Kuşadası Avcılar ve Atıcılar Kulübü Başkanı Mustafa Sarıoğlu’nun yaptığı açıklamanın ardından ilgili kurumlar konu hakkında bilgilendirmede bulundu.

“NESLİ TÜKENEN BAZI HAYVANLARA AVLANMA YASAĞI GETİRİLMELİ”


Çevre ve doğa dostu EKODOSD konu ile ilgili olarak açıklama yaptı. Yapılan açıklamada; “ Aydın Valiliği ve Kuşadası Kaymakamlığı’nın talimatlarıyla, Doğa Koruma ve Milli Parklar Aydın Şube Müdürlüğü’nce; Kuşadası Avcılar ve Atıcılar Kulübü Başkanlığı tarafından talep edilen domuz sürek avı izinleri iptal edildi. Son 50 yılda kurt, çakal, sırtlan ve Anadolu parsı gibi, domuzların predatörü olan yırtıcı hayvanların giderek azalması ve bazı türlerin soylarının tükenip yok olması ve yaşam alanlarının tahribi, domuz popülasyonunun çoğalmasına neden olmuştur. Bölgemizde adı geçen yırtıcılardan sadece çakal ve tilki türü kalmıştır. Ancak avlanma limitlerinde ne yazık ki her avcının, av hayvanı olmamasına rağmen günde 1 çakal ve 2 tilki vurma hakkı vardır. Bu tür yırtıcıların kesinlikle av listesinden çıkarılması gerekir. Bunlar domuzların nüfus artışını dengeleyen önemli yırtıcı türleridir” denildi.

YAŞAM ALANLARI KISITLANAN DOMUZLAR İLÇEYE İNİYOR


Açıklamada ayrıca, “Sürekli artan domuzların, beslenme ve barınma alanlarının azalmasıyla birlikte son yıllarda birçok turizm kentinde olduğu gibi, Kuşadası’nda da kentin içine, mahallelere kadar indikleri görülmektedir. Kuşadası sınırları içindeki domuzların yegane yaşam alanı olan makiliklerin açılmaya devam etmesi, Kirazlı ve Yaylaköy ormanlarındaki ağaçların büyük oranda kesilmesi sonucu, barınma ve beslenme sorunu çeken domuzlar kente daha yakın alanlarda barınarak, yiyecek sorunlarını da kıyı mahallelerden çözmeye çalışmaktadır. Yaz mevsiminin etkisiyle kuruyan toprağı kazamayan, yeşil yaprağı bulamayan, kaynaklardan kendilerine hayat suyu bırakılmayan domuzlar kentin içine girmektedir. Hayvanlara karşı duyarlılık gösteren ancak elle beslenmemesi gereken yaban hayvanlarını iyi niyetle ama bilinçsizce beslemeye çalışan insanlar da eklenince sorun daha da büyümektedir. Bu tür besleme şekilleri ya da dolaylı olarak onların alışmasına yol açacak çevreye mama vb. gibi yiyeceklerin kontrolsüz olarak bırakılması, bu hayvanların sürekli olarak kentte kalmasını sağlayacaktır. Bu uygulamalar domuzların kolay beslenmesine, tembelleşmesine ve yiyecek bulamadığı zamanda saldırganlaşmasına neden olabilecektir. Öncelikli olarak domuzların yoğun olarak geldiği sokaklarda, kedi-köpek mamalarının gelişigüzel etrafa saçılmadan, sokak hayvanlarının kontrollü olarak beslenmesi sağlanmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

“İLÇEYE İNMEMELERİ İÇİN ÖNLEMLER ALINMALIDIR”


“Domuzlar için açık alanlara kesinlikle yiyecek artıkları, karpuz kabuğu vb. bırakılmamalıdır” denilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Domuzların elle beslenmemeleri çok önemlidir. Eğer bu şekilde devam ederse, aynı Dilek Yarımadası Milli Parkı’nda olduğu gibi alışkanlık yapacaklar ve insanlarla birlikte olmaktan çekinmeyeceklerdir.
Domuzların yoğun olduğu mahalle ve sokaklarda bulunan çöp bidonları sürekli olarak kontrol edilmeli, boşaltıldıktan sonra yıkanmalı, vatandaşların özellikle koku salacak sıvı yemek artıklarının azaltılması sağlanmalıdır. Domuzların yoğun olduğu mahallelerdeki sitelerin kapıları kapalı tutulmalıdır. Mahalle aralarında bulunan boş ve çalı-çırpının yoğun olduğu alanlarda domuzların gündüz barınıp-barınmadıkları kontrol edilmeli, gece girip saklandıkları bu alanların etrafının çitle çevrilmesi uygunsa bu tür bir önlem alınmalıdır. Domuzların kente nerelerden girdiğinin tespitleri için fotokapan uygulaması yapılmalıdır. En önemlisi domuzların ve diğer yaban hayvanlarının yaşam alanlarının tahribatı mutlaka durdurulmalıdır. Sıcakların yoğun etkisi olduğu bugünlerde; kent dışında domuzların geçiş güzergahı olan uygun alanlara içinde su olan küçük göletlerin açılması ve etrafına pazar artığı sebze ve meyvelerin konulması büyük ölçüde kış mevsimine kadar domuzların bu alanlarda yoğunlaşmasını sağlayacaktır. Kış aylarında hayvanlar zaten doğal yaşam alanlarına geri dönecektir. Bu çalışma yerel yönetim tarafından gerçekleştirilebilir ve fotokapanlarla takibi sağlanır. İlgili kamu kurumları, yerel yönetimler ve sivil toplum örgütleri iş birliği yaparak sorunların azaltılması yönünde gerekli çalışmalar sürdürmelidir.”