Aydın’da Efeler, Kuşadası, Didim ve Söke ilçeleri başta olmak üzere 17 ilçede madencilik faaliyetleri yürüten ve yazar Ergün Poyraz'ın evinin önünde darp edilmesinin ardından kamuoyunda da ‘Bagı Kardeşler’ olarak bilinen Maray ve Rozada Madencilik Limited Şirketi sahibi Turan Bagı ile ZTB ve Lilyum İnşaat Limited Şirketi sahibi Zana Bagı, kamuoyunda iştigal ettikleri sektörel çalışmaları töhmet altında bırakan bazı iddialara basın açıklamasıyla cevap verdi. Basın toplantısında yaptığı açıklamada, geçtiğimiz süreçte, “Somut delaletten yoksun, manipülasyon ve ticari komplo amacı güden asılsız haberlerle PKK/KCK bağlantılı/iltisaklı kişiler olduğumuz, terör örgütüne maddi destek verdiğimiz, iş yaptığımız belediye başkanları ile maddi rant elde etmek amacıyla ilişkimiz olduğu yönünde iftira içerikli yayınlar yapıldı” ifadelerini kullanan Maray ve Rozada Madencilik Limited Şirketi sahibi Turan Bagı, yaşadıkları sürece açıklık getirdi.

“KAMU YARARI GÖZETTİK”


Maray ve Rozada Madencilik Limited Şirketi sahibi Turan Bagı olarak şahsının ve ZTB ve Lilyum İnşaat Limited Şirketi sahibi mesleği mühendislik olan kardeşi Zana Bagı’nın Söke'de ikamet etmekte olduğunu ve yıllardır dürüst bir şekilde ticaret yaptıklarını belirten Bagı, “Aydın İli merkez Efeler, Kuşadası, Didim, Söke İlçeleri başta olmak üzere 17 ilçede madencilik faaliyetleri yürütmekteyiz. Şirketlerimiz ülkemizde ve bölgemizde ciddi anlamda istihdam alanı oluşturmaktadır. Devletimize katma değer üreten yatırım şirketleriyiz. Karayollarında alt ve üst yapı, asfalt, döşeme, beton, parke, bordür, dekoratif taş üretimi, düzenlemeleri, inşaat, madencilik işlerinde faaliyet göstermekteyiz. Turan Bagı ile Zana Bagı kardeşler olarak kamu yararını öncelikli amaç edindik ve düşük kâr payı içeren teklifler sunup, müşteri memnuniyetini ön plana tutarak bugüne kadar hizmet sunduk. 2017 yılından günümüze kadar kanunlar çerçevesinde söz konusu kamu ihalelerine katılıyoruz. Kazandığımız kamu ihalelerini bugüne kadar tam ve eksiksiz olarak yerine getirdik. Şahsiyetli ve sorumlu vatandaşlık bilinci ile hareket ettik. Kamudan aldığımız işlerde yüzde 30 ile yüzde 55 arasında kırım yaparak kamu yararını gözeten tekliflerimiz nedeniyle tercih edilen işletme olduk. 2018 yılında ilk ihalemizi kazandık ve bundan sonra da kamu yararı amacını göz önünde bulundurarak karayolları ve belediyeler gibi kamu kurumlarıyla çalışmaya devam ettik” dedi.

“KASITLI HABERLER NEDENİYLE ŞİKAYETÇİ OLDUK”


Kamuoyunda firmalarına ve ayrı ayrı şahıslarına yönelik olarak çok büyük bilgi kirliliği yaşanmakta olduğu için basın toplantısı düzenlediklerini söyleyen Bagı, “Kendi halimizde, işimizde, gücümüzdeyken yaşanan nahoş olay sonrasında kamuoyunun gündemine yerleştik. Somut delaletten yoksun, manipülasyon ve ticari komplo amacı güden asılsız haberlerle PKK/KCK bağlantılı/iltisaklı kişiler olduğumuz, terör örgütüne maddi destek verdiğimiz, iş yaptığımız belediye başkanları ile maddi rant elde etmek amacıyla ilişkimiz olduğu yönünde iftira içerikli yayınlar yapıldı. Bu nedenle sahibi olduğumuz şirketlere sadece Kuşadası Belediyesinin 12 ihaleyi usulsüz verdiği, Belediyelerle olan ilişkilerimiz dışında başka iş alamadığımız yazıldı. Bu şekilde algı yaratmaya çalıştılar ve halen daha asılsız haberlere devam etmekteler” ifadelerini kullandı.

