Nazilli Belediyesi’nde görev yapan Hizmet-İş Sendikası üyelerine yönelik baskı yapıldığı iddiaları gündeme damga vurdu. HAK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı Hizmet-İş Sendikası, belediye çalışanlarının sendikadan istifaya zorlandığını, sürgün tehdidi ve mobbing uygulamalarıyla sendikal tercihlerine müdahale edildiğini açıkladı. İddialara göre süreci, Belediye Başkanı Ertuğrul Tetik’in en yakın ekibi yönlendiriyor. Sendika ise, “Bu bir emek mücadelesidir” diyerek tepkisini dile getirdi.
Yaşanan gelişmeler üzerine Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin, sendika temsilcileriyle birlikte Nazilli Belediye Meydanı’nda bir basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, MHP Nazilli İlçe Başkanı Hasan Eren ile Cumhur İttifakı belediye meclis üyeleri de destek verdi. Protesto sırasında belediye önüne siyah çelenk bırakıldı.
“İRADE KIRILIYOR, HUKUK ÇİĞNENİYOR”
Basın açıklamasında konuşan Hizmet-İş Sendikası Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Keskin, Nazilli Belediyesi’nde çalışan emekçilerin ağır baskı altında olduğunu belirtti.
“Nazilli Belediyesi’nde yaşananlar bir sendikanın değil, işçinin onuruna ve emeğin kutsallığına karşı sistematik bir hal almıştır. Emekçinin tercihi baskı ve tehditle şekillendirilmeye çalışılmaktadır” dedi.
Keskin, anayasa ve ilgili yasalara dikkat çekerek yapılan uygulamaların suç teşkil ettiğini kaydetti:
“Anayasa’nın 51. maddesi, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 25. maddesi ve Türk Ceza Kanunu’nun 118. maddesi açıkça ihlal ediliyor. Kimin hangi odada, hangi üyemize ne dediğini, hangi amirin ne tehdidi savurduğunu çok iyi biliyoruz.”
“BASKI MASASI KURULDU” İDDİASI
Sendika yetkilileri, belediyenin bazı birimlerinde adeta “baskı masası” oluşturulduğunu öne sürdü. İddialara göre çalışanlar, görev yerleriyle tehdit edilerek sendikadan istifaya zorlanıyor. Keskin, bu görüşmeleri “emekçiyi iradesinden koparma operasyonu” olarak nitelendirdi.
“TETİK BU OPERASYONA ORTAKTIR”
Keskin, Belediye Başkanı Ertuğrul Tetik’in tarafsız görünmeye çalıştığını ancak sürecin onun bilgisi dışında yürüdüğüne inanmanın mümkün olmadığını söyledi:
“Başkan’ın bilgisi, onayı ve suskunluğu ile sürdürülen bu uygulamalar, onun da bu suça ortak olduğunu göstermektedir.”
Ayrıca, baskıların Tetik’in özel kalemi, koruması ve şoförü gibi en yakın çevresinden geldiğini iddia etti.
“İşçinin özgür iradesine saldırı, bizzat Başkan’ın en yakınındaki isimlerin eliyle yapılmakta, Başkan ise buna sessiz kalarak suça ortak olmaktadır.”
“KAVGA ETMEYE DEĞİL, HAKKI KORUMAYA GELDİK”
Hizmet-İş temsilcileri, sürecin siyasi bir tartışma değil, emek mücadelesi olduğunun altını çizdi:
“Bizim derdimiz kavga etmek değil. Biz siyaset yapmıyoruz. İşçinin hakkını korumaya çalışıyoruz.”
Sendika yetkilileri, yetkililere görevlerini kötüye kullanmamaları ve çalışanları baskıdan uzak bırakmaları çağrısında bulundu.