ve üyelik yaptırma konusunda çok istekli değillerdi. 2024 yerel seçimlerinden sonra Türkiye'nin birinci partisi olduk ve akabinde Genel Başkanımız Sayın Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu'nun önerdiğinde partimiz gerçekten sokağa çıkmaya ve vatandaşın duymak istediği söylemleri dile getirmeye başladı. Yani, Türkiye'nin gerçek sorunlarına değinmeye başladı. Emeklinin, işçinin, öğrenciyim, kadınım, memurun, gencin yanında olduğunu gösteren siyaset ve söylemler üretmeye başladı.''

''HALKI MÜCADELEYE ORTAK EDEMEZSENİZ BAŞARAMAZSINIZ''
Özellikle, Cumhurbaşkanı adayımız sayın Ekrem İmamoğlu'nun diplomasının iptali ve akabinde tutuklanması, birçok belediye başkanımızın yine haksız ve hukuksuz yere tutuklanmaları, Cumhuriyet Halk Partisi'ne karşı yapılan, siyasi yargıyı eliyle açılan ve Cumhuriyet Halk Partisi'ni adeta kapatma noktasına getirmeye çalışılan davalar insanların tepkilerini her geçen gün daha da arttırdı. Bu davaların neticesinde görevlendirilen, kendi içimizden bazı arkadaşlarımızın gerçek yüzlerinin ortaya çıkarıp onlarla resmen işbirlikçi halinde hareket etmeleri, vatandaşlarımızın gözünde Cumhuriyet Halk Partisi'ne olan ilgiyi daha da artırdı ve partiye sahip çıkmaya başladılar. Yani, siyasette siz ne kadar siyasi bir parti olarak yönetim kurumunuzda, kadın kollarınızda asli görevlerinizi yapsanız da halkı bu göreve, halkı bu mücadeleye ortak edemezsiniz, başarılı olamazsınız. Şu anda, Cumhuriyet Halk Partisi halkı bu mücadeleye ortak etmiş durumda. Bir tek Cumhuriyet Halk Partisi'de değil. Mesele, Cumhuriyet Halk Partisi meselesi olmaktan çıkmış durumda. Ülke bir demokrasi savaşı veriyor. Geçlerimizin, kadınlarımızın, çocuklarımızın geleceğiyle ilgili bir mücadele veriyor. Kuşadası'nda da durum aynı şekilde ilerliyor. Cumhurbaşkanlığı ön seçiminde üyelerimiz yüzde 90'ı oy kullandı. Dayanışma sandıkları kurduk ve burada da 50 bine yakın vatandaşımız gelerek oy kullandı. Ekrem İmamoğlu'nun özgürlüğü için imza kampanyası başlattık. 40 bin hedef koymuştuk ama bugün geldiğimiz noktada 70 bin imza topladık. Üye sayımız 2019 yılında 4 bindi, 2024 yılında 6 bin civarındaydı. Bir senede 10 bine ulaştık. Herkes kendi özgür iradesiyle geliyor. Bu durum da siyasetçi olarak bizleri mutlu ediyor.''

''ÖZLEM ÇERÇİOĞLU'NUN AK PARTİ'YE GEÇİŞİ SÜPRİZ OLMADI''
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun AK Parti'ye geçişini ben tamamen Aziz İhsan Aktaş dosyalarına bağlıyorum. Bu geçiş, işin içinde olduğumuz için bize çok sürpriz olmadı ama belli kesime göre sürpriz oldu. Tabi, burada aslında iki önemli noktaya bakmak lazım. Birincisi Aziz İhsan Aktaş dosyaları. Özlem Çerçioğlu'nun, basından duyduğum kadarıyla, ''Ben 6 metrekarede vakit geçiremem'' şeklinde bir söylemi olmuş. Özlem Çerçioğlu, altı metre karelik bir odada hayatını geçirmemek adına muhtemelen AK Parti'ye geçti diye düşünüyorum. Bir de işin şirket kısmı var. Şirketin ekonomik durumunun son zamanlarda çok iyi olmadığı konuşuluyordu.''

''AYDIN VE KUŞADASI HALKI SANDIKTA BUNUN CEVABINI VERECEK''
''Özlem Çerçioğlu'nun, AK Parti'ye geçişi ile birlikte Aydın ve Kuşadası'nda dengeler değişecek ve bu geçiş ile Aydın ve Kuşadası, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) kanadından kan kaybedecek şeklinde duyumlar kamuoyuna yansıdı. Türk siyasi tarihi, ''Ben olmazsam parti olmaz'' şeklinde düşünen ve bunu deneyen ama başaramayan binlerce siyasetçiyle dolu. Özlem Çerçioğlu, AK Parti'nin adayı olması durumunda ki inşallah olur, Aydın ve Kuşadası halkı, yapılacak o ilk seçimde 344 bin oyun hesabını verecek diye düşünüyorum. O gün kendisi mi yoksa parti mi büyük bunu hep birlikte göreceğiz. İki dönem milletvekilliği ve dört dönem belediye başkanlığını kendi oylarıyla mı yoksa partinin oylarıyla mı yapmış bu sorunun yanıtını sandıktan çıkacak sonuçla hep birlikte göreceğiz. Hiçbir siyasi parti başkanı ya da aday olacak belediye başkanı 'seçimi kaybedeceğim' düşüncesi ile başlamaz bu işe. Herkes 'kazanacağım' diyerek başlar. Aydın ve Kuşadası için yapılan söylemler siyaseten yapılan söylemlerdir ve buna kendilerinin bile inandıklarını düşünmüyorum.''

