Karacasu'da insanlık tarihinin en eski uğraşlarından olan çömlekçilik asırlık testi ocaklarında yaşatılmaya devam ediliyor. Mesleğin en eski ustalarından olan Yusuf Ekiz, Karacasulu Esnaflar Konuşuyor serimizin konuğu oldu. Mesleğin gelişim sürecini anlatarak sözlerine başlayan Ekiz, Karacasu'ya dair önemli anekdotların altını çizdi.
HAMUR MAKİNASI ÇAMUR MAKİNASI OLDU
1978 yılında ilkokuldan mezun olduktan sonra babasının kendisini öncelikle kunduracının yanına verdiğini dile getiren Ekiz, "Babam kendisi de çömlekçiydi ama beni kunduracının yanına verdi. 1,5 yıl kadar çalıştım. 'Sonra gel oğlum beraber çalışalım. Bu işin geleceği parlak, birlikten kuvvet doğar' dedi. Onunla çalışmaya başladım. Öğrendik, yetiştik ama ilk zamanlar çok zorluk yaşadık. Gerçekten yapılası bir çıraklık değildi. Herkes yapmazdı yani. 13-14 yaşındaydım. Toprağı kendim getiriyordum. Toprağı meydana serer, toprağı döverek inceltirdik. İncelttikten sonra kalbur elekten geçiriyorduk. Tamamen insan gücüyle çamur haline getiriyorduk. Azar azar yapabildiğimiz için iki üç günde bir çamur bitiyordu. Biz de her iki üç günde bir aynı işlemi yapıyorduk. Daha sonra bu toprak dövme işlemini traktörle harman gibi kovarak yapmaya başladık. Yine elekten geçerdi. Yine insan gücüyle çamur haline getirirdik. Gel zaman git zaman toprağı öğütmek için patos makinasına benzeyen bir malına kullanılmaya başlandı. Çamur haline getirmekte yine insan gücü kullanılıyordu. Toprak öğütme değirmenini bulduktan sonra fırıncılardan hamur hazırladığı kazanlarınn çamur karmakta da kullanılabileceğini tahmin ettik. Deneme yanılma usulüyle bunu elde ettik" dedi.
"MAKİNALAŞMA OLSA DA İNSAN EMEĞİ OLMADAN OLMAZ"
Sözlerini sürdüren Ekiz, "Bu aşamaya gelene kadar büyük zorluklar yaşadık. Şimdi eskisine göre biraz da kolay. Eskisine göre çamur hazırlamada makina kullanımı var ama toprağı elemesi, öğütme makinasına atması, çamur haline getirirken beklemesi hepsi yine insan gücüyle oluyor. Çıkan çamur kıvamını bulunca künk haline getirilip zarar görmeyecek şekilde istifleniyor. Çamuru ürün haline getirmek yine insan gücü insan emeği ile oluyor. Makina usulü çalışan yok denecek kadar az. Torna dediğimiz tezgahlarda hazırladığımız ürünleri zarar görmeden taşıyıp kurutuyoruz. Sonra fırınlara yerleştirip 1000 dereceyi bulan sıcaklıkta pişiriyoruz. Pişen ürünleri paketleyip alıcılara teslim ediyoruz" şeklinde konuştu.
ÇÖMLEK ESNAFI ODUN BULAMIYOR, DOĞAL GAZ İSTİYOR
El sanatlarının pek çok dalında olduğu gibi bizim çömlekçiliğin de son demlerini yaşadığını ifade eden Ekiz, "Ben 59 yaşındayım. Yapsam yapsam 6-7 sene daha yaparım. Keşke yaşım 25 olsaydı. Çok seviyorum mesleğimi. Aşığım mesleğime. Her meslek öyledir ama bu meslek çok daha farklı. Sevmeden asla yapılmaz. Az da kazansan çok da kazansan bu meslek bir sevda. Çocuğunu sever gibi bu mesleği sevmen gerekir. Hammaddeden yana sorunlar yaşıyoruz. Belediye bu konuda bize destek oluyor. Teşekkür ediyoruz. Zaman zaman sıkıntılar oluyor ama aşılamayacak şeyler değil. Toprak teminininden daha çok odun konusunda sıkıntılıyız. Yetkililerden doğal gazı bekliyoruz. En azından fırınlarda doğal gaz kullanmaya başlayabilirsek daha iyi daha güzel ve çeşitli ürünler yapıp en azından mesleği daha ileriye taşıyabileceğiz. Elektik kullanalım desek o da dünya para. En iyisi en uygunu doğalgaz. Yetkililerden bunu bekliyoruz. Evlerimizi de geçtik mesleğimiz için bu konu çok önemli" dedi.
