Batılı bir aile hukuku profesörü şöyle der:
"Ben Batılı bir aile hukuku profesörü olarak diyorum ki;
Türk milletinin elinden aile nizamını alınız, geriye hiçbir şey kalmaz." (İsveçli Prof. Gaston Jezz)
Türkiye Yüzyılı...
Aile Yılı...
Dünyanın en hızlı yaşlanan ülkesi Türkiye, farkındalık için 2025 yılını Aile Yılı ilan etti.
Doğru ve yerinde bir adım.
Aile, toplumun temel taşıdır.
Sağlıklı aile yapılarından sağlıklı fertler teşekkül eder.
Bu da güçlü bir toplumu meydana getirir.
Bu durumun ülkemiz açısından ne kadar mühim olduğunu batılı hukuk bilim adamının sözlerinden daha net anlıyoruz.
Harici kişilerin söylediklerine ihtiyaç mı var?
Elbette yok.
Ama siz kral çıplak diyemezseniz; birilerinin çıplak demesini beklersiniz.
Durum; tam da budur.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 41. maddesi aileyi, "Türk toplumunun temeli" olarak tarif eder.
Devletin aileyi koruma görevine vurgu yapar.
Pekiyi Devlet aileyi ne kadar koruyor?
Ailenin temeli çocuklarımız daha doğarken kader mahkûmu oluyor.
Bu hükme nasıl vardınız derseniz…
-Maalesef- yine batılı kaynakların aynayı bize tutmalarından...
Gerçeklerle yüzleşmemizi sağlamalarından…
Meselâ, BBC yayın kuruluşu bir araştırmanın sonucunu yayımlıyor ve şöyle soruyor:
“Türkiye neden sezaryende dünya birincisi?”
Biz Türklerde hiçbir şeyin ortası yok.
Aynı sezaryende olduğu gibi…
OECD’nin 2021 verilerine göre sezaryende Türkiye, dünya ülkelerine açık ara fark atmış.
OECD verileri ortalaması %29,1…
Türkiye’de sezaryenle doğum oranı bunun iki katı :58,4
En yakın rakibimiz Güney Kore!
O da %53,8.
2022 verilerinde ise bu oran %60.01’e yükselmiş.
Muhtemelen 2025’de daha da artmıştır.
Nereden mi biliyoruz?
Kendi çevremizden…
İki haftalık hamile kadınlar doğrudan sezaryene yönlendirildiğini yakinen şahit olduk.
Bunun sebepleri üzerinde duruldu mu?
Duruldu ise ne kadar?
Malum…
Gelişmişliğin ölçüsü olarak sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesi sunulmaktadır.
Netice: Pıtrak gibi artan özel hastaneler…
Bu da daha fazla kâr etme amacını doğurmaktadır.
Düz mantık…
Özel hastanelere hasta lazım.
En kârlısı ve kılçıksızı sezaryenle doğumdur.
Özellikle sezaryenle doğuma yönlendirme gün geçtikçe artmaktadır.
Bunun çeşitli sebepleri vardır.
Ama şu uzman görüşü dikkat çekicidir:
“Doğumhaneler niye bu kadar soğuk? Ben doktor olarak girdiğim de bile üşüyorum. Üşüyen bir insan kasılır, kaslar kasıldıkça doğum kanalı daralır. Doğumhanelerin sıcak olması lazım, rahatlamak ve gevşemek için. Sıcak doğumhane, loş, bir ışık, keyifli bir müzik… Doğumhanelerin değişmesi ve dönüşmesi lazım.” (Gerçek hayat dergisi, Ocak-2025, shf.23)
Buradan hareketle Sağlık Bakanlığı’nın 2022 İstatistikleri Yıllığına bakıldığında ne demek istediğimiz daha net anlaşılmaktadır.
2022 İstatistikleri Yıllığına göre kamu hastanelerindeki sezaryen oranı 46 iken özellerde bu oran %76’yı bulmuştur.
Bu rakamlar bile nasıl bir kâr içgüdüsüyle hareket edildiğini göstermektedir (İstisnaları varsa elbette tespitlerimizin dışında tutulmuştur).
Kimsenin günahını almak istemem.
Ama sanki bir el, özel hastanelerin kârlılığını düşünmektedir.
Bu husus üzerinde iyi düşünülüp ona göre strateji belirlenirse…
Yeni Sağlık Bakanı’nın normal yolla doğumu teşvik politikası halk nezndinde karşılık bulur.
Dolayısıyla Türkiye Yüzyılı’nda 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesinin bir karşılığı olur.
Yoksa Aile Yılı sezaryen çetesine teslim edilmiş demektir.
Bu da verilen mücadelenin akamete uğramasına yol açar.
O vakit insan ithalatına başlarız.
Aile Yılı’na sezaryen çetesi mi hâkim olacak?
Dr. Mesut Mezkit
Yorumlar
Trend Haberler

Aydın’da 1.1 milyar liralık vurgun

Herkes ona ağlarken o aşk peşine düşmüş: Nazilli’de skandal mesajlar

Didim'de nefes kesen anlar

Nazilli’deki faciada flaş gelişme: Hemşire F.T canlı yayında konuştu

Nazilli'deki faciada korkunç detaylar: Cani eş öldürdüğü karısının sigortasına göz dikmiş

Tatlıses, Aydın'da: Ahmet Tekin Baykal'ı ziyaret etti

Resmi Gazete'de yayımlandı: Aydın'daki baraj rahat nefes alacak

Nazilli'de bunu da gördük: Taneyle meyve satışı başladı

Büyük ikramiye Aydın’a çıktı: Milyonlar kazandı

Nazilli’nin şampiyon koçu satıldı: Tam 150 kilo ağırlığında