''KUŞADASI'NDA HERHANGİ BİR İMAR RANTININ OLMASI MÜMKÜN DEĞİL''
''Kuşadası'nda herhangi bir imar rantının olması mümkün değil. Sonuçta, imarın başında olan tek yetkili Büyükşehir. Üç sene önce, Kuşadası'nda yapılan bir deprem çalıştayından sonra çalıştaya yönelik hazırlanan bir revizyon planının, altı milyarlık imar vurgunu var diye dile getirilerek algı yaratılmak istenmesi bana göre Özlem Çerçioğlu'nun, AK Parti'ye kaçışının bahanelerinden birini yaratma çabasından başka bir şey olmamıştır. Vatandaşta zaten bunun farkında. Belediye Başkanımız Ömer Günel'de konu kapsamında ulusal platformlarda açıklamalar yaptı. Asıl rantın Kuşadası'nda değil, Sultanhisar'da olduğunu belgeleri ile açıkladı. Ama konuya henüz hiçbir resmi kurumdan ya da kendisinden bir açıklama gelmedi. O açıklamayı da hala bekliyoruz.''

''ALINAN KARARLAR ÜLKEMİZE CİDDİ ANLAMDA YÜK GETİRECEK''
''İstanbul İl Kongremiz, İstanbul Asli Hukuk Mahkemesi'nin almış olduğu bir kararla, tedbirli olarak; İl Başkanımız, yönetim kurulu ve oradaki seçilen kurultay delegeleri tedbirli olarak görevden uzaklaştırıldı. Davanın devamında, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Kongresi'nin iptal davasını esastan reddetti. Hukuksuz bir süreci; İstanbul'da hukuksuz alınan bir kararı Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi doğru bir karar vererek sonuçlandırdı. Haksız ve hukuksuz yere yaratılan, siyasi yargı eliyle verilen bu davaların artık bence sonlandırılması lazım. Çünkü bu davalar Cumhuriyet Halk Partisi'ne zarar vermekten öteye geçmiş durumda. İstanbul'da ki karardan sonra borsada bir çöküş ve dövizde bir yükseliş yaşandı. Ekrem İmamoğlu'nun tutsak edilmesinden sonraki süreçte yine aynı manzara ile karşılaştık. Ayın 15'inde yine Cumhuriyet Halk Partisi ile ilgili bir dava söz konusu. Cumhuriyet Halk Partisi'ne ilgili kapatma davası neticesinde en büyük sıkıntının ekonomide yaşanacağını herkes konuşuyor. Benim düşünceme aksi bir karar çıkarsa gene borsada ciddi bir çöküş olacak, dövizde yükseliş olacak. Yani, ekonomik anlamda çıkmazlara gireceğiz. Bu anlamda en büyük zararı gören yine vatandaşımız olacak. Türkiye tarihinde asgari ücret ilk defa açlık sınırının altına düştü. Dolayısıyla, ekonomiyi düşünerek hareket edelim. Vatandaşımızın cebine girecek olan parayı düşünerek hareket edelim. Alınan her kararda vatandaş daha da fakirleşiyor. Alınan kararlar ülkemize ciddi anlamda bir yük getirmeye ve ekonomiyi çıkmaz hale getirmeye başladı.''

''KUŞADASI'NIN EN BÜYÜK SORUNU GEÇİM SIKINTISI''
''Vatandaş gözüyle düşündüğümüz zaman bugün Kuşadası'nın en büyük sorunu geçim sıkıntısı. Kuşadası bir emekli kenti. En son seçimlerdeki yaş ortalamasına baktığımız zaman ortalama 55 yaştı. Kuşadası'nın nüfusu her geçen gün yaşlanıyor. Emekli kesim, Kuşadası'nda daha çoğu ikamet etmeye başladı. Özellikle, pandemi sürecinden sonra bu artışı gördük. Ciddi şekilde artışlar oldu. Dolayısıyla, Türkiye'de yaşadığımız genel sorunun ilçemizde de yaşandığını görüyoruz, hissediyoruz. Kuşadası biraz daha turistik bir yer olduğundan, fiyatlar ve kiralar da biraz daha yüksek diğer yerlere baktığımız zaman. İnsanlar hayatını idame ettirmekte zorlanıyor. Belediyemizin sosyal yardımların her geçen gün daha da arttığını görüyoruz.''

''BELEDİYELERDE SOSYAL HİZMETLERİN SIFIRA İNDİĞİ BİR ÜLKE ÖZLEMLİYORUZ''
''Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında, belediyelerin sosyal hizmetlerinin sıfıra indiği bir ülke gözlemliyoruz. Sosyal hizmet ve yardımların olmadığı, insanların emeğiyle hak ettiği ücreti aldığı ve bu hak ettiği ücretlerle ailesini geçindirebildiği, çocuklarını okula gönderebildiği, tatiline gidebildiği huzur dolu bir ülkede yaşanılmasını istiyoruz. Bugün yaşanan tabloya baktığımız zaman şu sorular geliyor aklımıza; 'Bir ülke iyiye gidiyorsa sosyal yardımlar artar mı? Bir ülke iyiye gidiyorsa hastanelerde kuyruklar artar mı? Bir ülke iyiye gidiyorsa o ülkede aileler çocuklarımızı hangi okula göndereceğim, hangi okula yerleştireceğim diye düşünür mü? Cumhuriyet Halk Partisi olarak parti programımızı yeniliyoruz. Programımız tamamlandığı zaman, vatandaşımız, Cumhuriyet Halk Partisi'nin her şeye bir çözümü olduğunu görecek. Belediyelerimiz de bu konuda öncü ve destekçi. Bütün belediye başkanlarımız da bunu layıkıyla yerine getiriyorlar.'' Aydın Ses Gazetesi ekibine destekleri için teşekkür etmek istiyorum.




