Aydın Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, denetimli serbestlik tedbiri altında bulunan bireylerin yeniden topluma kazandırılmasına yönelik eğitim ve iyileştirme çalışmaları kapsamında, Sigara, Alkol ve Madde Bağımlılığı Programı’na katılan 7 kişilik grupla Aydın Tralleis Antik Kenti’nde doğa temelli bir etkinlik gerçekleştirdi.
ONARICI ADALET
Türk denetimli serbestlik sisteminin 20. yılı nedeniyle güçlendirilen “onaracı adalet” ve “insan odaklı rehabilitasyon” anlayışı doğrultusunda hazırlanan etkinlik, yükümlülüklere yalnızca yaptırım değil, anlamlı bir iyileşme ve dönüşüm süreci olarak yaklaşan modern sistemin örnek uygulamalarından biri oldu.

DOĞA TEMELLİ TERAPİ
Etkinlik, Aydın Denetimli Serbestlik Müdürlüğü’nün gönüllü çalışanı Doç. Dr. Hatice Öner yürütücülüğünde; doğa temelli terapi ve ekopsikoloji yöntemleriyle planlandı. Tarihi Tralleis Antik Kenti’nin atmosferi eşliğinde yapılan çalışma, katılımcıların stres mekanizmalarını anlamalarını ve doğaya temas ederek içsel farkındalık kazanmalarını hedefledi.
YÜKÜMLÜLERE FARKINDALIK DENEYİMİ
Tarihin ve doğanın aynı anda tanıklık ettiği bu özel etkinlikte yükümlüler, gündelik hayatın gürültüsünden uzaklaşarak sessizleşme, anda kalma ve kendi yaşam öykülerini dışarıdan değerlendirme fırsatı buldu. Grup paylaşımları ve farkındalık odaklı yönlendirmeler aracılığıyla bağımlılıkla mücadelede motivasyonlarının güçlendirilmesi amaçlandı. Kapalı mekânlarda işlenen program içerikleri bu kez doğanın içinde, daha duyusal ve bütüncül bir yaklaşımla tekrar ele alındı.
BAĞIMLILIKLA MÜCADELEDE ÖZEL BİR ALAN
Program kapsamındaki bu çalışma, yükümlülere sigara, alkol ve madde kullanımına ilişkin riskleri, tetikleyicileri ve başa çıkma stratejilerini duygusal, zihinsel ve sosyal yönleriyle değerlendirebilecekleri özel bir alan sundu. Etkinlik, çalışmanın yürütülmesine destek veren Tralleis Antik Kenti Kazı Başkanlığı’nın katkılarıyla hayata geçirildi. Bitiminde denetimli serbestlik hizmetlerinde çok aktörlü iş birliğinin önemi vurgulandı.
Aydın Denetimli Serbestlik Müdürlüğü, eğitim ve iyileştirme faaliyetlerini çağdaş, bilimsel ve alternatif yöntemlerle çeşitlendirmeyi sürdürürken doğa temelli uygulamaların yükümlülerin hem bireysel iyilik haline hem de topluma yeniden uyum süreçlerine önemli katkı sağladığını belirtiyor.




