23 Nisan, 1 Mayıs derken önümüzdeki Ramazan Bayramını da tecrit içinde ve kimse ile görüşmeden idrak edeceğiz. * * * Önceki günlerde bir dostumla sohbetimizde, “Artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak” demişti. * * * Bugün bile bitmiş olsa bu koronavirüs belası insanların ve bilhassa biz Türk halkının sosyal ilişkileri dikkate alındığında artık çoğu davranışımız artık normal karşılanmayacak. * * * Mutlaka el sıkışırdık. El sıkıştıktan sonra muhakkak yanaklardan öperdik. Artık samimiyetin ölçüsü sosyal mesafeye gösterilen saygı ile orantılı hale geldi. * * * Koronavirüs karşısında hepimiz eşit değiliz. 'Evde kal' çağrısı insanlar için çok farklı şeyler ifade ediyor. Evde kalma günlerini kimi güneşli bahçesinde dinlenerek geçirirken kimi küçük bir apartman dairesinin camından bakarak yaşıyor. * * * Yapılan araştırmalara göre salgın yüzünden işten çıkarılanların önemli bir kısmı daha alt gelir gruplarındaki gençler ve kadınlar. Ayrıca, farklı etnik kökenden gelmenin de işten çıkarılmada rolü olduğu görülüyor. * * * Günlük işlerde çalışan işçiler açısından karantinaya yakın sınırlamalar iş bulamamak, işe gidememek, günlük kazancından olup aç kalmak demek. * * * Karanlık bir tablo fakat krizin yoksulu daha da yoksullaştırma potansiyeli taşıması şaşırtıcı değil. Ama krizler aynı zamanda dönüm noktaları olabilirler. * * * Devletimiz müşfik yardım elini tam zamanında uzatarak zarar gören vatandaşların dertlerine bir nebze olsun katkıda bulundu. * * * Belediyelerimiz ise sosyal belediyeciliğin sınırlarını zorluyor adeta.  * * * Pazaryerlerinin düzenlenmesinin yanı sıra tüm şehri baştan başa dezenfekte eden ekiplerin hakkı ödenmez. * * * Takip-izleme sistemleri hakkında nasıl düşüneceğimizi belirlerken karşı karşıya kaldığımız en büyük sorunlardan birisi hiçbirimizin bugün tam olarak nasıl izlendiğimizi bilmemesi ve geleceğin neler getireceği hakkında en ufak dahi bir fikrinin olmamasıdır. İzleme sistemlerinin teknolojisi son sürat gelişmektedir. 10 yıl önce bilimkurgu olan şeyler bugün artık mazi olarak görülmektedir. * * * Farazi olarak şu örneğe bir göz atalım; devletin vatandaşlarından 24 saat boyunca insanın ateşini ve kalp atış hızını kaydeden bir biyometrik bilezik takmasını talep ettiğini düşünün. Elde edilen verilerin devlet tarafından üretilen algoritmalar tarafından depolanıp analiz edildiğini kabul edelim. Bu algoritmalar daha sizin bile haberiniz yokken hasta olduğunuzu tespit edebilir. İlaveten nerelerde bulunduğunuzu, kimlerle görüştüğünüzü bilir. Böylelikle enfeksiyon zincirinin uzamasının önüne hızlı bir şekilde geçilebilir hatta bu zincir tamamen bitirilebilir. Bu tür bir sistem gerçekten de olası bir salgının sadece birkaç gün içinde daha yayılma safhasında iken sonlandırılması için yararlı olacaktır. * * * Görüldüğü gibi önümüzdeki günlerde şu an için tabu olarak kabul ettiğimiz çoğu şey artık sıradan hale gelecek. Ve insanlar hiç farkında olmadan çok iyi ve kapsamlı şekilde izlenecek...