Geçtiğimiz dönem Eğitim Sen Didim Baş temsilcisi Belkıs Kahraman, yönetici Emine Olcay ve Gülay Sezer’in bulundukları okullardan başka yere atanma sürecini sürgün olarak nitelendirirken, yaşanan olay yargıya taşınmıştı.
3 öğretmenin durumuyla ilgili olarak Eğitim Sen Didim temsilciliği binasında basın açıklaması yapıldı. Basın açıklamasında Emek ve Demokrasi Platformunun bazı bileşenleri de destek verirken Eğitim Sen Baş Temsilcisi Gökhan Gök “Uzun süredir hukuksuz uygulamalarla sendikal faaliyetimizi suç gibi göstermeye çalışan, sendikal hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan, yargı kararlarından dahi ders çıkarmayarak hukuksuz uygulamalarda ısrar eden MEB, bir kez daha üyelerimizi yıldırmak ve sindirmek istemektedir. Üç üyemiz bu nedenlerle sürgün edilmiştir.” İfadelerini kullanarak, karara tepki gösterdi.
Eğitim Sen Baş temsilcisi Gök, hukukun iktidarın elinde bir sopaya dönüştüğü ifade ederek, “Kendileri gibi düşünmeyenleri bertaraf etmek için sadece hukukun evrensel ilkelerini değil, aynı zamanda insan aklını zorlayan kararlar ile kamuoyunda sendikamıza yönelik baskı oluşturulmak istenmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim ve hukukla zayıflayan ilişkisini iyice koparmış ve hükümetin eğitim alanındaki ceza infaz kurumu gibi hareket etmeye başlamıştır. Uzun süredir hukuksuz uygulamalarla sendikal faaliyetimizi suç gibi göstermeye çalışan, sendikal hak ve özgürlükleri ayaklar altına alan, yargı kararlarından dahi ders çıkarmayarak hukuksuz uygulamalarda ısrar eden MEB, bir kez daha üyelerimizi yıldırmak ve sindirmek istemektedir. Üç üyemiz bu nedenlerle sürgün edilmiştir. Üstelik benzer sürgün kararlarının hukuksuzluğu defalarca AIHM, yüksek yargı ve mahkemeler tarafından tespit edilmiş ve kimi zaman da üyelerimize tazminat ödenmesine hükmeden kararlar verilmiştir. Buna rağmen Bakanlık, eğitim sisteminin içine gireceği krizi, öğrencilerin nitelikli eğitim hakkını ve öğretmenlerin emeğini değil, kindar biçimde siyasi hesaplar gözeten bir tavır içine girmiştir. Son yıllarda sendikal faaliyetler zorlama yorumlarla suç kapsamına alınırken, hukukiliği tartışılan yargı kararları ve fiili baskılarla en temel sendikal faaliyetleri engellenmeye, sendika yöneticileri ve üyeleri ihraç ve sürgün cezaları ile sindirilmeye çalışılmaktadır. Bu durumun son örneği ilçemizde yaşanmıştır.” dedi.
Muhabir: Yazar Silinmiş