Kız çocukları her şeyi kabullenmeye ve susturulmaya aileden başladı. Azarlanınca susmaya babadan, itilip kakılmayı anneden öğrendi. Sen kızsın “sus”larla büyütüldü. Anlık durumlarda tek bir cümle etmek istedi fakat sert bir karşılıkla yuttu kelimelerini.. Seni kimse almaz!
Çünkü anne baba düşüncesinden. "Kız" demek, alınan verilen hatta tekrar beğenilmeyip geri getirilen bir canlı idi.
Buna ne kadar canlı diyebilirsek artık, bu aslında cansız hissiz kendi kararını söyleyemeyen habersiz uyuyamayan hatta uyanamayan canlı ama cansız..
Hele birde evde abi varsa ona hizmet etmeye mahkum onun sözüne itaatkar bir köle olarak büyümeye çalışan kız çocukları. Döküleni toplayan söküleni diken fakat kendini kabul ettiremeyen kız çocukları.
En ufak bir sarsılışında bunu sır gibi saklamaya mahkum edilen, hiç suratını asamayan lakin tüm umudunu kendi içinde asan kız çocukları.
Büyüdüğünde yine bir erkeğin baskısına hazırlanan onun insafına bırakılan, “O ne derse kabul et” denilen kız çocukları. ”Mutsuzum” demeye hakkı olmayan eğer derse ret edilmeyi göze almakla tehdit edilen ve varsa evladı evladına hasret kalacağı empoze edilen, arada kaldıkları çoğalan, bir türlü kendi kararına ulaşamayan kız çocukları.
Haykıramayan, hep içine içine bağıran, varlığını kabul ettiremeyen küçük ama kocaman kız çocukları. Eş dayağından nasibini alan “Gel” denilince gelip “Git” denilince giden çay, çorba, ütü, ev düzenini sağlayan fakat içinde bir düzen kuramayan.
Mutlu olmanın, bağırtısız gürültüsüz (dayaksız) bir akşam yemeği yemek olduğunu sanan kız çocukları. İçinde susturulan tarafı duymaya başladığında, en yalnız kalan hatta uzaklaşılan “Zoru görsün ki kabullenmeye devam etsin.” denilen lakin kararını artık vermiş olan kız çocukları.
Şiddetin farklı yönleri ile tanışan,”Öldürürüm” mesajlarına maruz kalan, sokağa endişe ve korku ile çıkan babasından abisinden güç alamayan hatta ablası dahil herkesin yüz çevirdiği kız çocuğu,anne olan tarafı ile anneye koşan fakat ”Evin yuvan bu da senin kaderinmiş.” ile kaderselleştirilen eziyete dönüş bileti sunulan kız çocukları, pes etmemeye kararlı ve bir o kadarda ürkek yüreği ile tek başına kalan kız çocukları..
Kız kızlar, kız çocukları, kadın diyemedi yüreğim çünkü onlar hep küçük kız çocukları idi, büyümeden büyütülen bir erkeğin baskısından çıkıp eş baskısına mahkum bırakılan kararları düşüncesi hiç duyulmadan dinlenmeden sadece yaş ve boy olarak büyümek büyütülmekte olan kız çocuklarımızın farkına varmamız onların sesiz çığlığını duymamız gerekiyor artık..elini uzat o kız çocuklarına..