Kuşadası’nın en önemli mesire alanlarından biri olan Adagöl'de, bir bölümüne yapılmak istenen otel projesine verilen “ÇED Gerekli Değildir” kararına karşı açılan davada bilirkişi keşfi gerçekleşti. Bilirkişi keşfine kente karşı duyarlı olan yaşam savunucuları, Kuşadası Kent Dayanışması, Mimarlar Odası Kuşadası Temsilciliği, Kuşadası Çevre Platformu, Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği ve vatandaşlar katılm gösterdi. Keşif sırasında Adagöl'de bir araya gelen ilgili mahkeme heyeti ve tarafların da içinde olduğu ekip, otel proje alanı ile Adagöl çevresinde incelemelerde bulundu.
Bilirkişi keşfinin ardından Adagöl'de basın açıklaması gerçekleştiren kalabalık grup, piknik alanına ve göl kıyısına bitişik özel parselde yapılması planlanan 153 odalı otel projesinin her yönüyle bu alanda geri dönülmez tahribata yol açacağı açıklamasını yaparak, kamu yararı gözetmeyen projenin derhal iptal edilmesi gerektiğini belirtti. Kuşadası Kent Dayanışması adına paylaşılan açıklamada şu konulara değinildi;
''OTEL PROJESİ HEPİMİZİN KIYI HAKKINI TEHDİT EDİYOR''
“Burası denizle gölün iç içe geçtiği eşsiz bir doğa noktası. Kuşadası halkının piknik yaptığı, çoluk çocuk eğlendiği, yürüyüş ve spor yapabildiği, çocukların oyun oynayabildiği piknik alanı. Hava, su,toprak ve canlı çeşitliliği ile adamızın nadir bir köşesi. Ancak Kuşadası Adagöl kıyısında kıyı kenar çizgisini ihlal eden, 153 odalı bir otel projesi yalnızca Adagöl’ü değil, hepimizin kıyı hakkını, doğaya erişim özgürlüğünü ve ortak yaşam alanlarımızı tehdit ediyor.”
“PROJE DERHAL İPTAL EDİLMELİDİR.”
“Bugün, Kuşadası Adagöl için açtığımız çevre davası ve bilirkişi keşfi için buradayız. Burası denizle gölün iç içe geçtiği eşsiz bir doğa içinde Kuşadası halkının piknik yaptığı, çoluk çocuk eğlendiği, yürüyüş ve spor yapabildiği, çocukların oyun oynayabildiği piknik alanı. Hava, su,toprak ve canlı çeşitliliği ile adamızın nadir bir köşesi. Ancak Kuşadası Adagöl kıyısında kıyı kenar çizgisini ihlal eden, 153 odalı bir otel projesi söz konusu. Bu proje yalnızca Adagöl’ü değil, hepimizin kıyı hakkını, doğaya erişim özgürlüğünü ve ortak yaşam alanlarımızı tehdit ediyor. Adagöl’ü betona boğacak, ekosistemi tahrip edecek bu projeye itirazımız var. Bu yüzden dava açtık. Adagöl, sadece gölüyle değil etrafındaki canlı yaşamıyla, kuşlarıyla, bitkileriyle bir bütündür. Yapılmak istenen projelerin ya da alınan kararların bu hassas dengeyi bozacağına inanıyoruz. Çocuklarımıza beton değil, kuş cıvıltıları bırakmak istiyoruz.''
''HERKESİN SAĞLIKLI BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI VARDIR''
''Anayasa’nın 56. maddesi gereği, herkesin sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı vardır. Hepimize ait olan doğayı birilerinin çıkarı uğruna betonlaştırmalarına, canlı yaşamını yok etmelerine izin vermemek için buradayız. Çevre hakkı yalnızca maddi koruma önlemlerinden ibaret değildir. Katılım, bilgi edinme ve başvuru hakkı gibi şekli güvenceler de çevre mücadelesinin ayrılmaz bir parçasıdır. Bu dava ile hem çevresel değerlerin korunmasını hem de demokratik katılım ilkelerinin güçlenmesini savunuyoruz. Çevre hakkı yalnızca bir grup insanın değil, tüm toplumun ve gelecek kuşakların hakkıdır. Adagöl’ün doğal karakterinin korunması ve halkın yaşam kalitesinin güvence altına alınması için açtığımız bu davanın takipçisi olacağız. Tüm yurttaşlarımızı, sivil toplum kuruluşlarını ve basını bu süreci izlemeye ve sahiplenmeye davet ediyoruz."








