Adettendir. Seçim sonucunu yorumlamak bir yazarın en önemli görevlerinden biridir. En az bir bakanımızın olacağı konusundaki umutlarım hala taze. Hayırlısı ile diyorum… Yediden sekize çıkan milletvekili sayımız Aydın’da seçime giren her partinin iştahını biraz daha kabarttı. Partiler için ilk öncelik milletvekili adaylarını ve sıralamalarını doğru yapabilmekti. Aydın’ın Anadolu’nun birçok kentinden farklı bir seçmen profili olduğunu düşündüğümüzde her partinin Aydın’dan 3-4 vekil çıkarması fikrine kimse hayalcilik diyemez. Listeler açıklandığında açıkçası hiçbir partinin hem kendi tabanında hem de kamuoyunda memnuniyet sağlamadığına şahit oldum. Erken seçim kararının gereken çalışmayı yapmaya engel olduğunu düşünenlere verilecek tek cevabım, bir partinin her koşulda ve herhangi bir zamanda seçime hazır olması gerekliliğidir. AK Parti önündeki fırsatı elinin tersiyle itti. Neden mi? Seçimler bir partinin savaşıdır ama karşısındaki rakipleri de bir o kadar önemlidir. Acaba Metin Yavuz ve Rıza Posacı, AK Parti’nin oylarıyla mı? Yoksa rakiplerinin oylarıyla mı? Vekil oldu. Sadece bu soruya cevap verin yeter. Ortada 27 bin oy kaybeden bir CHP, sıfırdan 108 bin oy alan bir İYİ Parti, 47 bin oy kaybeden MHP ve 18 bin oy arttıran bir HDP gerçeği var. Bu kadar sınırları zorlayan bir ortamda AK Parti 1.500 oy kaybetti. Yani seçmeninin güvenini kaybetmedi. Seçim öncesi bilhassa İYİ Parti ve HDP’ye çok oy kayacağı düşünülürken bu tezi çürütmüş ve bonus olan bir vekilliği de kazanmış oldu. Belki de bu yazımda benim en çok eleştireceğim parti AK Parti’ydi. Ama sonuçlar ortada. Önce seçimlerde çalışmayanları / yanlış çalışanları eleştirelim bakalım. Seçimler öncesi dört bölüm halinde yayınlamış olduğum ve Aydın Sağın mı? Solun mu? Kalesidir yazı dizisinde de belirttiğim gibi; Aydın halkı kale male bilmez. Surları tar-u mar eder geçer düşüncem hala sıcaklığını koruyor. Son iki yerel seçimler göz önüne alındığında Bozdoğan, Çine, Karacasu, Koçarlı ve Sultanhisar’ın artık AK Parti saflarında yavaş yavaş yer almaya başladığını görüyoruz. Bu dalgadan Efeler İlçesi de ancak yüzde 1,6 puan ile ayrılmış durumda. Ancak yerel seçimlerinde bir ittifak çatısı altında girilmesi durumunda AK Parti’nin mevcut yüzde 31,1 oyuna MHP’nin ortalama yüzde 10-15’lik katkı sağlaması Efeler içinde kalenin kaybedilmesi anlamına gelebilir. Daha önceki yıllarda hep AK Parti Genel Merkezi’nin Aydın’ı çok fazla dikkate almadığını düşünürdüm. Ama bu seçimler öncesi bu düşüncem tersine döndü. Hatta seçimler öncesi AK Parti 1. Sıra adayı Mustafa Savaş’ın Ses Gazetesi’ni ziyaretinde; “Tarafsız bir gözle sen ne düşünüyorsun Orhan?” dediğinde “4 AK Parti, 4 CHP olur sanırım” demiştim. Tahminimi bir yanlışla tutturdum. Ben ittifakın güçlü partilerinin artı bir vekil daha kazanacaklarını düşünerek bunu söyledim. Neticede MHP oyları AK Parti’ye artı bir kazandırdı. Diğer cephede ise Mustafa Arıkan mı az çalıştı? Aydın Sezgin mi çok çalıştı? Bunun takdirini halkımıza bırakıyorum. İki ay boyunca aşağı yukarı her adayın hatta aday adaylığı günlerinden itibaren bir programını takip etmeye gayret ettim. Gördüğüm tek kriter ne biliyor musunuz? Sökeli olup ta Karacasu’da gece yarısı kahve toplantısı yapan, Çineli olup ta iftarını Nazilli’de yapıp gece Akbük’te kahvehane toplantısı yapan kazandı. İlçesinden dışarı çıkamayan, söyleyecek sözü olmayan (sözde) adaylar da hem kendisine hem de partisine kaybettirdi. Seçmenine de ihanet etti. Seyfettin Tosun, Kemal Güneri, Ya Semi Sarıçiçek, Emre Albayrak, Fevzi Köse… Neden mi bu değerli isimleri yazdım. Kimisi Vatan, kimisi CHP ya da başka bir partili. Bu değil önemli olan. Sizler seçimi ruhunuzda yaşadınız. Sizin idealizminizden mevcut çoğu vekilin öğreneceği çok şey, alacağı çok ders var. Var olun… Gelecek hafta ilçe ilçe 24 Haziran seçimlerinin yerel seçimlere etkisini yorumlamaya çalışacağım. İyi hafta sonları dilerim