“KATILMADIĞIMIZ HER İHALEDE KAMU CİDDİ ZARARA UĞRAMIŞTIR”


“Belediyelerin ve Karayollarının açtığı hallere girdiğimizde rekabeti arttırarak nasıl kamu yararını gözettiğimiz bilinmektedir” diyen Bagı, “Örneğin; ZTB Madencilik Şirketinin girdiği ihalelerde asgarî indirim oranı yüzde 30 olarak gerçekleşirken, ZTB şirketinin girmediği ve diğer firmalarca alınan ihalelerde ise asgarî indirim oranının yüzde 3 azami indirim oranının ise yüzde 24 olarak gerçekleştiği açıkça görülmektedir. İddiaların aksine sahip olduğumuz şirketlerin katılmadığı her ihalede kamu ciddi anlamda zarara uğramıştır. Karayolları ve Belediyeler bu nedenle bizim ihalelere katılmamız için neredeyse özel davetiye çıkaracak duruma gelmiştir. Yöneticiler, bizim katılmadığımız ihalelerde ciddi anlamda zarara uğradıklarını görmektedirler” dedi.

“KAMU İHALE KANUNU AÇIK VE NETTİR”


Tüm bu detayların, söz konusu asılsız haberi yapan yayın kuruluşlarının ve sorumlularının amaçlarının ne olduğunu açıkça ortaya koymakta olduğuna dikkati çeken Bagı, “Sahibi olduğumuz şirketlerle kazandığımız ihalelerde izlediğimiz fiyat politikası ile işi zamanında teslim etmemiz nedeniyle elde ettiğim başarı faaliyet gösterildiğimiz sektörde rahatsızlığa neden olmuştur. Basın yoluyla ve sosyal medya uygulamaları üzerinden asılsız iftira içerikli haberlerle zaman ve mekan kavramı olmayan asılsız fotoğraflar yayınlayarak şirketlerimize zarar verilmeye çalışılmıştır. Belirttiğim bu eylemler yaklaşık 2 yıldır sürmektedir. İhaleleri usulsüz olarak kazandığımız yönünde haberler yapılmaktadır ancak Kamu İhale kanunu açık ve nettir. İhalelerin nasıl yapıldığı herkes tarafından bilinmektedir. Devletin polisi ihalelerde hazır bulunmaktadır. İhale sürecinde kamera kaydı yapılmaktadır. Herkes teklif mektubunu ihale komisyonuna teslim ettikten sonra mektuplar tek tek açılıyor ve kazanan firma herkesin huzurunda açıklanıyor. Hal böyleyken kazandığımız ihalelerin usulsüz olduğunu yazan ve algı yaratmaya çalışan başta Ergün Poyraz olmak üzere diğer fikir ve eylem birlikteliği içinde olanlar örgütlü olarak şahsımıza saldırmaktadırlar” dedi.

“ERGÜN POYRAZ BİZE İFTİRA ATMIŞTIR”


Ergün Poyraz’ın darp edilmesinin ardından kasten yaralama suçu kapsamında tutuklandıkları bilgisini de veren Bagı, “Ancak ne ilginçtir ki, durum bundan ibaretken, Ergün Poyraz ihaleye fesat karıştırma suçundan dolayı tutuklandığımız iftirasını atan bir haber yapmıştır. Ergün Poyraz ne yapmamıştır biliyor musunuz? Şunu yapmamıştır! Bizim tutukluluk sürecimizde yani ihaleye katılamamamız nedeniyle belediyenin açmış olduğu mıcır ihalesini Hürtay Madencilik Şirketinin kazandığını ve ton birim fiyatını 97.94 TL'den aldığını, 120 Bin tonluk mıcır ihalesinin 11 Milyon 753 Bin TL'den fiyat verildiğini yazamamıştır. Biz bu ihaleye katılsaydık her zaman olduğu gibi kırım miktarı artacaktı ve kazanan belediye olacaktı. Bu ihalede Kamunun 7 Milyon TL zarar oluşmuştur. Çünkü 2021 tarihinde açık ihale usulü ile almış olduğumuz ve toplam 750 Bin tonluk söz konusu ihale 12 Milyon 887 Bin 500 TL bedelle ve ton birim fiyatı 17.18 TL'dir. Bu ihalenin usulsüzlük neresindedir, Belediyenin bizi kayırması nerededir?” diye konuştu.

