Hukuk da tıpkı her meslek dalı gibi uzmanlık gerektiren bir alandır. Bilgiye ulaşmanın kolaylaşması sonucunda kişiler hukuki sorunlarını kendilerinin çözebilecekleri yanılgısına kapılırlar. Oysaki kesin süreler, zamanaşımı, iddiaların ve savunmaların ispatlanması ve daha pek çok teknik detay içeren hukuk sistemi kendiliğinden işlemez. Bunun için hak ya da iddia sahibinin bazı işlemleri yapması gerekir. Kural olarak hâkim, tarafların ileri sürmediği olguları kendiliğinden dikkate alamaz. 

Örneğin davacı dava dilekçesinde faiz talep etmemişse artık faize karar verilemez. Ya da fazla çalışma alacağı talebinde bulunmayan bir işçi için fazla çalışması bulunsa bile bu yönde hüküm kurulamaz. Tüm bu nedenlerden dolayı, diğer medeni hukuk davalarında olduğu gibi boşanma davaları ve iş hukuku davalarında da sürecin bir İzmit avukat tarafından yönetilmesi hak mahrumiyetinin ve sonradan yaşanacak pişmanlıkların önüne geçecektir.

Boşanma Davaları 

Boşanmanın özel ve genel pek çok nedeni olduğu gibi her boşanma davası da kendi şartları içinde ayrı bir hukuki değerlendirmeyi gerektirir. Boşanma davalarının hem kamu düzenini ilgilendiren hem özel hukuka ilişkin sonuçları vardır. Davada kusur, maddi ve manevi tazminat, mal paylaşımı, velayet, nafaka, çocukla kişisel ilişki gibi konular değerlendirilir ve karara bağlanır.   Boşanma davasında, tarafların dilekçeleri aracılığıyla sundukları iddia ve savunmaları, dinletilen tanıkların beyanları, mahkeme tarafından kendiliğinden araştırılan hususlar ve sosyal çalışmacının çocuklarla yaptığı görüşme sonucunda dosyaya sunduğu rapor, verilecek kararı belirleyen en önemli etmenlerdir.   Boşanma davası iki şekilde ilerleyebilir; çekişmeli ve anlaşmalı boşanma. Çekişmeli olarak başlayan bir davanın sonradan anlaşmalı boşanmaya dönmesi ya da anlaşmalı boşanma talebiyle açılan davanın tarafların uyuşmazlığa düşmesi sonucunda çekişmeli hale gelmesi mümkündür. 


Çekişmeli boşanma davasını her iki eş de açabilir ve verilecek karar açısından davayı kimin açmış olduğunun bir önemi yoktur. Önemli olan boşanmada kusurun hangi eşte olduğudur. Bunun tespiti de tarafların ve tanıklarının beyanları doğrultusunda yapılır. Eşlerden birinin evlilik birliğinin yükümlülüklerine uymaması, sadakatsizlik hali, eşin diğerine yardımcı olmaması gibi örnekler kusurun bulunduğunu gösterir. Dava devam ederken mahkeme taraflar ve çocuklar için gerekli geçici tedbirleri alabilir. Davada taraflar karşılıklı olarak iddialarını ispatlamaya çalışır. Bunun sonucunda hâkim hangi tarafın kusurlu olduğunu belirler. Bunu yaparken hukuk kurallarına ve vicdanına göre hareket eder. Neticede bir karara varılır ve boşama gerçekleşir. Verilen karar uyarınca da tazminat, velayet ve nafaka hususları hükme bağlanır. Çekişmeli boşanma davası uzun bir zaman dilimine yayılan ve taraflar için yıpratıcı geçebilen bir süreçtir.   Anlaşmalı boşanma davası ise kusurun tartışılmadığı, tanık dinletilmeyen ve kısa sürede (genelde tek duruşma ile) tamamlanan boşanma davası türüdür. Bu davada karar, anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda verilir. Fakat her durumda boşanmanın gerçekleşebilmesi için taraflarca hazırlanıp imzalanan protokolün hâkim tarafından uygun bulunması gerekir. Boşanma protokolünün, boşanmanın ekonomik ve hukuki sonuçlarını eksiksiz içerecek ve uygulamada şüpheye yer bırakmayacak şekilde hazırlanması, boşanma gerçekleştikten sonra çıkabilecek muhtemel sorunları engellemek açısından önemlidir. Bu davanın açılabilmesi için evliliğin en az bir yıl sürmüş olması gerekir.   Boşanma davaları medeni hukuk kapsamındaki diğer dava türleri olan yoksulluk nafakası, evliliğin iptali davası ve boşanmada mal paylaşımı davası ile ilişkilidir. Bu davalar genel olarak boşanmanın ekonomik sonuçlarını ilgilendirdiği için her iki tür boşanma davasıyla da bağlantılı şekilde ortaya çıkabilir.   Boşanma davalarıyla ilgili daha fazlası https://www.eksenhukukkocaeli.com/medeni-hukuk/   

