Bu bilimciler artık çok oluyor be kardeşim! Tam bir sinir bozucu. Bu sefer de günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz durumlarda karar verme mekanizmalarımızın nasıl çalıştığını ve nasıl daha iyi kararlar verilebileceğimizi açıkladılar. Elde edilen sonuçlar, kararlarımızın aslında bizim dışımızda etkenler tarafından yönetildiğini ortaya koyuyor. Günlük hayatta karşı karşıya kaldığımız pek çok ikilemler vardır. Bunlar; yemek yemek, yürüyüşe çıkmak, para harcamak ya da tasarruf etmek gibi pek çok farklı türde hayatımızı etkileyen önemli seçimler olabilir. Hayat, sayısız kararlardan oluşur ve her zaman en doğru olan kararı vermeye çabalarız. İç motivasyonlara güvenmek yerine insanları doğru yönde dürtme fikri, son on yıldır güç kazandı. Mükemmel dürtme ise kişi, herhangi bir dış etki fark etmeden istenen karar veya davranışla sonuçlanır. Çalışanların otomatik olarak emeklilik programına kaydedildiği bir sistem düşünelim. Böyle bir durumda işçiler, üyelikten vazgeçmek yerine emeklilik programına daha da bağlanırlar. Bunun gibi sayısız benzer durumda insanlar, kendilerini kontrol altında hissederler ancak bir seçeneği diğerine tercih etmek konusunda hafifçe dürtülmüş olurlar. Peki nedir bu dürtme işlemi zihnimizin içinde nasıl çalışır? Gelin, bu karmaşık yapıyı beraber bir göz atalım…

Dürtüler, iç normlarımıza hitap ediyor

Bahsettiğimiz bu sistemlerden bazıları, bencil ve dar görüşlüyken bazıları, diğerleriyle ilişkilere önem verir. Bazılarıysa din ve insanlığın geleceği gibi insan aklının üstünde şeylere öncelik verir. Bununla birlikte insanlar, her mekanizmanın eşit olarak farkında değildir. Bazı zamanlarda dikkatli ve düşünceli kararlar alırken diğer zamanlarda hızlı ve sezgisel kararlar almamızın altında yatan sebep de budur. Sistemler tartışmalı olduğunda hangisinin bir sonraki kararınızı bildireceği ise o anda başka neler olduğuna bağlıdır.

Dürtüler, iç normlarımıza hitap ediyor

Dürtüler, bazıları bilinçli ve bazıları bilinçsiz olmak üzere birçok benzersiz mekanizma ile çalışabilir ve genelde bu dürtmeyi hissetmezsiniz. Bu noktada bir dürtme yöntemi, başkalarına ait olan ancak etkili olabileceğini düşündüğünüz kararları vurgulamaya dayanır. Başka bir dürtme tekniği, kişinin belirli bir durumda nasıl davranması gerektiğine odaklanır. ‘Buyruksal normlar’ olarak da bilinen bu dürtme tekniği, kültüre göre değişiklik gösterebilir.

İstenen bir seçim için ayarlama yapmak

İnsanları dürtmenin bir başka yolu da karar ortamını değiştirmektir. Seçim mimarisi olarak da bilinen bu yöntemde bir mağazanın, müşterilerini geri dönüştürülmüş kâğıt defterler gibi çevresel açıdan sorumlu ürünler satın almaya teşvik ettiğini düşünelim. Alışverişin sonunda tüm çevre dostu ürünler bir arada görüntülenirse insanlar bunu fark eder ve içsel normları etkinleştirilir. Yine de dürtülen bu normlar, birden fazla satın alma işlemine dönüşmeyebilir çünkü sadece bir ürün satın almak, dürtülen normu karşılamak için yeterlidir. Bu noktada ürünler mağaza boyunca sergileniyorsa ve bu sergilemeler içsel normu yeniden tetikleyebiliyorsa o zaman aynı alışverişte çevresel açıdan daha sorumlu hissettirecek satın alımların yapılması muhtemeldir. Dürtme, erdemli davranışları geliştirmek veya bastırmak için kullanılabilir İnsanları dürtmek, bir aldatmaca değildir. Hatta pek çok durumda, belirli bir karar veya davranışın önemini artırarak çalışır. Zaten sağlıklı beslenme gibi bir şeye yatkınsanız yapılan bir dürtme, zihinsel mekanizmalarınızı bu yönde eğmeye yardımcı olur. Dürtüler, özellikle karar verme mekanizmalarınızın birbiriyle çekiştiği durumlarda karar vermenize bir takviye yapar. Dürtme, insanların arzulamadığı bir şeyi yapmasını sağlayamaz ancak istekler bazen arka planda gizlenir. Dürtme ise yalnızca gizlenmiş olan bu arzuları tetikler ve ortaya çıkarır. Yine de son kararı vermek tamamen insanın kendi iradesine kalır.