Çocuğun yaşamadığı bir olguyu anlatmasının mümkün olmayacağından somut delil aranmaması ve çocuğun beyanının esas alınması gerektiğini dile getiren İblikci, “Unutulmamalıdır ki çocuk istismarı yalnızca çocuğun değil, onun nesillerinin ve en nihayetinde geleceğin de travmasıdır” dedi.
Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından yapılan basın açıklamasında Aydın Baro Başkanı Av. Gökhan Bozkurt hazır bulundu. Açıklamasında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından benimsenen Çocuk Haklarına Dair Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından 2 Eylül 1990 tarihinde imzalanmış ve 27 Ocak 1995 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdiğini belirten Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Hasret Ülkü İblikci, “Dünyada en çok ülke tarafından imzalanmış olan sözleşmenin ülkemizde yürürlüğe girmesinin üzerinden 26 yıl geçmesine rağmen, ne yazık ki sözleşme ile hedeflenen amaçların oldukça uzağındayız. Çalıştırılan, sokakta yaşayan, dilendirilen, fiziksel-duygusal şiddete, taciz ve istismara maruz kalan, yoksulluk ve açlıkla mücadele eden, sağlıksız çevrelerde yaşamak zorunda bırakılan ve daha birçok hak ihlallerine uğrayan çocuklarımızın sayısı kaygı verici boyuttadır. Gerek Çocuk Hakları Sözleşmesi ve ek protokolleri gerekse Çocuk Koruma Kanunu’nun uygulanması noktasında çocukların maruz kaldıkları hak ihlallerine ve hukuka aykırı uygulamalara ilişkin sorunların artarak devam ettiğini üzülerek görmekteyiz” dedi.

YETERİ KADAR MÜCADELE EDİLMİYOR


Uluslararası Af Örgütü 2021 tarihli raporunda kız çocuklarına şiddetin küresel çaplı bir krize dönüştüğünü belirten İblikci, şunları söyledi: “Covid-19 pandemisinin, özellikle yılın ilk yarısında okulların kapatılması sonucunda öğrenimi aksattığını, çevrimiçi eğitim metodunun uygun teknolojiye sahip olmayan milyonlarca öğrenciyi eğitim hakkına erişimden yoksun bıraktığını, bu durumun ayrıca halihazırdaki eşitsizlik ve yoksulluk örüntülerini derinleştirdiğini, özellikle kız çocuklarına yönelik şiddet konusundaki küresel çaplı krizin görünür hale gelip ağırlaştığını kaydetmiştir. Raporda, 2020 ve 2021’de özellikle kız çocuklarına yönelik koruma tedbirlerinin yetersiz olduğu ve istismarcılarıyla birlikte karantinaya girmek zorunda bırakılan çocukların şiddete maruz kalma riskinin arttığı, dünyanın hemen her bölgesinde çocuklara karşı şiddet ve istismar ile yeteri kadar mücadele edilmediği de ifade edilmiştir.”

ÇOCUĞUN BEYANI ESAS ALINMALIDIR


4. Yargı Paketi ile getirilen yeni düzenlemeyle ilgili eleştiride bulunan İblikçi, “Yeni düzenleme ile getirilen “cinsel suçlarda tutuklamanın somut delillere dayanan kuvvetli suç şüphesinin varlığı halinde uygulanması” yönündeki değişiklikten derhal vazgeçilmelidir. Çocuğun yaşamadığı bir olguyu anlatması mümkün olmayacağından somut delil aranmamalı, çocuğun beyanı esas alınmalıdır. Unutulmamalıdır ki çocuk istismarı yalnızca çocuğun değil, onun nesillerinin ve en nihayetinde geleceğin de travmasıdır. Çocukları risklerden korumaya, haklarının ihlal edilmesini engellemeye, hakları çiğnenmiş olanları desteklemeye yönelik çalışmalar; yetkili merciler tarafından çocuk odaklı, hak temelli bir yaklaşımla ve kurumlar arasında koordinasyon sağlanarak yapılmalı ve denetlenmelidir. Aydın Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak çocuklara yönelik her türlü ihmal ve istismar ile bunların meşrulaştırılmasına yönelik düzenlemelerin karşısında olacağımızı belirtir, çocuk hak ve özgürlüklerinin çocuğun üstün yararı çerçevesinde değerlendirildiği bir adalet sistemi için mücadeleye devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla duyururuz” diye konuştu.