Kalbin aklını yener. Aklın sana o alarmı kur der,iş saatlerini okul giriş çıkışları kariyerindeki adımlarını,toplantı konuşmalarını alınan notları puanları başarıları başarısızlıkları aylık geliri ve de giderleri buzdolabındaki eksikleri gardıropta ki atılacakları yerine alınacakları,kahvaltı saati akşam yemeği, eksiksiz sıralatırda kalbin hep eksik yaşamışsın hissi verir sana. O saat erken çaldı, iş saatleri çok uzun, o konuşma beğenilmedi,başarılar yetmedi.
Başarısızlık niye var, puanlardaki rakamlar o anki manasını yitirdi, giderler hep fazla geldi aklın hep diğer ayakkabı yada çantada. Kalbin hep seni yendi, beyin ile kalbini yönetebileceğini düşündün ve yanıldın. Attığın herhangi bir adım dahi seni yıllar içinde tatmin edemedi hep son anda ertelediklerin kalbinden gelen ses çıktı karşına.
“Ah keşke” dedin, “Keşke dönsem o yıllara neler neler tamamlardım da eksik kalmazdım”.. 1000 adım atan mı daha hızlı ulaşır yarış çizgisine yoksa 5000 adım atan mı? Beynin manyetiği 1000 iken kalbin 5000 kalbinden geçen kalbinin istediği fakat beyninin matematiksel planlı programlı tarafı ele geçirdi içindeki huzuruna giden yolda. Kalp huzuru ister sevgiyi ister duyguları hisseder ve ruhunu besler. Gündüz saatleri beynin yönetir seni fakat karanlık çökünce kalbin seslenir çünkü kalp sessizlikte konuşur seninle.
Tüm sesler sessizliğe büründüğünde.aklın ile bulamadığın cevaplar kalbin hissi ile duyarsın. ''Aşk'' neden?, nasıl? gibi soruların cevaplarını bulamadığı gibi,inançlar gibi,hisseder onaylar ve beyin bunu kabul eder. Kalbini tek dinlediğin inançlar ve aşktır. Kalp bedeni yönetmede uzman olarak vardır fakat sadece rakamları yönete bilen beyin ile kalbinin istediklerini hep yolda bıraktın,şimdi o yolu izlemekle uzun uzun dalıp gitmelerle boğuşuyorsun. Yoksa kalbinde mi o yolda kaldı? Kalbinle sev kalbinle dinle kalbinle konuş kalbinle bekle kalbinle bul yolu ve “Merhaba” de kalbine..