“TERÖR ÖRGÜTÜNE MADDİ DESTEK VERDİĞİMİZ İFTİRASI ATILMIŞTIR”


“Her şey ortada ve nasıl bir bir kumpas çarkı oluştuğu görülmektedir” diyen Bagı, “Yayın kuruluşları ve gazetecilerin de bu çarka dahil olduğu görülmektedir. Haklarında suç duyurusunda bulunduğumuz yayın kuruluşları ile sorumluları kamu yararına aldığımız ihaleleri başkalarının lehine çevirme niyetiyle hareket etmişler ve hâlâ daha devam etmektedirler. Hangi gazeteci durduk yere ve hiç tanımadığı bir işletme sahipleri için açıkça "PKK'lı" diyerek iftira içerikli haber yapar ve basın suçu işlemeyi göze alır. Bunun da özellikle değerlendirilmesinde fayda var. Erol Özkan isimli kişi tarafından Facebook'ta canlı yayına alınan Ergün Poyraz, PKK/KCK iltisaklı olduğumuz, ihaleye fesat karıştırma suçundan dolayı tutuklu olduğumuz yönünde iftira ve hakaret içeren bayanlarda bulunmuştur. Hakkımızda bu şekilde hiçbir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Kardeşim ve benim hakkımda hiçbir şüphe durumu olmadığı halde PKK terör örgütüne maddi destek verdiğimiz şeklinde iftira atılmıştır” ifadelerini kullandı.

“BASIN YOLUYLA İFTİRA SUÇU İŞLENDİ”


Şahıslarına yönelik gerçek dışı iftiraları tek tek anlatmaya gerek olmadığını vurgulayan Bagı, “Rakip firmaların desteklediği basın grubu tarafından itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktayız. Bu süreçte, hakkımızda asılsız yayınlar yapan bir gazetecinin saldırıya uğraması olayıyla ilişkilendirilip, haksız ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alındık. Kamuoyu tepkisinden çekinildiği için de tutuklu yargılandık. Tutuklu olduğumuz süreçte hakkımızda çıkan kasıtlı ve yanlı haberlerle kamuoyuna farklı tanıtıldık. Kamuoyunun yalan haberlerden olumsuz yönde etkilendiğini ve kardeşim ile benim hakkımda olumsuz kanı oluştuğunu gördük. Bazı basın kuruluşları ile sorumluları tarafından sahsımıza yönelik iftira, yalan ve hakaret içeren haberler yapılıp, basın suçu işlenmiştir. Bu haberler nedeniyle ilgili yayın kuruluşları ile sorumlulukları hakkında şikayetçi olduk. Basın yoluyla iftira suçu, basın internet yoluyla alenen hakaret suçu, suç uydurma suçu, asılsız ihbar suçu, halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu, adil yargılanmayı etkilemeye teşebbüs suçu, kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu, suç işlemek amacıyla örgütlenme suçu nedeniyle davacı olduk. İşletmelerimizin karayolları ve belediye ihalelerini uygun fiyatlarla almaları sonucunda rahatsız olan rakip firmaların yönlendirmesiyle yapılan haberler nedeniyle Ergün Poyraz, E.Ö., İ.A., S.C., E.G., M.Ş., E.A., S.S., M.C., Y.Y. ve benzeri yayın kuruluşları ile sorumlulukları hakkında suç duyurusunda bulunduk” dedi.

“SALDIRILARA SADECE BİZİMLE SINIRLI KALMADI”


Yayın yoluyla şahıslarına yönelik örgütlü saldırılar yapan bu kişilerin hiçbirisini tanımadıklarını ve onların da kendilerini tanıdıklarını sanmadığını belirten Bagı, “Ne oldu ve nasıl oldu da bu kişiler bir araya gelip, kişilik haklarımıza saldırmaya, iftira içerikli yayınlar yapmaya başladılar? Kamu ihalelerini uygun fiyatlarla almamız sonrasında başlayan sistemli saldırılar sadece bizimle sınırlı kalmadı. İhalelerini kazandığımız belediyeler, belediye çalışanları ve başkanlara kadar acımasızca saldırılar yapıldı. Alçakça saldırılarda amaç, belediyelerin bizimle çalışmasını engellenmeye yöneliktir. Kamu İhale Kanunu açık ve nettir. İşletmelerimiz yıllardır kamuya hizmet vermektedir. Kamu İhalelerine katılma konusunda işletmelerimiz için hiçbir olumsuz durum mevcut değildir. Devletine bağlı, milletine saygılı, vergisini ve çalışanların haklarını zamanında ödeyen, yükümlülüklerini yasal çerçevede eksiksiz bir şekilde yerine getiren işletme sahipleriz. Bu nedenle de Kamu İhalelerinde tercih edilen işletmeler olduk” ifadelerini kullandı.

