Söke’ye bağlı Karacahayıt Mahallesi’nde yerleşim yerlerine 180 metre mesafede ve ağırlıklı olarak zeytin ağaçlarının ve tarıma elverişli verimli tarım arazilerinin bulunduğu 188 hektarlık sahada hayata geçmesi planlanan maden ocağı projesi, mahalle sakinlerini ayağa kaldırdı. Geçtiğimiz yıl söz konusu projeye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirmesi, İzin ve Denetim Genel Müdürlüğü tarafından 10 Mayıs’ta verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararının iptali için mahallede yaşayan 3 vatandaş ile birlikte dava açan Karacahayıt Mahallesi Muhtarı Nebil Kırca, 10 Haziran’da Aydın 1. İdare Mahkemesi tarafından kararın iptal edilmesiyle büyük sevinç yaşadı. Davalı firmanın kararın iptalini bozmak için bir üst mahkemeye başvurmaları üzerine avukatları aracılığıyla karşı itirazda bulunduklarını söyleyen Muhtar Kırca, “Mahallelilerimizle birlikte süreci sonuna kadar götüreceğiz. Bu dava eğer maden firmasının lehine sonuçlansa da yaşam alanımızı korumak için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) kadar gideceğiz” dedi.

“HAYATIN OLAĞAN AKIŞINA AYKIRIDIR”

Karacahayıt Mahallesi Muhtarı Nebil Kırca ile 3 mahalle sakini vatandaş, geçtiğimiz yıl mahalleye 180 metre mesafede açılacak olan maden ocağı ile ilgili verilen ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi Olumlu’ kararının iptali için dava açtı. 10 Haziran’da Danıştay’ta temyiz yolu açık olmak üzere kararı iptal eden Aydın 1. İdare Mahkemesi açıkladığı karardaysa özetle, “İşletme konu proje sahası içerisinde ve bu sahaya 3 kilometrelik mesafede zeytinlik alanlar bulunduğu ve söz konusu zeytinliklere zarar vermeden, toz ve duman çıkarmayacak şekilde patlamalı açık işletme yönetimi uygulanan madencilik faaliyetinde bulunulmasının hayatının olağan akışına aykırı olduğu, proje konusu maden ocağının 3573 sayılı Kanun uyarınca zeytinlik sahalara 3 kilometreden daha kısa mesafede kurulması mümkün olmayan tesislerden olduğu anlaşılmakla dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” ifadelerine yer verildi. Aydın 1. İdare Mahkemesi’nin açıkladığı karar üzerine maden ocağı işlemleri iptal edilirken davalı firma üst mahkemeye başvurdu. Devam eden yargı sürecine 7’den 70’e tüm Karacahayıt Mahallesi sakinleri dikkat kesilirken, süreci sonuna kadar götürecekleri konusunda da mahalleli olarak topyekün kararlı olduklarını açıkladılar.

“BU İŞİN PEŞİNİ BIRAKMAYACAĞIZ”

Konuyla ilgili yaptığı açıklamada, maden şirketinin 2014’te köylünün haberi olmadan ÇED raporu çıkarttığını söyleyen Muhtar Kırca, “Bu raporu duymamızın ardından ve geçtiğimiz yıl da maden firmasının lehine ÇED olumlu kararının çıkmasının ardından biz de geçtiğimiz yıl avukat tutarak dava açtık. ÇED Olumlu Raporu geçtiğimiz Haziran ayında iptal edildi. Firma yetkilileri üst mahkemeye başvuruda bulunarak karara itiraz etmişler. Biz de avukatımız aracılığıyla bunların itirazına karşı çıktık. Yargı süreci devam ediyor. Biz bu işin peşini bırakmayacağız. Bir üst mahkemeden maden firması lehine karar da çıksa biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi dahil sonuna kadar gideceğiz. Firma sahipleri ile halihazırda hiçbir iletişimimiz yok. Geçtiğimiz süreçte türlü vaatlerle bize geldiler. Düğün salonu yapalım, köyün ihtiyaçlarını karşılayalım, paraysa para şeklinde çeşitli tekliflerde bulundular. Biz dik durduk, kabul etmedik. Ben olduğum sürece de bu köye giremezler ve işletme açamazlar. Madencilere geçit yok. Muhtar olmadan önce Cumhurbaşkanlığı dahil 7 ayrı kuruma dilekçe yazdım. Bana değerlendirileceği söylendi ama konu sümen altı edildi ve dikkate alınmadı. Buna rağmen ÇED raporu maden firmasının lehine olumlu çıktı. Biz kendimizden başka buna kimsenin dur demeyeceğini anladıktan sonra dava açmaya karar verdik” dedi.

“FİRMA TEMSİLCİLERİ YALAN SÖYLÜYOR”

