Aydın’ın en ünlü yemek şeflerinden biri olan Hayrettin Dincil, 2011 yılında açtığı ‘Hayri Usta Lokantası’yla kente önemli bir değer kattı. Hayri Usta Lokantası’nı kentin yemek sektöründe önemli bir markası haline getiren Dincil, mesleki hayatındaki bu başarısının yanı sıra yardımsever kimliğiyle de tanınıyor. İhtiyaç sahibi vatandaşların destekçisi olan Dincil, spor kulübü başkanlığı ve yöneticilik görevlerinde bulunarak da kent futboluna sahip çıktı. Aydın Fenerbahçeliler Derneği kurucu başkanı olarak bu görevine halen devam eden Dincil, sevecen, yardımsever, hoşgörülü ve beyefendi kişiliğiyle tanınıyor. Çalışma azmiyle meslektaşlarına da örnek olan Dincil ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. ‘Size Dair’ adlı köşemizin on birinci konuğu olan Dincil, kendisine dair bilinmeyenleri ve özel yaşantısını gazetemizin muhabiri Mehmet Kavas’a samimi bir dille anlattı.

*Kendinizi tanıtabilir misiniz?


Kitap olacak bir hayat hikayesine sahibim. Beş kardeşli bir ailenin dördüncü çocuğuyum. Ovaeymir doğumluyum, Yugoslavya göçmeniyim. Altı yaşında babamı kaybettim. Bu anlamda hayat, bizi başarılı olmaya itti. Annem Manastır doğumlu. İlkokulu bitirdikten sonra lokantada üç yıl bulaşıkçı olarak çalıştım. Daha sonra da üç yıl garsonluk yaptım. Tarım arazilerinde çalıştım. 2011 yılında Hayri Usta markasını oluşturduk. Şu anda Aydın Fenerbahçeliler Derneği Başkanıyım. Amatörde futbol oynadım. Köprülüspor’da yöneticilik ve başkanlık yaptım. Evliyim, iki çocuk babasıyım. Az seviyede Makedonca biliyorum, mesleki anlamda biraz İngilizce biliyorum.

*Hayatınızda bir dönüm noktası var mı? Gerek hayatınızda gerek kariyerinizde size etki eden bir kişi var mı?


Eşim Nevin hanım, benim kaderimi değiştiren insandır. ESKO İşhanı’nda bekçilik yaparken eşim bana ‘Babam benim lokantacı, sen de lokantalarda daha önce çalıştın, neden babamın yanında çalışmıyorsun?’ dedi. Babası da Aydın’ın en ünlü ustalarından Ziya Usta. Rahmetli Ziya usta ile bir yıl birlikte çalıştık daha sonra ben mutfağa geçtim. Bizlerin üzerinde emeği çoktur. Biz onun sayesinde belirli noktalara geldik, bayrağı taşıyoruz.

*Hayatınızın olmazsa olmazı dediğiniz üç şey nedir?


Ailem, yemek aşkı ve Fenerbahçe.

*20 yaşındaki kendinize ne söylemek isterdiniz?


Keşke annemi biraz daha dinleseymişim. Anneme halen daha söylerim, ‘Annem, bizi az dövmüş.’ Dövmüş derken bizim yapmış olduğumuz yaramazlıklarımızdan. Sigara kullanıyorum, keşke annem beni biraz daha dövseymiş de sigara içmeseymişim. Ayrıca babasızlığı çok iyi bilirim. Gençlere çağrım, anneleri ve babalarına sağ iken sahip çıksınlar, isyan etmesinler.

*En sevdiğiniz huyunuz nedir?


Birisine yardım etmeyi ya da birisinin hayatına dokunmayı çok severim. Bu huyumu da çok seviyorum.

*En sevmediğiniz huyunuz nedir?


Anlık karar vermemi, fevri hareketlerimi sevmiyorum. Sonuca odaklı hareket ettiğim için bir işin hemen olmasını istiyorum. Tezcanlılık var. Bu huyumu da sevmiyorum.

*Neye tahammülünüz yok? En çok neye kızarsınız?


Çok bilmişlere kızarım. Bir konuya hakim olmayıp da savunma yapanlara çok kızarım.

*Hayatta bir pişmanlığınız var mı?


Tek pişmanlığım sigara içmek. İkincisi ise üç yıl önce oğluma araba alacağıma dair söz verdim. Pandemi ve işi büyütmeden dolayı bir yıl alamadım. İkinci yıl ise bayiden arabamızı alıp tamirciye götürdük. Tamircinin ağzına bakarak oğluma araba almaktan vazgeçtim. Oğluma, araba almadığım için pişmanım. Keşke alsaymışım.

*Aydın’ı tek kelimeyle anlatsanız ne dersiniz?


Aydın, tek kelimeye sığmaz. Yeryüzündeki cennet. Ayrıca bürokrasi ve diğer yerlerde Aydın’ı, Aydınlılar yönetsin. Daha kıymet bilirler. Aydın’ı yönetenlerden Aydınlılardan daha çok kente sahip çıkmasını istiyorum.

*Sizi en iyi anlatan cümle nedir?


Beni, çok yardımsever olarak bilirler. *Bu konuda yetenekliyim dediğiniz bir alan var mı?
İkna edebilirim. Tuttuğum işi bitiremeyeceğim bir nokta yoktur. Asla vazgeçmem.

*En sevdiğiniz yemek?


Hayri Usta olarak çok çeşit yemekler yapıyoruz. Ama benim en sevdiğim yemek enginar. Her gün olsa her gün yerim. İnsan vücuduna çok sağlık bir besin olan enginarı herkesin tüketmesi gerektiğini düşünüyorum. Enginara hayranım.

