Bugün yarın yüzünüzü bile görmemiş, nerede olduğunuzu, hatta kadın mı erkek mi olduğunuzu bile bilmeyen siyasilerden, süslü bir bayram mesajı gelir size de.  Her yıl olduğu gibi.  Aynı siyasiler yıllarca Hasan Amca’nın Anneler Günü’nü, Hayriye Teyze’nin Babalar Günü’nü, Yılmaz Amca’nın Dünya Kadınlar Günü’nü kutlamadılar mı telefon mesajlarıyla.  Kendilerini çok akıllı, toplumu çok saf zanneden bazı kırmızı kravatlılar sizin de şimdiden Kurban Bayramınız mübarek olsun!

 Her şeyimiz mi sahte olur arkadaş!

 Malum önümüz Kurban Bayramı,  Paylaşmanın ve toplum olarak iyi günde, kötü günde birlik olmanın bayramı yani.  Adı paylaşmak olan kurban bayramlarında derin dondurucu kampanyaları düzenleniyor, derin dondurucu satışları patlama yapıyorsa paylaşmak ilkesi de patlamış demektir.  Bayram namazından çıkar çıkmaz kimseyle bayramlaşmadan ‘çok işim var’ yüz edasıyla koştura koştura eve gidip hemencecik bıçağı masatla buluşturmak mıdır Kurban Bayramı?  Ne acelen var efendi?  Önce bayramlaşsaydın! (Bu tipler en fazla kurban kazalarını yaşayanlardır ne yazık ki.)  Kesilen kurbanları dağıtmayıp (ya da göstermelik bir iki komşuya kemikli yerlerinden pay verip) gerisini derin dondurucularımıza tıka basa doldurulup, ziyafet deposu yapma bayramı değildir.   Hele hele etleri depolayıp kurban atıklarını bilinçsizce doğaya bırakarak özellikle piknik yerlerini çöplüğe dönüştürmek hiç değildir.     Dinimizin neredeye en önemli emri olan ‘TEMİZ OLMAK’  emrini yerine getiremiyorsak eğer, kurban neyimize ki bizim?   Yahu Babacan!  ‘Hep olayların kötü yönlerine değinmişsin hiç mi iyi taraftan bakmıyorsun?’ diyenlerinizi duyar gibiyim.   Az da olsa var elbet!   Ancak iyi taraflar iyi zaten.İyi olmayan yüzümüzü görmezsek, dile getirmezsek, doğruymuş gibi davranırsak eğer, gelecek nesiller de bu kültürün bu şekilde geldiğini düşünüp yanlışı doğru zannedecek.  Oysa ki, büyüklerimizin bizlere emanet ettiği Kurban Bayramı hiç de böyle değildi.  Bu, bilinçsizlik ve çevre temizliğine karşı olan duyarsızlık sadece senin, benim, onun sorunu değil bir toplumun sorunudur.  Bu tür sorunların tek çözümü EĞİTİMdir.  Eğitim, anne karnından başlayıp, ölünceye kadar sürer.  Eğitim, prensipli ve bilinçli yapılmalıdır.  Ülkemizde bu konuda toplum bilinci oluşturmak adına, ciddi reformlar yapılmalıdır.  Bu süreç, ciddi bir eğitim sürecidir.  Başkalaşım gösteren bir kültürün aynı topluma yeniden aşılanması kısa süreçte sonuç alınabilecek bir olgu değildir.  Özellikle temiz bir çevre;   Bizlere atalardan değen bir miras gibi değil,  Gelecek nesillere devredilecek bir emanet gibi algılanmalıdır.  Mutlu ve huzurlu bir bayram geçirin.  Bayramınız kutlu, yarınlarımız umutlu olsun!  Sağlıcakla!  Haa! Trafiğe çıkacak olanlar lütfen dikkatli olun!  Kurban olayım, KURBAN olmayın!