Uzun bir yolculuk için geldik dünyaya.

Bu yolculukta heybemize küçük bir çocuk gibi davranarak her şeyi aldık. Bu ağır olmaz, bu gereksiz olmaz, bu işimize yaramaz olmaz demedik. Fakat zamanla heybe doldu taştı elimizde tutamaz olduk, bırakamaz olduk.

Bizim, bize ait diye ama o heybe bir adım dahi atmamızı engelliyor. Şimdi kim gereksiz ise bize bırakıp, yolda bize eşlik etmesini istediklerimizi alacağız. Bu istersen bir düşünce olsun yine aynı. İşine yaramayanı bırak seni yavaşlatanı bırak umudunu kıranı bırak. Bırak ki bedenin ruhuna yardım etsin beynin ruhunla iş birliği başlatsın. Düşüncende olanı seç bu konuda bencil ol işine yaramayanları çıkar bu isterse aileden olsun. İşe yaramaktan kastım sana cümle ile dahi bir şey katmayanı seni üzmekten çekinmeyeni seni sen olmaktan uzaklaştıranı farkında olmayanı, yük etme. Küçük bir dereye bulanık akan bir su karışınca ilk başlangıcı bulanık ama ilerledikçe berraklaşmasını görürsün. Geçmişi bıraktık artık, sadece ufak kalıntılar var bu da rüzgarın toprağı yerden kaldırdığında üzerine gelen toz tanecikleri kadar şimdi onları da silkeleme dönemi. İstersen bin tane kişisel gelişim, psikoloji kitabı oku hepsinin farkına varmanı istediği şey sana ait olanın senin beyninde bittiğini söyleyecek, o beden senin o hayat senin o ruh sana ait, kontrol sende mi değil mi? Ağaç son baharda döküyor yaprağını ve yeniden hayat bulmak için arınıyor.
Dünden arınma vakti gelmedi mi?