Öncelikle belirtmeliyimki bu yazımdaki amacım kimseyi yargılamak eleştirmek değildir. Sadece sakal konusunun önemini anlatmaya ve ben Allah'ın kulu, Muhammed Mustafa S.A.V. in ümmetiyim diyenlerin bu sakal konusunda neye inanması gerektiğini derleyip açıklamayı amaçlıyorum. Kimseye sakal bırakmadığı için bir hüküm vermek haddimiz değildir hüküm ancak Allah'ındır. Ama amelde hataların affı olsada itikatta yanlışlıkların kesinlikle affı olmayacağını bilerek konuşmak imanımızı muhafaza etmek bakımından çok ama çok önemlidir. Bu sebeple Allah C.C. ve elçisi Muhammed SAV. efendimiz ne buyurmuşlar bakalım. "Peygamber size ne verdiyse onu alın. Size neyi yasakladıysa ondan sakının ve Allah'tan korkun. Çünkü Allah'ın azabı şiddetlidir." Haşr Suresi 7. Ayet De ki, "Allah'a ve Peygambere itâ'at edin! Eger [Peygambere uymayip] yüz çevirirlerse, [kâfir olurlar] Elbette Allah kâfirleri sevmez." Ali İmran Suresi 32. Ayet "Dogru yol belli olduktan sonra, Peygambere karsi geleni ve mü'minlerin yolundan baska bir yola uyani, o yolda birakir ve cehenneme sokariz" Nisa Suresi 115. Ayet "Ey îmân edenler, sizi hayat verecek seylere [dinin emîrlerine] da'vet edince, Allah'a ve Resûlüne icâbet edin!" Enfal Suresi 24. Ayet Yukarıdaki ayetler açıkça anlatıyor ki Peygamber Efendimize uymak Allah'a uymakla eşdeğerdir. çünkü; "İnmekte olan yıldıza andolsun ki, Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı. O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir." Necm Suresi 1-4. Ayetler ayette belirtildiği gibi Hz. Muhammed Mustafa S.A.V. dini hükümlerde kendi heva ve hevesiyle değil Allah'tan gelen vahiy ile konuşurdu. Şimdi bakalım sakal mevzusu nasıl bir mevzuymuş? Bir gün Efendimiz (s.a.v.)’in huzuruna Kisra’nın iki elçisi gelmişti. Kisra’nın Peygamber (s.a.v.)’e gönderdiği iki elçinin ikisi de sakallarını kesmiş, bıyıklarını ise uzatmışlardı. Rasulullah (s.a.v.) huzuruna gelen bu adamların yüzlerine bakmak istemedi ve onlara; – “Yazıklar olsun, size bunu kim emretti?” diye çıkıştı. Onlar da; – “Bize bunu Rabbimiz (yani Kisra) emretti” dediler. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: – “Fakat Rabbim bana sakalımı uzatmamı ve bıyığımı kısaltmamı EMRETTİ.” "On şey fıtrattandır: Bıyığı kısaltmak, sakalı uzatmak,misvak kullanmak,buruna su çekmek, tırnak kesmek, parmak mafsallarını yıkamak, koltuk altını yolmak,kasıkları traş etmek, su ile taharetlenmek "Bıyıkları son derece kesin (makasla) , sakalları bırakın" Buhari, Libas:63 "Bıyıkları kesin,sakalları salın, Mecusilere (ateşperest) muhalefetedin" Müslim, Taharet:16 "Bıyıkları kesin, sakalları bırakın, yahudilere benzemeyin" Tahavi Meânil-âsâr:4/230 , Ali el müttaki, Kenzül Ummal "Erkekleri sakallarıyla, kadınları saç örgüleriyle süsleyen ALLAH'ı C.C. tesbih ederim" el Acluni,Keşfu'l-Hafa:1447 "Bıyığı almak dindendir." Beyhaki, Şuabul İman:6452 "Bıyığını uzatanın ALLAH-u Teâlâ duasını kabul etmez" Deylemi, Müsned'i Firdevs:5648 "Bıyığını kısaltan bir adam gördüğünüzde, işte o sizin en hayırlılarınızdandır. Bıyığını uzatan bir adam gördüğünüzde, o da sizin en şerlilerinizdendir." Deylemi, Ahkamul Mezahib fi etvaril Liha veşşevarib:90 "On haslet vardır ki Lut kavmi onlar sebebiyle helak oldular. Benim ümmetimde onlara bir huy ilave edecektir. Erkeklerin birbirleriyle livata etmesi, çamurdan yapılmış küçük yuvarlak cisimleri atmak, sapan atmak, güvercin uçurtmak, def çalmak, içki içmek, sakal kesmek,bıyığı uzatmak, ıslık çalmak, alkış yapmak ve ipek giymektir. Ümmetimin bunlara ilave edeceği bir haslet ise, kadınların birbirleriyle ilişki kurmalarıdır." Ali el Muttaki, Kenzül Ummal,13014 Şimdi sakal konusundaki bunca kesin hüküm içeren hadislerden sonra birde şu hadisi hatırlamakta fayda vardır; "Sünnetimden dönen benden değildir." Buhari, Müslim Olayı en kısa şekilde açıklamaya çalıştım. Gençken yakışmıyor yaşlanınca uzatırsın diyenler için bir izin ayet ve hadislerde bulamadım. Bütün dini hükümler ergenliğe girince farz olmaya başlıyor ve akil baliğ olduğu müddetçe ölünceye kadar bu farziyet devam ediyor. Ayrıca eşin razı değilse uzatamazsın inancı içinde dini bir dayanak bulamadım. Ananın, babanın eşinin çocuklarının komşularının arkadaşlarının kişi üzerinde hakkı var evet ama ALLAH'IN HAKKI, BÜTÜN HAKLARDAN ÜSTÜNDÜR!