Ülkü Ocakları Aydın İl Başkanı Tayfun Şan, Sultanhisar’da yaşanan vahşi cinayetle ilgili açıklamalarda bulundu. Vahşi cinayeti gerçekleştiren katilin elinde görülen dövmesinden dolayı MHP ve Ülkü Ocakları ile ilişkilendirilmesine tepki gösteren Başkan Şan, “Sultanhisar ilçemizde yaşanan, kan donduran elim hadiseden sonra, polisimizin yoğun çalışmasından sonra yakalanan şerefsiz katilin adliyeye götürüldüğü sırada elinde görülen, dövme ve sosyal medyaya yansıyan fotoğrafları sonrası, bu alçak caninin MHP ve Ülkü Ocakları ile ilişkilendirilip bazı yayın organları ve sosyal medya tarafından girişilen linç kampanyası son derece organize ve planlı bir çalışmanın sonucudur.” diye konuştu.

“İDAM CEZASI HAKTIR”


Kadın cinayetleri ve tecavüz gibi suçlar için tavırlarının net olduğunun altını çizen Başkan Şan, “Liderimiz vasıtasıyla mecliste haykırdık, şimdi bir daha tekrar edelim, idam cezası haktır ve derhal yasalarda yerini almalı, yürürlüğe konmalıdır. Bu şerefsiz ruh hastası ivedilikle idam edilmeli, toplum vicdanı rahatlatılmalıdır” şeklinde konuştu. Kendileriyle ilişkisi olmayan bu alçak olaydan sonra Ülkücü Milliyetçi Harekete karşı yapılan karalama kampanyasının sebeplerini bildiklerini belirten Başkan Şan, “Mazisi binlerce yıllık Şanlı Türk Tarihi’ne dayanan Ülkücü Milliyetçi Hareketin, Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküş sürecinde başlayan, Milliyetçi ve Türkçü Fikir akımıyla 7 düveli dize getiren ve Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Kuvayi Milliye ruhuna ve mirasına sahip çıkması (Atatürk Diyemeyen Parti İl Başkanları, Ayaklanmalar ve “Barışçıl’’ Gösterilerde Türk Bayrağı ve Atatürk Büstlerini Yakan İşbirlikçi Gizli İttifak Partileri) bu mirasa sahip çıkamazlar. 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nda kuşkusuz, korkusuz, şüphesiz, amasız devletinin arkasında durması.” dedi.

“BU SEBEPLER, EMPERYALİSTLERİN HEVESLERİNİ KURSAĞINDA BIRAKAN SEBEPLERDİR”


Başkan Şan, konuşmasına şöyle devam etti: “1970 yılından başlayarak 1980’lere kadar sürecek, 5. Kol faaliyetlerinin desteklediği Rus yayılmacılığıyla birlikte, Türk İstiklali’ne kast edilen günlerde 5 bine yakın şehitle kızıl fırtınayı önlemesi. 1984 senesinde başlayan silahlı eylemlerine karşı, bölücü terörist örgüte ve müzahir gruplarına, sempatizanlarına bölgede bulunan parti ve ülkü ocaklarına yapılan silahlı saldırılara karşın, asla taviz vermemesi. 15 Temmuz’da lideriyle birlikte darbeci teröristlere boyun eğmemesi. Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünü savunması ve burada kurulmak istenen terörist devlete karşı çıkması. Libya ve Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin çıkarları için tavizsiz tutumu. Karabağ’da Azerbaycan zaferinin, fikri ve sahadaki fikir babası olması. Bu sayılan sebepler emperyalistlerin heveslerini kursağında bırakan sebeplerdir. Hepsinin planlanması emperyalist ülkeler ve onun yurtiçinde kalan kılıç artıkları ve beslemeleri tarafından yapılmaktadır.”

“VERİLECEK TOPRAĞIMIZ YOKTUR”


Son süreçte Türk düşmanlarının ortak hedefinin Ülkü Ocakları ve MHP olduğunu kaydeden Başkan Şan, “Asıl gayelerini biliyoruz. Bizi kimse hedefimizden saptıramayacaktır. Ülkü Ocakları olarak gençlere Türk kültürünü, Türk kimliğini, Türk tarihini öğreteceğiz. Ahlakı, şahsiyeti, vatanı ve milleti sevmeyi, Türk milletini yüceltme ideallerini vereceğiz. Devletine sadık, faydalı birer vatandaş olmalarını sağlayacağız. Bilge liderimizin sözleriyle
buradan Milliyetçi Hareketin son sözünü merak edenlere bir kez daha tekrarlıyorum. Verilecek toprağımız, terk edilecek ilimiz, çizilecek sınırımız, bölünecek devletimiz, paylaşılacak vatanımız, indirilecek bayrağımız, gidilecek yurdumuz, unutulacak anımız ve başka bir coğrafyada gelecek arayışımız yoktur.” diye konuştu.