“İHALENİN BU DETAYLARI ACABA NEDEN YAZILMADI?”


Hakkında suç duyurusunda bulunduğu bir gazetecinin, "Kuşadası Belediyesinin mıcır ihalesini acaba kim alacak?" şeklinde haber yaptığını ve bu haberde kayrıldıklarının belirtildiğini söyleyen Bagı, “Biz ihaleye girdiğimizde yüzde 50'ye varan kırımlar yaşanıyor. Biz ihaleye girmediğimizde ise, yaklaşık yüzde 3 kırımlar yaşanıyor. Bu detaylar acaba neden yazılmadı? Geçen sene tonunu 17.00 TL'den aldığımız mıcır ihalesi bu sene biz cezaevinde olduğumuz için katılamadık ve tonu 98.00 TL'den ihale edildi. Katılamadığımız bu ihalede yüzde 600 artış görüldü. İhale kanununa göre devletin belirlediği yaklaşık fiyatın üzerine çıkmış olundu. Bu ihaleye iki firma katıldı ve diğer firma nedense itiraz etmeyip, yüksek maliyeti normal karşıladı. Hakkımızda yalan, yanlış ve iftira içerikli haber yapanlar bu detayları neden görmezden geldiler? ZTB Limited Şirketi ihaleyi 17.00 TL'den alınca "usulsüz" diye haber yapanlar, destek verdikleri firma 98.00 TL'den ihaleyi alınca neden sustular? Biz bu ihaleye katılmış olsaydık vereceğimiz fiyat 5 Milyon 500 bin TL olurdu. Bu ihalede kamunun 7 Milyon TL zarar oluşmuştur. Nakliye farkını da göz önünde bulundurmak gerekiyor çünkü biz bu ürünü Söke'den götüreceğimiz halde daha düşük fiyat verebiliyoruz. Kuşadası'nda faaliyetini sürdüren firmanın bu kadar yüksek fiyatla ihaleyi almış olması neden haber yapılmadı?” sorusunu sordu.

“BELEDİYELER VE KARAYOLLARI BİZİMLE İŞ YAPMAKTAN MEMNUNDUR”


2019 yılında Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı mıcır ihalesini ZTB olarak tonunu 21.48 TL'den aldıklarını kaydeden Bagı, “2020'de ZTB olarak ihaleye katılmadık ve tonu 40.26 TL'den ihale edildi. 2018'de Kuşadası Belediyesi'nin mıcır ihalesine ZTB olarak katılmadık, kırım yüzde 3 oldu ve tonu 20.40 TL'den ihale edildi. Yine aynı şekilde 2019 yılında Kuşadası'nın mıcır ihalesine girmedik ve tonu 23.00 TL'den ihale edildi ancak 2020 yılına gelindiğinde Kuşadası Belediyesinin mıcır ihalesini ZTB olarak 18.70 TL'den aldık. ASKİ'nin 2020'de yaptığı ihaleye katılmadık ve 30.82 TL. fiyat verildi. 2021 yılında ihaleye biz katıldık ve tonunu 19.65 TL'den kazandık. Fiyat politikamızdan da anlaşılacağı üzere gerek Maray Madencilik Limited Şirketimizin gerekse ZTB İnşaat Limited Şirketimizin girdiği ihaleler Kamunun yararına olduğunu görülmektedir. Belediyeler ve Karayolları bizimle iş yapmaktan memnun çünkü fiyat politikamız Kamunun yararına” dedi.

“HER TÜRLÜ İFTİRAYI ATMAKTAN ÇEKİNMİYORLAR!”


