Didim’de beş yıldızlı bir otelde düzenlenen çalıştaya İlçe Kaymakamı Can Kazım Kuruca, Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, Belediye Başkan Yardımcıları Yusuf Deveci, Zeynel Şener, E. Öznur Gündoğdu ve İ. Metin Başer, İYİ Parti İlçe Başkanı Vefa Berk Tezsezener, Didim Kent Konseyi Başkanı Osman Ayyıldız, Didim Belediyespor Kulüp Başkanı Murat Küçüker, bazı otellerin temsilcileri, belediye birim amirleri ve belediye personeli ile basın mensupları katıldı. “ÇEVREYİ HEP BİRLİKTE KORUMALIYIZ” Çalıştay’ın açılış konuşmasını yapan Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, çevrenin hep birlikte korunacak bir yapı olduğuna vurgu yaptı. Başkan Atabay; “Çevre konuları hem ülkemizde hem bütün dünyada çok önemli ve yaşamsal bir hale gelmeye başladı. Tabii ki burada insan faktörü çok fazla. Bu olumsuz gelişimde çok fazla bireysel olarak yaptığımız kritik önemli hataların yanı sıra devletimizi yönetenlerin de yaptığı hatalar var. Özellikle gelişmiş ülkeler diye düşündüğümüz ve adlandırdığımız birçok ülke sadece kendi insanını ve kendi ülkesini veya o projeyi düşünerek çevreye, doğaya bazen onarılması güç olan çalışmalara izin vermemiştir. Biz ise çevreyi korumayı hep bir başkasına bırakıyoruz. Bırakmayalım. Yani ben kirletebilirim. Ben elimdekini atabilirim. Ben ağaç kesebilirim. Ben dere yatağına ev yapabilirim. Altın bulmak için, maden bulmak için, kömür bulmak için, ağaçların kesilmesi, dağa çok yakın bir zamanda büyük bir mücadele verildi. Bunları gördük. Herkes doğayı korumayı ve çevre koruma korumayı bir başkasına yüklüyor. Bu olmamalı bence. Herkes fert olarak, birey olarak devleti yönetenler, ülkeleri yönetenler yönetici olarak üstlerine düşen görevleri yapmak mecburiyetinde; doğru yatırımları doğru yerde yapmak lazım. Didim’de hepimiz bir turizmci olmaya çalışıyoruz işletmeci değil. Turizm işletmecisi değil, turizmci olmaya çalışıyoruz. Çünkü turizmci olmak demek, doğayı korumak demek, hayvanları sevmek demek, insanları sevmek demek, etrafı kirletmemek demek, betonlaşmamak demek. Her şey maalesef ülkemizde çok hızlı gidiyor. Bunlarla mücadele etmeye çalışıyoruz. Yani bir turizm kentinde hem organize sanayi hem taş ocakları, mermer ocakları bunlar olmaz. Biz Didim’de doğayı koruyarak, insanlara burada tarihimizle beraber sunmak mecburiyetindeyiz. Evet Avrupa'da alınan birçok kararlar var. Elli yıl içerisi iki bin elli yılına kadar yapılan bir anlaşma var. Çevreye uyulması gerekiyor. Bunun kriterleri var. Ama benim kişisel olarak söylemek istediğim en önemli şey çevreyi ve doğayı korumayı bir başkasına bırakmayalım. Bunu kendimize görev edinelim. Hatta öbür insanları da hatta değil öbür insanları da bilgilendirmek ve bir olduğunuzu unutmayalım.” ifadelerine yer verdi.

“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE VURGU YAPTI”