*En sevmediğiniz yemek?


Keşkek ve yuvarlamayı sevmiyorum. Göçmen kültüründe keşkek ve yuvarlama türü bir yemek yoktur. Göçmenler yuvarlama ve keşkek yemez anlamına gelmesin. Benim meslekte 33’üncü yılım, 9 yıldır keşkek ve yuvarlama yaparım, sadece tadım yapıyorum. Bu iki yemek dışında her yemeği yerim.

*Bu yoğun tempoda ailenize vakit ayırabiliyor musunuz?


İşimiz yoğun olduğu için ne yazık ki aileme çok fazla vakit ayıramıyorum. Bu durum da pişmanlıklarımdan birisidir. Benim çocuklarım artık büyüdü, özellikle aileler, çocuklar küçükken onlarla dolu dolu vakit geçirmek gerekiyor.

*Bir toteminiz var mı?


Öngörülerim vardır. Mesela arkadaşlara bazen, ‘maçı burada takip edelim, burada galip geliriz’ derim. İstanbul’a gidemediğimiz zamanlarda Aydın’da bir mekan var, orada maçı izliyoruz. O mekan bizim totemimiz.

*Elinizde sihirli bir değnek olsaydı, dünyada neyi değiştirirdiniz?


Babam, yanımda olsun, yeter. Görmediğim bir abim var. Babam ve abim rahmetli oldu. Babam ve abimi geri getirmek isterdim.

*Dünyanın 8’inci harikasını seçmeyi size verselerdi, nereyi seçerdiniz?


Bütünüyle Aydın’ı seçerdim.

*Hangi takımı tutuyorsunuz? En beğendiğiniz sporcu?


Fenerbahçeliyim. En beğendiğim sporcu ise futbolda Oğuz Çetin, voleybolda Eda Erdem’dir.

*Bir korkunuz var mı?


Ticari anlamda ‘Hayri Usta’ ismimi kaybetmekten çok korkarım. Bunun yanı sıra eşim eski kültür diyelim, bizim göçmenlik kültüründen. Düstur halen geçerlidir. Bu anlamda eşim biraz otoriter bir kişidir. O yüzden eşimden biraz çekinirim.

*Hayatta en sevindiğiniz an?


Çocuklarımın olacağını öğrendim anlar benim en çok sevindiğim zamanlardı.

*Hayatta en üzüldüğünüz an?


Askere giderken herkesin babası vardı, benim yoktu, o esnasında hiç ağlamamıştım. Otobüse bindikten sonra çok ağlamıştım.

*Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?


Sokakta top oynamayı, mahalle maçlarını çok özlüyorum. *En son izlediğiniz dizi ya da film? En beğendiğiniz sinema oyuncusu?
Dizi ve film çok fazla izlemem. Denizlerle alakalı sualtı belgesellerine bayılırım. Spor programlarını da izlerim. Tiyatro oyuncusu Nejat Uygur’u çok beğenirdim.

*En son okuduğunuz kitap?


Bizim Fenerbahçeli kardeşimiz Mustafa Erol’un ‘Herkes beni engelli sanıyor’ adlı kitabını okuyorum. Yılmaz Özdil’in Atatürk adlı kitabını okudum. Her gün 5 tane yerel gazete okurum.

*Ne tür müzik dinliyorsunuz?


Müslüm Gürses öldükten sonra şarkılarını çok dinlemeye başladım. Sezen Aksu’yu da çok severim. Kulağıma hoş gelen müzikleri dinlerim.

*Bir şeyi icat etmek isteseydiniz bu ne olurdu?


Yemek yapabilen robot icat etmek isterdim. Önümüzdeki zamanlarda böyle bir robotun olabileceğini düşünüyorum.

*Bir film çekseniz ismi ve konusu ne olurdu?


Kendi hayatımı film yapardım ve ismi de ‘Benim Hayatım’ olurdu. Çok farklı hikayeleri içerisinde barındıran bir hayatım var.

*En sevdiğin renk?


Sarı, lacivert ve siyah.

*Hangi konu açıldığında sıkılırsın?


Siyaset. Çünkü günümüzde siyasetin çıkar amaçlı olduğunu düşünüyorum. Çıkar amaçlı olmayan her türlü sohbet bana keyif verir.

*En beğendiniz söz?


‘ Türkiye’de Fenerbahçeli olmak, dünyada Türk olmak gibi bir şeydir.’ sözünü çok beğeniyorum. Çok değerli bir söz.

*Sizce, hayatı en değerli kılan şey nedir?


Aile, işletme, itibar. Hayri Usta’nın kitabında misyon ve vizyon vardır.

*Yapmaktan keyif aldığınız şeyler nelerdir?


Yemek yapmak ve İstanbul Kadıköy Stadyumu’nda Fenerbahçe’mizin maçını izlemek.

*Günlük hayatta kullandığınız en sık kelime nedir?


Hoş geldiniz, buyrun.

*Bir şeyin orijinaline sahip olmak isteseydiniz, bu ne olurdu?


Galatasaray’ı 6 Kasım 2002 tarihinde 6-0’lık skorla mağlup ettiğimiz maçta oynayan Tuncay Şanlı ve Ortega’nın karşılaşmada giydiği formalara sahip olmak isterdim.

*Gençlere bir çağrınız var mı?


Türkiye bir cennet. Bu cennete sahip çıksınlar. Memleketine sahip çıkmak okumaktan, üretmekten ve çalışmaktan geçiyor. Bu anlamda tüm gençlerimiz kendilerini en güzel şekilde geliştirerek güzel ülkemize sahip çıksınlar.
Muhabir: Yazar Silinmiş