ADÜ Senato Toplantı Salonu’nda basın açıklamasında bulunan Rektör Aldemir, hakkındaki iddialara çok sert cevap verdi. ADÜ Rektörlüğünü yürüttüğü 20 aydır birçok iftira ile karşılaştığını dile getiren Aldemir, “Rektör olarak atanmadan önce bilim üretmek için çabalayan biriydim. Ancak Cumhurbaşkanımızın takdiriyle görevime başladıktan sonra ben artık Osman Selçuk Aldemir’in şahsi kimliğini değil, Adnan Menderes Üniversitesi’nin kurumsallığını Aydın’ımızın itibarını, Sayın Cumhurbaşkanımızın iradesi temsil ettiğimi her an kendime hatırlatıyorum. Bu süreçte çok sayıda iftira ile karşılaştım. Her birinde üniversitemin, Aydın’ımın yıpranmaması için bazen sükûnet, bazen cevap hakkımı kullanarak mücadele ettim. Allah’a şükürler olsun zaman bizi haklı çıkardı. Üniversitemizin eğitsel ve idari performansını tarihinin en güzel düzeyine ulaştırdık. Ancak ne zaman üniversitemiz ve dolayısıyla Aydın’ımız olumlu haberlere gündeme gelse, kendimize, ‘Acaba şimdi nasıl bir itibarsızlaştırma kampanyası başlatacaklar?” sorusunu sorduk. Maalesef hiçbir başarımız cevapsız bırakılmadı” dedi.

ŞANTAJ İDDİASI


Eşcinsel görüntülerle kendisine şantaj yapılarak bazı ihaleler alındığı şeklindeki iftiralarla üniversitenin itibar katline uğratılmaya çalışıldığını ifade eden Rektör Aldemir, şunları söyledi: “Hayal gücümü zorlayan, beni dehşete düşüren bir iftara ile yüzleşmek zorunda kaldım. Öncelikle üzgün olduğumu ifade ediyorum. Bir sosyal medya manipülatörü beni, burada zikretmeye ar ettiğim bir durumla itham etti. Bakın sadece dile getirmeye utandığım bir iftara ile yetinmedi, bir iftiralar zinciri üretti. Ürettiği iftira zincirinin içeriği ise gerçek niyetinin ne olduğunu bize anlatan bir iftiradır. Sözüm ona gazeteci, görüntülerdeki kişinin yüzde 40 ben olduğumu söylüyor. Ayrıca vücudunun üzerinde kriminal inceleme yapıldığını ileri sürüyor. Tetikçi manipülatör iftiralar dizisini sıralıyor. Bu görüntülerde bana şantaj yapılarak bazı ihaleler alınmış, öğretim üyemiz sitemlerini duyurmak için istifa ediyorlarmış üniversitemiz içerisindeki bir gayleştirme faaliyeti yürütüyormuşuz. Belli ki bu akıl almaz iftiraları yapan tetikçi manipülatör ve onu yönetenler olayın sadece bir eşcinsel münasebet olarak anılmasını istemiyor, aynı zamanda yönetim süreçlerine yayılmış bir zafiyet olarak resmediliyor. Böylece olay benim kişiliğimden çıkıyor üniversitemize Aydın’ımıza karşı yapılmış bir itibar katline dönüşüyor.”

GÖRÜNTÜLERLE İLGİLİ SORUŞTURMA YÜRÜTÜLÜYOR


Görüntülerle ilgili soruşturmanın başlatıldığını dile getiren Aldemir, “Bugün itibar suikasti iftiracının anlatmadığı gerçekleri sizlerle paylaşacağım. Bu video kaydını 26 Ağustos 2020’de isimsiz olarak bana ulaştırılan bir ihbar üzerine izledim. Derhal 27 Ağustos 2020 tarihinde videoda yüzü görünen öğretim üyemiz hakkında inceleme başlattım. İnceleme raporunun tamamlanmasını takip eden süreçte 11 Eylül 2020 tarihinde konuyla ilgili soruşturma başlattım. Hatta 24 Eylül 2020 ‘de yüzü görünen öğretim üyemiz ve devamında yüzü görünmeyen şahıs tespit edilerek YÖK’e ifadeye çağrıldı. YÖK videodaki kişilerin ayrı ayrı ifadelerini ve itiraflarını da alarak kendi soruşturmalarını yürütüyor. Bu olayı kişilik haklarını gözeterek gizlilikle yürütülen bu soruşturmaları bağlamından koparıp bana iftira atacak kadar alçaklaşacaklarını ben bile tahmin etmemiştim. Videoda yüzü görünen öğretim üyemizin kimliğini biz gizli tutuyorduk. Maalesef kiralık sosyal medya manipülatörü öğretim üyemizin kimliğini açıkladı. Biz bu davranışının mesleki sonuçları olup olmayacağı konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Gayri ahlaki bu durumun doğallaştırılmaması ve alenileştirilmemesi için yürüttüğümüz hukuki süreç bağlamında ilerliyor. Üniversitemiz öğretim üyesinin inceleme ve soruşturma süreçlerinde verdiği ifadeye göre olay üniversitemiz ya da Aydın’ımızda gerçekleşmemiş. Dolayısıyla çirkin olay üzerinden kimse Üniversitemiz ve Aydın’ımızın itibarına dil uzatma haddine sahip değildir” diye konuştu.

SAVCILARI GÖREVE DAVET EDİYORUM


Aldemir, “Bu alçak yayınla ilgili hukuki süreci derhal başlattık. Emin olun sadece bu iftiracı manipülatör değil onu yöneten üst akıl da hukuki cezayı alacak. Üniversitemizden 2016 yılından günümüze kadar çeşitli nedenlerle ayrılan öğretim üyelerimizin istatistiğini ve 2019 yılından sonra yapılan ihalelerimizin listesini paylaşıyorum. Şeffaf yönetim anlayışıyla ahlaki duruşumuzla verilmeyecek hesabımız yok. Aydın’ımızın, üniversitemizin itibarını bedeli ne olursa olsun sonuna kadar koruyacağımızı buradan beyan ediyorum. Bu iftirayı atanları önce Allah’a havale ediyorum, sonra savcılarımızı, mahkemelerimizi göreve davet ediyorum. Hiçbir özrü olmayan, olmayacak bu mesnetsiz iftirayı atanlar bunun bedelini hukuk çerçevesinde bu dünyada, yüce Allah’ın adaletiyle ise ahirette ödeyecektir inşallah” diyerek açıklamasını tamamladı.