1923 yılında imzalanan Lozan Barış Antlaşması kapsamında Türkiye ile Yunanistan arasında mübadele imzalanmış, imza sonrasında Aydın’ın Didim ilçesinde yaşayan ve eski adı Yoran olan bölgede Rumlar Yunanistan’a gönderilirken, yerlerine ise Yunanistan’ın Selanik ve Kavala bölgelerinden gelen Müslüman Türkler yerleştirilmişti. Mübadele öncesinde yaşayan Rumlar su ihtiyacını şehrin değişik bölgelerinde açtıkları su kuyularından karşılıyordu. Mübadele sonrasında eski adıyla Yoran köyü olan ve şimdilerde ise Aydın’ın iki turistik ilçesinden biri olan Didim’e gelen Türk vatandaşları da su ihtiyaçlarını yine bu kuyulardan temin etmeyi sürdürdü.

“DİDİM’DE 62 SU KUYUSU BULUNUYORDU”


Didim’in birçok yerinde bulunan ve yöresel adalarla tarif edilen toplam 62 su kuyusundan bazıları günümüze kadar ulaşırken bir çoğunun ise yıkıldığı ya da üstlerine binalar inşa edildiği öğrenildi. Didim’e ilk gelen mübadillerince ve onların çocukları tarafından içme ve tarımsal amaçlı kullanılan su kuyuları ise günümüzde yok olmayla karşı karşıya.
Su kuyularının tarihçesiyle ilgili olarak bilgiler veren ve aynı zamanda mübadil torunu olan Hisar Mahalle Muhtarı Bahri Aşık (76) “Bizim babalarımız ilk buraya gelmiş; ben ikinci nesil mübadilim. Biz geldiğimiz Rumlar’dan kalan evlere yerleştirildik. O zaman şimdiki adı Hisar mahallesi olan Yoran köyünde birçok yerde su kuyuları vardı. Biz içme suyu olarak oralardan su çekerdik. Babalarımız ve büyüklerimiz eşekler ile bu kuyulardan su çeker bahçelerini sulardı. Yağmur yapmadığı zaman kuyularda su da bulamazdık. Bu su kuyuları bulunduğu yere göre köylülerimiz isim takar, ona göre buluşma alanları oluştururlardı.” dedi.

“MAALESEF KORUYAMADIK”


Bazı kuyularda geçmişten kalan izlerin de olduğunu belirten Muhtar Aşık “Bazı kuyular halen açık; Apollon Tapınağında eski kilisenin arkasında kuyular var. Bazıları korundu ama bir çoğu maalesef ya yıkıldı yada üzerine inşaat yaparak kapattılar. Doğru düzgün koruyamadık. Her birinde bizlerin anıları vardı; şu anda var olan korunsa ya da restorasyon yapılsa gelecek nesillere de birer anı olarak kalabilir.” dedi.

“BU KUYULAR BİZİM İÇİN BİRER ANI”


Didim’de üçüncü kuşak mübadil torunu olan emekli Öğretmen Gülay Zübeyde Muslu Yalçın ise eski su kuyularından birçok anılarının olduğunu kaydederek “Çocukluğumda Didim'de yani eski adıyla Yoran çeşmeler yoktu. Mübadele ile gelen büyüklerimiz 1924 yılından beri suyu kovalarla kuyulardan çekermiş. Yoran köyü daha Didim olmadan önce her semtte tarlalarda, her mahallede kuyularımız vardı. Kuyulardan teneke kovalarla, bakraçlarla su çekilir, testilere doldurulurdu. Testiler ya omuza ya da eşeklere sarılarak taşınırdı. Köyün genç kızları akşam üzerleri toplanarak omuzlarına testileri alıp köy içindeki kuyulara su almak için çıkarlardı. Tütün dikimlerinde ise tahtadan yapılmış fıçılarla
kuyulardan şu taşınırdı. Şu ana kadar kuyularımızın ne kadarını koruyabildik? Bilemiyorum. Kimisi yıkıldı. Kimisi kurudu. Birçoğu da Didim geliştikçe yapılan sitelerin, otellerin altında kaldı. Bu kültürel değerlerimizin yerini, tarihi bir anı, birer sembol olarak, kısaca açıklayıcı birer levha ile belirleyebilseydik ne güzel olurdu. Bu sembolleşen kültürel varlıklarımız gelecek nesillere kalabilirse Didim’in geçmişi adına da güzel olur diye düşünüyorum.” dedi.
Muhabir: Yazar Silinmiş