İlçe Kaymakamı Can Kazım Kuruca da iklim değişikliği sorununa dikkat çekerek; “Devletler tarih boyunca pek çok olayı kendilerine var oluşlarına karşı birer tehdit olarak görmüşlerdir. Bu bazen komşu devletle yapılan bir savaş, bazen küresel boyutta dünya savaşı niteliğinde bir savaş, bazen bir terör örgütü olmuştur. Ama bütün devletlerin ortak bir şekilde ilgilendiren hiçbir devleti dışarıda bırakmayacak şekilde var oluşlarını beka tehdit olarak görmelerini gerektiren en büyük tehdit iklim değişikliği ve çevresel sorunlardır. 1950 yılında salınımı 6 milyar ton civarındayken 1990 yılına geldiğimizde aradan geçen sadece 40 kat artarak karbon salınımı 22 milyar tona ulaşmış. Dolayısıyla 40 dünya üzerindeki karbon salınımı tam dört katına çıkmış. Bu şekilde devam ederse olacakları şöyle özetlemek gerekiyor. Dünyanın sıcaklığı, yüzey sıcaklığı 2 derece kadar artacak. Belki çok gözükmüyor ama bunun sonucunda deniz suyu yükselmeye başlayacak Hep deniz suyumuz, hem kullanım suyumuz, hem içme suyumuz kirlenecek, ormanlarımızı kaybetmeye başlayacağız. Dolayısıyla yaşam alanlarımızı kaybetmeye başlayacağız 2060 yılına kadar biz bugünkü şekilde doğayı kirletmeye, karbon salınmaya devam edecek olursak eğer bir milyona yakın canlı tribün neslinin tükenmesine sebebiyet vereceğiz. Dolayısıyla bu teklifi gören devletler Uluslararası camia bir araya gelip tekbir almaya başlıyor. 2015’te en son Paris Antlaşması iki bin yirmi yılından itibaren alınacak tedbirleri tek tek sıralıyor ve ülkelere düşen görevleri nitelendiriyor. Bunun içerisinde Avrupa Birliği kabul etmek lazım ki kıta olarak hem birlik olarak başat rol oynayarak Avrupa yeşil mutabakatına hazırlıyorlar ve uygulamaya geçiriyorlar. Avrupa İşlik Mutabakatı yapmamız gerekenleri bize tek tek göstermiş aslına bakarsanız Önce her şeyden önce enerji politikalarımızı değiştirmemiz gerekiyor. Ne mutlu bize ki Türkiye Cumhuriyeti olarak biz bu saydığım bütün anlaşmalara imza atmışız. Ve uyguluyoruz Karbon salınımlı karbon bazlı enerji politikalarından yeşil enerji politikalarına geçişi hem ülke olarak hem de Avrupa Birliği nezdinde destekliyor, devam ettiriyoruz” diye konuştu.

“DEĞİŞİME KENDİMİZDEN BAŞLAMALIYIZ”

Kaymakam Kuruca; “Birinci önceliğimizin bu olması gerekiyor. Hükümet seviyesine götürülsün diye beklemeden hemen şimdi tam da burada bugün kendimizden değişime başlamamız gerekiyor. Kendi yaşam tarzınızı, kendi yaşam şeklimizi, doğa dostu, çevre dostu hale getirdiğimiz zaman biz kendimizi değiştirdiğimiz zaman çevremizdeki insanlara bu değişimin sebebini doğru anlatıp onları yanımıza çektiğimiz zaman dalganın yukarıdan aşağıya değil aşağıdan yukarı doğru hareketini sağladığımız zaman işte o zaman biz gerçekten geleceği kurtarmış olacağız. Unutmamamız gereken şeyse şu. Bizler bu doğayı, bu çevreyi, bu ülkeyi, bu güzel denizi biz atalarımızdan miras olarak almadık. Çocuklarımızdan emanet olarak aldık. Bu emanete hıyanet etmemek için de el birliğiyle duamızı, çevremizi korumaya devam etmeli aynı zamanda buna uyumlu büyüme politikalarını da takip ederek ülkenin de geleceğini hazırlamaya devam etmeliyiz.” dedi.

ÇALIŞTAYA GEÇİLDİ

Protokol konuşmalarının ardından çalıştaya geçilirken, ilk olarak “Yerel yönetimler ve Çevre Koruma politikaları” konusunda Prof. Dr. Ruşen Keleş bir konuşma yaptı. Ardından Dr. Araş. Gör. Sabriye Ak Kuran “Çevreye duyarlı turizm ve gıda sektörü çalışmaları” konusunda slayt eşliğinde bilgiler verdi. Çalıştay’da ayrıca Prof. Dr. Özkan Tütüncü “ Arama konferansını ve GZFT analizi” konusunda katılımcılarla birlikte Didim’in güçlü ve zayıf yönlerini ele aldı. Çalıştay’ın ikinci oturumunda ise Dr. Öğr. Üyesi Hikmet Kuran “Eş zamanlı turizm sektörü” ve Dr. Araş. Gör. Sabriye Ak Kuran ise “Gıda sektörü” konusuna bilgiler sundu.
Muhabir: Yazar Silinmiş