“Bu maden ocağı açılırsa halihazırda Karakaya Mahallesi sakinlerinin yaşadığı sıkıntılarla karşı karşı kalacağız” diyen Muhtar Kırca, “Şu anda Karakaya, patlatmalardan ötürü toz altında ve herkes mahalleyi bir bir terk ediyor. Kalanlar da maden firması evimizi alsın da biz de buradan gidelim diyor. Ben onların durumuna düşmemek için bu davayı açtım. Biz mahalle sakinleriyle ortak karar alarak bu hukuki mücadeleyi başlattık. Mahallemizde yaşayan 800 vatandaşımız da yanımızda ve biz bu konuda tek yüreğiz. Bunlar nereye hangi mahkemeye giderlerse gitsinler; biz bu davayı kaybetsek dahi burada kendilerine rahatça iş yaptırtmayız. 2014’te ÇED Raporu süreci devam ederken proje sahasının 2015’te zeytinlik vasfına geçirildiğini ileri sürerek itiraz etmişler. Proje sahası zeytinlik vasfına halbuki 1964-1965 yılları arasında geçmiş. Zaten zeytin ağaçları 50-100 yıllık ağaçlardır. Gelen bilirkişi de bunları tespit etti. Hal böyleyken sahada zeytin ağacı yok, açılacak maden ocağının köye bir zararı yok, yerleşim yerinin bin 500 metre dışında demişler. Bunların hepsi yalandır. Açacak oldukları ocak köyün 15 metre dibinde olacak. Mahallemizdeki arazilerde yıl 12 ay mahsul yetişiyor ve gayet de verimli arazilerdir. Sahadaki zeytin ağaçları da organiktir ve gayet kaliteli zeytin yağı üretilmektedir” ifadelerini kullandı.

“KİMSE BİZE DOKUNMASIN”

Karacahayıt’ın komşu mahallesi olan Yeşilköy Mahallesi’nde de aynı şekilde hukuki mücadele başlatıldığını belirten Muhtar Kırca, “Bizim davamızı açmamızın ardından Yeşilköy Muhtarı Ahdettin Toptan da dava açtı. O davanın da yargı süreci de devam ediyor. Biz bunu sonuna kadar götüreceğiz. En doğal hakkımız olarak biz yerleşim yerimizde maden ocağı istemiyoruz. Bize kimse dokunmasın, biz kendi halimizde yaşamaya alışkınız. Kimseden bir şey beklediğimiz de yok. Bu maden firması açıyoruz deyip istihdamı öne sürüp vatanı seviyoruz edebiyatı yapanlarla ilgili de şunu söyleyeyim; bu tür insanlar vatanı sevmezler, nimetlerini severler. Oysa vatan olmazsa nimeti bulamazsın. Biz önce vatan deyip toprağımıza sahip çıkıyoruz. Zaten buradan çıkan ham maddeye baktığımızda Güllük Limanı’ndan dışarıya gidiyor. Bize de yararı yok. Hammadde olarak tonu dolar bazında elin yabancısına satılıyor. Yani şu var, elin yabancısı kendi doğasına zarar vermiyor, ihtiyaç duyduğu hammaddeyi maden firmaları eliyle Türkiye gibi başka ülkelerin doğasına zarar verdirip satın alıyor. Biz de doğamızı bozdurmak istemiyoruz” diye konuştu.

MAHALLELİ MADEN OCAĞI İSTEMİYOR

Muhtar Kırca’nın açtığı davanın sonuna kadar yanında olduğunu söyleyen mahalle sakinlerinden Ali Özkan ise yaptığı açıklamada, “Köyümüze maden ocağı açılırsa bu köyü komple kapatalım gidelim. Maden ocağı açılırsa bu mahalle biter. Burada yaşamamızın da bir anlamı kalmaz. Halihazırda Karakaya Mahallesi’ndeki yani 10 kilometre ötedeki maden ocağı patlatmalarından ötürü bile çok rahatsısız. Bir de burada dibimizde patladığını düşünün. Burada çoluk çocuğumuz, ailemiz ve beslediğimiz hayvanlarımızla can güvenliğimiz de kalmayacak. Buraya açarlarsa, devletimiz buna izin verirse bu bizim idam fermanımızı imzalamakla eşdeğerdir. Biz mahallemizi maden ocağı açılmasına sonuna kadar karşıyız. Muhtarımızın açtığı dava inşallah lehimize sonuçlanır” dedi. Muhtar Nebil Kırca’yı maden ocağına karşı tavır ve duruş sergilediği için yerel seçimlerde desteklediklerini söyleyen mahalle sakinlerinden Hasan Özcan, “Maden ocağı istemiyoruz. Muhtarımızın tüm mahalle halkı olarak hep beraber arkasındayız” dedi. Maden ocağının yaşam alanlarını yok edeceği savunan mahalle sakinlerinden Mehmet Candal ise yaptığı açıklamada, “Mahalleli olarak geçtiğimiz yıllarda gölet inşaatı yapılırken mahsullerimizi ezip inşaat yaptılar ama karşı çıkmadık fakat şimdi durum başka. Bu maden ocağı bizim için zararlıdır. Sonuna kadar karşıyız, istemiyoruz” şeklinde konuştu.

“BİZİM MAHALLE BATTI, KARACAHAYIT BATMASIN”

Öte yandan Karacahayıt Mahallesi Muhtarı Kırca’nın açtığı davanın ardından hukuki mücadele başlattıklarını söyleyen Yeşilköy Muhtarı Ahdettin Toptan da konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Biz artık bu bölgenin hiçbir yerinde maden ocağı istemiyoruz. Bizim köyler zaten maden ocakları yüzünden mahvoldu. Hiç değilse Karacahayıt bari kurtulsun, zarar görmesin istiyoruz. Bunun için mücadele veriyoruz. İnşallah mahkeme lehimize sonuçlanır. Burası organik zeytin ve zeytinyağı üretiminin yapıldığı nadide bir yerdir. Bu yerlerin heba edilmesini istemiyoruz. Yeşilköy ve Karakaya Mahallesi maden ocakları yüzünden büyük zararlar gördü ve halen görüyor. Biz en azından bu bölgede Karacahayıt’ın bari bakir kalmasını istiyoruz. Umarım yetkililer de sesimize kulak verirler ve yargı süreci de lehimize sonuçlanır” diye konuştu.