BU MESLEK İNSANLIK VAR OLDUKÇA YAŞAMAYA DEVAM EDECEK
Karacasu'ya dair görüşlerini sorduğumuz Ekiz, "Toptan satışta sorun yok ama tanıtım yeterli değil. Daha çok turist gelmesi gerekiyor. Karacasu'ya daha çok turist gelmesi gerekiyor. Biz kendi imkanlarımızla yapıyoruz bunları. Nasıl daha iyi tanıtım yapılır, bunları yetkililer daha iyi bilir. Kendi imkanlarımızla yapıyoruz ama yeterli değil. Çömlek denince Avanos akla geliyor ama bizim ürünlerimiz oralara bile gidiyor. Türkiye'nin her yerine gidiyor. Birkaç arkadaşımız yurt dışına da gönderiyor. Dedebağ gibi çok bilinen bir etkinliğimiz var ama bizim mesleğimiz bu etkinlikte bile tanıtılmıyor. İnsanlığın var olduğundan beri bu meslek var. Dünyanın en eski mesleği. 15-16 yaşında ansiklopedi okurdum. Şimdiki Google yoktu o zamanlar. İnsanlar binlerce yıl önce günlük ihtiyaçlarında kullanabilmek için kazma, çamurları yuvarlama yöntemi ile yaptıkları mamulleri ateşi bulduktan sonra içine ot, saman doldurup yakmışlar. Testiler, kaplar yapmışlar. Tekerleği bulduktan sonra da çarkta yapmaya başlayıp seri üretime geçerek ticaretini yapmışlar. O günlerden bu günlere bu meslek var. Var olmaya da devam edecek. Geçmişe özlem olduğu için, doğal ve sağlıklı olduğu için tercih ediliyor. Bilen de kıymetini biliyor" şeklinde yanıt verdi.
"KALDIRIMLARDA CADDE ÜZERİNDE GELİŞİ GÜZEL YAYILMAMAK GEREKİYOR"
Karacasu'ya dair düşüncelerini sorduğumuz daha önce Büyükdağlı Mahallesi muhtarlığı görevinde de bulunan Yusuf Ekiz, "Satış imkanlarının çoğalması gerekiyor. İnsanlar buraya geliyor. Beğeniyor ama kırılma ihtimali var. Giderken zor olacak diye almayabiliyor. O yüzden insanların alışveriş yaptığı her noktada satış imkanı oluşturularak insanların daha kolay erişebilmesi ve pazarın büyümesi sağlanması. İlçemiz Karadenizi yaylalarını andıran yeşil bir doğaya sahip. Bu özelliğini bilenler gelip geziyor. Daha fazla insanın ilçemizi tanıması sağlanmalı. Tabi her ilçenin sorunları var. Bizim de ilk aklımıza gelen sorun otopark. Trafik sıkışıklığı, kontrolsüz parklar zorluklar yaşatıyor. Hele hele bayramlarda bu zorluklar daha da büyüyor. Bazı işletmelerin yola taşacak şekilde malzeme koyup yollarda ulaşımı zorlaştırmalarının önüne geçilmeli. Mesela dışarıdan ilçemize gelenler durup alışveriş yapmak istiyor. Söylediğim sebeplerle yola park etmek zorunda kalıyor. Polis denk gelirse ceza yazacak. Dışarıdan gelen bir daha gelir mi? Yazları sinek ilaçlaması az yapılıyor. Daha fazla yapılmalı. Her noktaya ulaşılması gerekiyor" dedi.
CUMA MAHALLESİ YOLU DANDALAZA BAĞLANMALI
Cuma Mahallesindeki yolun Dandalazda yoluna bağlanmasını ve buyl yolun daha sağlıklı hale getirilmesi gerektiğini ifade eden Ekiz, "Ayrıca Cuma Mahallesinde yeni testi ocaklarının bulunduğu Dandalaz Yolunun trafiğe açılmasını istiyoruz. Bunu daha önce de dile getirdik. Ana cadde artık yetersiz geliyor. Biz festival olduğu zaman acil bir durum olsa ne itfaiye ne ambulans ana caddeden geçemiyor. Burada alternatif var ama bu niye değerlendirilmiyor bilmiyoruz. Gençler için kalıcı iş imkanlarının da artırılması gerekiyor" dedi.
TESTİ: DOĞAL BUZDOLABI
Son olarak doğal buzdolabı olarak bilinen çömlek ürünü testiyi anlatarak sözlerini tamamlayan Ekiz, "Testilerimiz doğal bir buzdolabı. Elektik gerektirmiyor. Çeşmeden doldurduktan yarım saat bir saat sonra suyu soğutur. İçindeki suyun kireci ve zararlı mineralleri dışarı süzer. Toprağın doğal süzme özelliği var. Buzdolabından içilen su hasta eder. Öksürük yapar. Bunun öyle bir durumu da yok. Daha sağlıklıdır. Herkese tavsiye ederiz. En çok tercih edilen ürün testi. Biz Karacasulular testiye bardak deriz. Eskiden harman zamanlarında daha büyük Testiler yapardık. Özel sipariş verilirdi" şeklinde sözlerini tamamladı.