“Tüm bu gerçekler ortadayken, bize saldıran gazete ve sorumluları işletmemizin katıldığı ihalelerde en uygun fiyatı veren olduğumuz gerçeğini haberlerinde görmezden gelmiştir” diyen Bagı, “Bir gazeteci, ASKİ'den elektrik çaldığımız yönünde bir paylaşım yaptı. ASKİ bizi yakalamış ve karşılığında da biz ASKİ'ye mıcır vermişiz. Bu nedenle yargılanıyormuşuz. Kesinlikle böyle bir olay yaşanmadı. Böyle bir suç nedeniyle yargılamanın olduğu yalandır. Bu kişi hakkında da şikayetçi olduk ve TCK'nın 125/1-125/2-125/4 maddelerine istinaden suç duyurusunda bulunduk. Nasıl bir yapıyla karşı karşıya olduğumuz ortada. Bir yerlerden talimatla hareket ederek her türlü iftirayı atmaktan çekinmiyorlar. Ergün Poyraz'ın Kuşadası Belediyesine bilgi edinme yasasına istinaden verdiği dilekçesinin evimizde, iş yerimizde çıktığı yönünde haberler yapıldı. Böyle bir durum kesinlikle söz konusu değildir. İftira, karalama ve itibarsızlaştırmaya yönelik bir haberdir” ifadelerini kullandı.

“77 GÜN HAKSIZ VE HUKUKSUZ ŞEKİLDE TUTUKLU KALDIK”


“Terör örgütü ile bağlantılı olduğumuz şeklinde suçlamada bulundular. Devletimizin istihbarat birimleri ve sorgulayan mercileri var. Terör örgütü ile uzaktan veya yakından, dolaylı veya direkt hiçbir bağımız yoktur” diyen Bagı, “Terör örgütü ile bağımız olsa kamu ihalelerine teklif veremeyiz ve kamu bizimle iş yapmaz. İftira atmakta sınır tanımayan bu basın mensupları yargı önünde hesap verecekler. Ergün Poyraz isimli kişinin saldırıya uğraması olayında hiçbir ilgimiz olmadığı halde gözaltına alındık, hakim karşısına çıktık ve tutuklandık. Tutukluluk sürecimizde çıkan haberlerde olay yerinde olduğumuz ve kardeşim ile birlikte darp ettiğimiz yönünde haberler yapıldı. Ergün Poyraz'ın eşi de dahil olmak üzere görgü tanığı komşuları eşkâl tespitinde, saldırıyı gerçekleştiren kişilerin biz olmadığımızı söylemelerine rağmen tutuklandık. Duruşma gününde de örgütlü saldırılar devam etti. Yapılan haberlerle tahliyemizi engellemeye çalıştılar. Mahkeme heyeti görgü tanıklarının ifadeleri doğrultusunda yani saldırıyı gerçekleştiren biz olmadığımızın görülmesi üzerine tutukluluk sürecimiz sonlandırıldı. 77 gün haksız ve hukuksuz bir şekilde tutuklu kaldık. İçişleri Bakanlığının talimatıyla gözaltı süreci yaşandı. Gözaltı sürecinde 8 adet hak ihlali yapıldı. Evlerimizde ve iş yerlerimizde aramalar yapıldı ancak arama kararı yoktu. Aramalardan 3 saat sonra resmi yazı geldi. Buna rağmen aramalara izin verdik çünkü hiçbir şekilde ilgimiz olmayan bir olaydı. Elektronik cihazlarımız alınırken de hiçbir imaj (yedekleme) işlemi yapılmadı” bilgisini de paylaştı.

“İFTİRACI OLDUKLARI TESPİT EDİLMİŞTİR”


Ergün Poyraz’ın "Bana saldıranlar PKK'lıdır, bu saldırıyı azmettiren de Ömer Günel'dir” sözlerini hatırlatan Bagı açıklamasını şu ifadelerle bitirdi; “Bu açıklama sonrasında Belediye Başkanı Ömer Günel, suç duyurusunda bulunmuştu. Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturmada Başkan Ömer Günel haklı bulundu ve Ergün Poyraz hakkında yalan ve hakaret içerikli beyanlarına istinaden yargılama süreci başlatıldı. Bu da gösteriyor ki, Ergün Poyraz ile birlikte hareket eden kişiler hukuk karşısında hesap verecekler ve ceza alacaklar. Başsavcılık tarafından hazırlanan iddianameye göre; Ergün Poyraz'ın kişileri bir terör örgütü ile ilişkilendirmesi sebebiyle, Türk Ceza Kanunun 125/1, 125/3a ve 125/4 maddeleri kapsamında yargılanması talep edildi ve iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. Başsavcılığın iddianamesinde anlaşılacağı üzere Ergün Poyraz ile birlikte hareket eden basın mensuplarının da iftiracı olduğu gerçeği bir kez daha tespit edilmiştir”