İş Hukuku Davaları 

İş hukuku davaları da tıpkı boşanma davaları gibi hem özel hukuku hem de kamu hukukunu ilgilendiren özellikler taşır. Çünkü özel hukuktan kaynaklanan iş sözleşmesinin yanında taraflar arasındaki menfaat dengesinin de korunması gerekli olduğundan zaman zaman kamu gücünün müdahalesine de ihtiyaç duyulur.   İşçi ile işveren arasındaki iş ilişkisinden kaynaklanan bu davaların genel amacı, işçinin haklarına ulaşmasını kolaylaştırmaktır. İşveren karşısında korunmaya muhtaç durumda bulunan işçi lehine ispat açısından bir takım imkânlar getirilmiştir. Buna göre işçinin iddia ettiği bir hususu kesin olarak ispat etmesi kendisinden beklenmez veya örneğin feshin haklı nedenle yapılıp yapılmadığının ispatı işverene bırakılır.   İş davaları için arabulucuya başvurma şartı mevcuttur. Buna göre işçilik alacağı ve tazminatlarıyla işe iade talepli başvurular öncesinde arabuluculuk sürecinin tamamlanması dava şartıdır. İş kazası ve meslek hastalığına dayalı taleplerden kaynaklanan davalarda ise bu şart aranmaz.   Gerekli ise arabuluculuk sürecinin tamamlanmasının ardından davanın türüne göre belirlenecek dava dilekçesi hazırlanır ve mahkemeye başvurulur. Dilekçede talepler açık ve net olarak sıralanır. Bu, ispatın gerçekleştirilmesinde ve bilirkişi raporunun hazırlanmasında belirleyici olacaktır. Tarafların iddia ve savunmalarını ileri sürmesinin ardından tanıklar dinlenir ve gerekli deliller toplanır. Bu amaçla işçinin özlük dosyasını sunması işverenden istenir, sicil kayıtları Sosyal Güvenlik Kurumu’ndan talep edilir, gerekli ise emsal ücret araştırması yapılır. Tüm bunların ardından toplanacak başka delil kalmadıysa dosya, raporunu hazırlaması ve hesaplamaları yapması için bilirkişiye verilir. Mahkeme rapor doğrultusunda kararını verir.


Bir iş hukuku davasında işçiden beklenen, iddiasını emarelerle de olsa ispat etmesidir. Bunun için ise işçinin en önemli ispat aracı tanıktır. Fazla mesai, yıllık izin, ücret, hafta tatili gibi ücret alacakları ile kıdem ve ihbar tazminatlarının ispatında en çok kullanılan ispat aracı tanık beyanıdır. Bu alacaklar aynı zamanda iş davalarında en sık karşılaşılan taleplerdir. Bunun yanında hizmet tespiti, sendikal tazminat, iş kazası ve meslek hastalığından kaynaklanan tazminat talepleri ve işe iade gibi davalar da iş hukuku kapsamında değerlendirilir. İşçi davalarıyla ilgili daha fazlası https://www.eksenhukukkocaeli.com/is-hukuku/ 

Uzman bir avukatın dava sürecindeki etkisi ? 

Ceza hukukundan tüketici hukukuna, idari yargıdan boşanma davalarına kadar ve bundan daha geniş bir alana yayılan hukuk sisteminin işleyişi uzman bir avukat tarafından takip edilmelidir. Kişilerin, basit olduğunu düşündükleri işlemlerde bile bir hukukçuya danışmaları kendilerinin faydasına olur.    Örneğin evini kiraya verecek bir ev sahibi, hazırlayacağı kira sözleşmesi için danışmanlık hizmeti alırsa, süre dolduğunda kiracısını tahliye etmekte hiç zorlanmayacaktır. Bunu yapmadığında ise amacına ulaşmak için daha çok masraf ve zaman harcaması gerekir. Bu bir varsayım değil, sıkça karşılaşılan sorunların basit bir özetidir.    Kolay görünen bir işlem için bile yardım alınmasının gerekliliği açıkken, ceza davaları, boşanma davaları ve iş hukuku davaları gibi her biri kendine özgü kuralları olan davalar için alanında uzman bir avukattan hukuki hizmet alınmasının fayda getireceği tartışmasızdır.