Bir kişinin hayatını, alışkanlıklarını değişmesinin ne kadar güç olduğunu kendimizden dahi pay
biçebiliriz. Toplumsal değişimin ne kadar güç olacağını ve ne kadar zaman alacağını tarih bizlere
fazlasıyla göstermiştir.
Bu toplumsal değişim süreçlerinde eğitim, en büyük dinamo etkisi göstermiştir desek mübalağa
yapmış olmayız umarım. Tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan dijital topluluğa
geçişte, eğitimde değişmiş fakat içerik ve anlamını tam anlamıyla dolduramamıştır. Bunu sadece
ülkemiz olarak değil gelişmiş ülkelerin öğretim faaliyetlerine bakıldığında dahi çok düşünen,
sorgulayan, bunlara eyleme geçiren insanların toplumda, şirketlerde, hayatta pek tasvip edilmediğine
çok kez şahit oluyoruz. Her düşüncenin kendinden olana hürmet, karşıt olana düşman gözüyle
bakması zihin dünyamızın ne denli bencil ve eğitimsiz olduğunu gösteriyor. Halbuki matematik ve
bilim, çelişkiler arayarak doğruyu bulma, çelişkileri, karşıt görüşleri sevme tezleriyle hatta
yöntemleriyle doludur. Bunun ilk örneklerinden Öklid (M.Ö 330- 270) asal sayıların sonsuzluğunu
ispatlarken kullandı (keşfetti) ve bu yöntemle matematikte birçok hipotez ispatlanabildi. Eleştirisel
düşünce, yaratıcılık, üretkenlik nedeyse kimsenin ağzından düşmüyor. Fakat “yaratıcı ol evladım …” derken kullanılan ifadeler dahi kendi ifadelerimiz, değil. Eğitim camiası olarak fikirlerimizin
kaynakçasını paylaşmaktan imtina ederken, eleştirilmekten korkarken “eleştiren, sorgulayan, yaratıcı
bir nesil yetiştiriyoruz” demek ne kadar yersiz takdir sizlerin. Bu bağlamda bir toplumun değişmesi ve
dönüşmesi (iyiye doğru olacak ise) bilimle olacak, hür düşünce ile olacak. Yazımı bitirirken geçtiğimiz
yıl kaybettiğimiz, yeri zor bile doldurulamayacak, matematik camiasının yakından tanıdığı Prof. Dr. Cem Tezer’in sözleriyle bitiyorum: “Sizlere bir iyi, bir kötü haberim var. Kötü haber eğitim sistemimiz
berbat, iyi haber tüm Dünya’da berbat. Özellikle tüm Dünya’nın 1920’den sonra matematiğin nitelikli
insan yetiştirme ve dil öğrenme nitelikleri kaybettiği bir dönemi yaşıyoruz, inanın tüm Dünya’da
berbat. Diyecekseniz ki efendim peki Avrupa’da durum nedir? Onlar sadece geçmiş eylemsizlerinden
(hocamız burada Avrupa’nın zamanında yaptığı entelektüel ve bilimsel birikimden bahsediyor) dolayı iyi gözüküyorlar. Buna Finlandiya, Çin dahil.