Ayrıntılarla bilgi kirliliği oluşturmak istemem. Ama Aspendos’tan Efes Antik Kenti’ne, Sümela’dan Afrodisyas’a kadar önemi olan bir başka büyük antik kentte Aydın’ın merkez ilçesi Efeler’in neredeyse içinde kalan Tralleis’tir. Şu an itibariyle tam bir harabelik olarak kalan Tralleis’e en son mart ayında Kültür ve Turizm Bakanı M.Nuri Aksoy incelemelerde bulundu. Kazıların 12 aya yayılacağı ve askeri bölgenin yeniden düzenlenmesi konularına değindi ama o tarihten bu yana açıkçası atılan bir adım olmadığı görünüyor. 2002’ye kadar yapılan çalışmalarda sadece Arsenal’ın iki buçuk kilometrelik tünelleri bulundu. Daha da vardır. Çünkü o bölgenin tamamı mağara girişi dehlizlerle dolu. Sadece orası değil karşıdaki ADÜ’nün altında bile yüzlerce mağara girişi var. Öncelikle Tralleis’in sınırlarının çizilmesi gerekiyor. Bu sebeple doğal plato olan Topyatağı mevkisinin tamamıyla Tralleis kazı alanına dahil edilmesi hatta Danişment – Konuklu – Kalfaköy üçgeni ve Tabakhane Deresi vadisinin de bu bölgeye dahil edilmesiyle bu alan Denizli’deki Çamlık, Antalya'daki Kepez, İzmir’deki Kadifekale benzeri bir turizm alanı haline getirilebilir. Başka ülkelerde 100 yıllık binaların etrafını çevirip 10 euro – 15 dolara gezdirilirken, en az 2.500 yıllık geçmişe sahip, Türkiye'nin en büyük antik kentlerinden biri hakkında hiçbir adım atılmıyor. Öyle ki Tralleis'in doğru dürüst bir yolu yok, aydınlatması yok. Bir şekilde gezmek için gelenlerin bir şişe su alabilecekleri yer bile yok. Dışarıdan gelen bir misafirimizin, “Aydın’da gezilecek neresi var?” diye sorduğunda şekilden şekle girmekten bıktık usandık. Antik kentimiz var ama ziyaret yok.  Bu şehrin dinamiklerini arttırmak isteyenlerin, kent kimliğini sağlam zeminlere oturtmak isteyenlerin, turistik açıdan geliştirmek isteyenlerin el vermesi gereken en büyük değer Tralleis Antik Kenti olmalıdır.