Aydın SES Gazetesinden Murat Bozkayaların haberine göre; 1978 yılında Bursa İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nden mezun olan Erol Şenbaklavacı, eğitimini aldığı alanda çalışmak yerine çocuk yaşlarda başladığı baba mesleğine yönelmiş. “Üniversiteyi bitirdikten sonra, dede mesleğimiz olan ızgara ve tatlı işine devam ettim ve bugünlere geldik” diyor. 1920 yılında inşa edilen ve sit alanı statüsünde olan bu tarihi iş yerinde tadilat yapılamıyor. Ancak Erol Usta, mekânın dokusunu korumak için sadece boya ile bakım yaptıklarını belirtiyor. “Bu yer, Söke’nin yaşayan tarihi. Dedem Arif Şenbaklavacı, 1945’ten itibaren burada hizmet vermeye başlamış. Sonra babam devraldı, şimdi de ben sürdürüyorum,” diye anlatıyor.
IZGARA VE TATLILAR SAATLE SINIRLI, TADI UNUTULMAZ
İşletmede sabah saatlerinden itibaren köfte servisi yapılıyor ve öğlen 12.00–13.00 saatlerinde ızgara servisi sona eriyor. Ardından tatlı servisine geçiliyor. Lor tatlısı, kadayıf, baklava ve özellikle şambalı tatlısı, sınırlı üretildiği için genellikle saat 16.00 civarında tükeniyor.
"LEZZETİMİZ BAĞIMLILIK YAPIYOR"
Erol Şenbaklavacı, hem Söke’den hem de çevre il ve ilçelerden birçok müdavim müşterileri olduğunu belirtiyor. “Ürünlerimizin tadına bir kez bakan, tekrar geliyor. Çünkü damak tadı unutulmuyor. Bu işten para kazanıyoruz ama aynı zamanda Söke’nin tanıtımını yapmaktan büyük gurur duyuyoruz,” diyor.
AİLE GELENEĞİ, USTALIK VE SADAKATLE SÜRDÜRÜLÜYOR
Dede mesleğini büyük bir özveriyle sürdüren Erol Usta, aynı zamanda işin mutfak kısmında üç kişiyle birlikte çalışıyor. Lezzetiyle ün salmış bu küçük ama tarihi işletme, hem Söke'nin kültürel mirasını yaşatıyor hem de lezzet tutkunlarını bir asırlık tatlarla buluşturuyor.