Merhabalar! Yeni konumuz stres. Önce stresin ne olduğuna bakalım. Stres, vücudun bir takım olaylardan etkilenmesi, bunlara fiziksel ve psikolojik tepkiler göstermesidir. Aslında hepimizin maruz kaldığı bir faktördür ve her zaman zararlı değildir. Hatta bazen size enerji veren, sizin harekete geçmenize yardımcı olan ve kendinizi geliştirmenizi sağlayan bir etken olabilir. Olumlu stres hoşa giden durumların getirdiği zorluklardan kaynaklanır. Örneğin; yeni bir işe başlamak, öğrenciyken sınavlara hazırlanmak gibi durumlar olumlu strese sebep olur. Olumlu stresle baş etmek kendimize olan güveni arttırır. Olumsuz stres ise, istemediğimiz fakat uyum sağlamak zorunda olduğumuz durumlarda ortaya çıkan strestir. Stres seviyeniz yüksek olduğunda verimliliğiniz düşebilir. Hayattan aldığınız zevk azalabilir ve çevrenizdeki insanlarla olan ilişkilerinizde sorunlar yaşayabilirsiniz. Olumsuz stresin bedenimizde hastalığa yol açmasının nedeni, bağışıklık sistemi üzerindeki zayıflatıcısı etkisidir. Strese maruz kalan kişilerde pek çok fiziksel ve psikosomatik kökenli hastalıklar görülebilir. Aşırı tedirginlik, korku, kaygı, çabuk öfkelenme, unutkanlık, dikkat dağınıklığı, depresyon, anksiyete bozukluğu, kilo kaybı ya da aşırı yeme, sık görülen baş ağrıları, uyku ile ilgili sorunlar, ağrı ve kramplar, mide ve sindirim sistemi hastalıklarıyla ilgili olumsuz sonuçlar karşımıza çıkar. Peki stresimizi nasıl kontrol edebiliriz? Stres kaynaklarınızın neler olduğunu belirleyin. Stresten etkilenme düzeyini azaltabilmek için stresi neyin başlattığını keşfetmek önemlidir. Kaynağın anlaşılması, baş etme konusunda yöntem geliştirmeyi kolaylaştırır ve izlenecek yolun ilk adımını oluşturur. Stresle ilgili günlük kayıtlar tutmak (olay, başlatıcı, o sırada akıldan geçen düşünceler, duygu, davranış kaydı) farkındalığı arttıracaktır. Ayrıca, stres kaynaklarınızla ilgili gerekli değişiklikleri yapmaya çalışın. Örneğin, arkadaş ya da güvendiğiniz insanlarla stresinizi paylaşın. Stresinize yeni çözüm bulabilir ya da daha kolay kabul göstermeye başlayabilirsiniz. Şuanda kalmaya çalışın. Geçmiş üzücü olaylara ya da geleceğe ilişkin kaygılara takılı kalmak gerginliği artıran en önemli etmenlerdendir. Önemli kararlar vermek zorunda olmak stresi arttırır. Karar vermenizi kolaylaştırmak için bir olasılık listesi hazırlayın ve onları artı ve eksi yönleriyle değerlendirin. Bu sayede stres kaynağınıza farklı bir bakış açısıyla yaklaşabilirsiniz. Ayrıca, iyi yönlerinize ve başarılarınıza odaklanarak öz güveninizi destekler. “Bu durumla başa çıkabilirim”, “Elimden gelenin en iyisini yapacağım” gibi olumlu iç konuşmalar cesaretlendirici olabilir. Belirsizlikler gerginlik yaratabilir. Yaşamınızdaki belirsizliklerin neler olduğunu saptayıp yarattıkları gerginliği azaltmak için müdahale edip edemeyeceğinize bakın. Gerginlik değiştiremeyeceğiniz şeylerden kaynaklıysa kabullenmeyi deneyin. Bazı stres kaynaklarımız, elimizde olmayan nedenlerden oluşur. Bununla mücadele etmek yerine kabullenmek stresimizi azaltacaktır. Sağlığınıza dikkat edin. Uyku ve yeme-içme düzeninize özen göstermeye çalışın. Spor ya da fiziksel hareket gerginlikleri kolay atlatmanıza yardımcı olabilir. Stresinizi denetleyebilmek için derin nefes ve gevşeme teknikleri öğrenin. Bu egzersizler, bedendeki stres düzeyini azaltıp kontrol altına almayı kolaylaştırabilir. Başa çıkmak güçleşirse, kendinize yüklenmek yerine uzmandan destek alın. Psikoterapi uygulamalarında danışanlara nefes ve gevşeme egzersizleri öğretilerek stres anında bedensel olarak gevşemeyi öğrenmeleri amaçlanır. Aynı zamanda stresi tetikleyen olay-düşünce-duygu-davranış arasında bağ kurularak düşünce sisteminde değişim yaratılır. Unutmayın psikologlardan destek almak kötü veya ayıp değil, sizi yaşama bağlayan, stres olmadan yaşamanızı sağlayacak çağdaş bir ihtiyaçtır. Ruh sağlığınız da, beden sağlığınız kadar önemlidir.