Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada bakınırken dikkatimi bir yazı çekti yazının başlığı ‘Kırık cam teorisidir’. Daha önce duymuş ama hiç derinlemesine okumamıştım. Belki sizlerde denk geldiniz. Okudukça hayatımızdan bir şeyler bulduğumu fark ettim ve sizlerle paylaşmak istedim. Okuduğum kısacık metin şu sözler yer alıyordu;” Kırık cam teorisi... Buna göre bir binanın çoğu camı kırıksa insanlar diğerlerini kırmakta çekinmezler ve bunu suç olarak görmezler. Hayat da buna benzer, insanlara kırıklarımızı gösterdikçe kırmaktan çekinmezler”.
Kırık Cam teorisi, ABD’lı suç psikoloğu Philip Zimbardo’nun öğrencileri ile birlikte yaptığı bir deney olmuş. Fakir ve suç oranı yüksek Bronx ile yaşam standardı yüksek insanların yaşadığı Palo Alto’ya plakaları sökülmüş ve kaputu açık birer araç bırakılmış. Bronx’taki araç 3 gün içerisinde tüm parçaları sökülmüş ve yağmalanmış iken Palo Alto’daki araca kimse dokunmamış. Bunun üzerine Zimbardo ve öğrencileri ellerinde çekiç aracın yanına gitmiş ve kelebek cama ilk darbeyi indirmiş. Anında etrafa toplanan zengin ve beyaz insanlar aracı çok kısa zamanda kullanılmaz hale getirmişler. Kaynakta deneyi söyle sonuçlandırmış Zimbardo ; “ İlk camın kırılmasına izin vermemeniz gerek , aksi halde olacak kötü gidişatı engelleyemeyiz”. Aslında birçok yaklaşım bunu desteklese de bu kadar çıplak görünce üzerinde düşünmek istedim. Düşündükçe hayatın içinde yaşadıklarımız gözümün önünde film şeridi gibi geçti gitti.
Çocuğu olanlar bilir, okulda bir çocuk yanlış davranışta bulunur ve buna karşılık tepki görmezse salgın gibi birçok çocuğa yayılır. İlk cam kırılır ve bundan kimse cezalandırılmamıştır. Diğerleri de bunu yapmaya hak kazandırılmış olur.
Kendi planlarımızı hedeflerimizi koyduğumuz dönemleri düşünün. Bir anlık gaflette yaptığınız tüm bütçeyi altüst eden o satın alma dürtüsüne yenildiğimizde genelde; “aman oldu olan artık neyse şimdi kıstığım şunu da yapayım” diyerek tüm zamanların en büyük bütçe açığını vermez miyiz?
Hayatta Kırık cam teorisine benzer aslında. İnsanlara kırgınlıklarımızı, üzgünlüğümüzü göstermedikçe kırmaya devam ederler. Hayır demen gerekiyorsa de. ‘Bana böyle davranamazsın’ de. Eğer demezsek, sonra karşımızdakileri suçlayamayız. Çünkü onlara seni kırmalarına, sen izin verdin. Yeni tabirle kişinin kendi yaşam koçluğunu yapabilmesi için sahip olması gereken öz disiplin ilk camın kırılması ile sınava tabi tutulmaya başlar. Kendimde birçok örneğini buldum ve birçoğu bugün harabeye dönmüş ev misali orada öyle duruyor hem de alışılmış, mazeretleriyle haklı duruma getirilmiş, hayat işte dedirten şekilde. Toplumun önemli bir kısmı maalesef, akıl ve yargılama yoluyla değil, telkinle yol aldıkları ve hayatlarının gerçek şartlarını değiştirecek her yenilikten, bilinçsiz olarak hareket eden kalabalıklar ve "çobanından vazgeçmeyen sürü" halinde hareket edenlerdir.
Şimdi bunu bilerek başlayalım yeniden kararlarımıza, kırılan ilk camda bunun bedelini ödemeye inanç haline getirmeye çalışalım. İlk kırık bizi yıkıma götüren aslında bunu görmeliyiz. Kabul etmekten başlamalı ve sorumluluğunu üstelenme olgunluğunu hazır olmalıyız. Kırık camları topluyoruz hazır mısın?