İşçilerin başlarını taktığı tepe lambaları geceyi aydınlatırken sahnelerdeki spot lambalarını andıran bu ışıklar akıllara madencileri de getiriyor. Sabaha karşı 04.00 sıralarında tarlalara giren işçiler bir yandan muhabbeti koyulaştırıp bir yandan da ekmeklerini kazanıyorlar. Tütün doğası gereği gece kırılması daha uygun olması ve hava sıcaklıkları sebebiyle saat 04.00’te tarlara giren işçiler 11.00’e kadar tütün kırıyorlar. Yılda yaklaşık 2,5-3 milyon tonla Aydın’da tütün üretiminin en çok yapıldığı ilçe olan Karacasu’da tütüncünün serüveni 12 ay boyunca devam ediyor.

TÜTÜN KIRIMLARI ERKEN BAŞLADI

Tütüncüler fidelerin yetişip yetişen fidelerin dikilmesi ve ardından bunların en iyi şekilde yetiştirilmesi saha sonra kırım, kurutma, paketleme aşamaları ile birlikte anlaşmalı şirketlere teslim ediyorlar. Hiç ara vermeden bir sonraki yılın hazırlıklarına başlayan tütüncüler her yıl çocukları gibi bakıp büyütüp en sonunda da onları deyim yerindeyse gelin ediyorlar. Bu yıl tütün kırımları bir hafta kadar erken başlarken Ses Gazetesi olarak sabaha karşı 04.00’te onları kırım aşamasında ziyaret edip bu öyküyü sahiplerinden dinledik.

TÜTÜNCÜLÜK BİR SEVDA İŞİ

Çocukluktan bu yana tütün işinin içinde olan 10 yıldır da kendi adına yetiştiricilik yapan Ersun Saydam, “Çocukken babamla birlikte başladım. 10 yıldır da kendim yapıyorum. Zeytine ve diğer işlere göre biraz daha zor. Gündüz yapsak öğleden sonra işçiler de zorlanıyor. Karacasu için iyi bir gelir kaynağı. Vazgeçilmez bir iş. Yıllardır tütünün içindeyiz. Memnunuz. İlçeye bir kazanç. Tütün olmasa Karacasu’da büyük bir ekonomik sorun olur. Hiçbir zaman bırakmadık, bırakmam da. Vazgeçme gibi bir lüksümüz yok. Bağımlılık gibi bir şey tütün yetiştirmek. Masraflar ağır ama kazancı da fena değil. Bir ilacı 100 liraya aldıysak seneye 150 lira oluyor. Gübresi öyle. Gelir gideri karşılamayınca zorlanma oluyor ama buna rağmen yapmaya devam ediyoruz. Önümüzdeki yıl daha olur diyerek yıllardır devam ediyoruz. Çiftçinin 40 yılı varmış derler. Allah bereket versin. Hayat düzeni farklılaşıyor. 40 gün uykuyu bırakıyoruz. Uykunun en güzel yerinde mecburen vazgeçiyoruz. 11’de işimiz bitiyor. Diğer işlerimizle vakit geçiyor. 2-3 saat yatıyoruz. Sonra tekrar yola çıkılıyor. Yolculuk yeniden başlıyor” ifadelerini kullandı.

“HEM ÇALIŞIR HEM MUHABBETİMİZİ EDERİZ”

Ersun Saydam’ın eşi Hacer Saydam ise, “Küçüklüğümüzden bu yana devam ediyoruz. 28 yıldır devam ediyorum. Mutlaka zorluğu var. Gece kalkmak zor. Ama insan alışıyor. Basılıp teslim edilene kadar biz bunun için çalışıyoruz. Ocak ayında başlıyoruz fidesini yetiştirmeye. Dikimi, çapası, kırması, paketleyinceye kadar yıl 12 ay çalışıyoruz diyebiliriz. Çocuğumuz gibi bakıp yetiştiriyoruz. Kendi işimiz, severek yapıyoruz. Kırımlar bu yıl biraz erken başladı. Genelde Haziran giriyordu. 25 dekar burası. 3 Nisan’da dikime başladım. Karacasu’da yetiştirdik. Eleklerin üzerinde seralara kurutmaya götürüyoruz. Sonra bohçalayıp depolarımıza istifliyoruz. Sonra Aralık ayı gibi paketlere basacağız. Gündüz buruştuğu için kırılamıyor. Önceden lüks lambası vardı. Şimdi 4-5 yıldır bunları kullanıyoruz. Teknoloji geliştikçe işlerimiz gelişiyor. Önceden iğne vardı, şimdi eleklerde oluyor. 9 senedir aynı ekiple çalışıyoruz. Muhabbet de ayrı bir güzel oluyor. Muhabbetimiz olmazsa olmaz. Konuşmak işimize engel değil” ifadelerini kullandı.

ÜRETEREK ÜLKEMİZE KATKIDA BULUNUYORUZ

Korona sebebiyle işlerinin durması sebebiyle tütün işine geldiğini ifade eden Sultan İnanç, “Nazilli’den geliyorum. Korona sebebiyle işlerimiz durdu. Bu boşluğu böyle değerlendirmek istedik” dedi. Yıllardır tütüncülüğün içinde olan işçilerden Özlem Evlatoğlu da, “10 yaşından bu yana bu işin içindeyiz. Gayet severek yaptığımız bir iş. İyi ki böyle bir işimiz var, mutluyuz. Havalar sıcak olduğu için sabaha karşı geliyoruz” diye konuştu. Ayşe Atalay ise “Uzun yıllardır yaptığımız bir iş. Severek yapıyoruz. Çalışmak, üretmek kadar güzel bir şey. Herkes üretmeli, herkes ülkeye fayda sağlamalı” ifadelerini kullandı. Hülya Saydam ise, “Kendimizi bildik bileli yapıyoruz. Kırıyoruz, dikiyoruz. Çocuklarımızı okutuyoruz. Ailemize bir katkıda bulunuyoruz. Hava sıcaklıkları sebebiyle gece kırım yapıyoruz. Her işin bir zorluğu var. Elimizden geldiği için yapıyoruz” dedi.