Dernek yönetim kurulu üyeleri Dr. Şakir Bozdağ, Elvan Güçerdem, Feri Yaman, Mürüvet Karaçelik Olgun adına açıklamalarda bulunan Aydın Otizm Gençlik ve Spor Kulübü Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Adnan Özdemir, “Nisan ayı Birleşmiş Milletler tarafından bütün dünyada Otizm Farkındalık Ayı, 2 Nisan ise Otizm Farkındalık Günü olarak ilân edildi. Nisan ayı boyunca tüm dünyada otizm konusunda bilinçlendirme çalışmaları yapılıyordu. Ancak dünyanın ve ülkemizin yaşadığı kabus nedeni ile bu yıl etkinlik ve farkındalık çalışmaları yapamıyoruz. Yaşanan bu olumsuz süreçte insanların otizmi ve otizmi yaşayan aileleri anlamaları aslında zor olmayacaktır. Çünkü insanlar evde kal çağrılarına uyma konusunda zorluk yaşıyorlar. Sağlıklarının tehlikeye gireceğini bilmelerine rağmen evde sıkıldıklarından bahsediyorlar. Otizmi yaşayan aileler olarak bizler yıllardır sosyal izalasyonun içerisindeyiz . Çünkü toplum olarak kabullenme sürecini tam aşamadığımızı düşünüyorum. Okuldaki öğretmenimizden tutun da bu çocuklarımızı gördüğünde çocuklarını uzaklaştıran ailelerimizin şimdi bir daha düşünmesini istiyorum” dedi.

“VİCDANINIZ RAHAT MI”


Otizmli çocuk ve ailelerin her zaman yanında olduklarını kaydeden Başkan Özdemir, “Otizm bulaşıcı değildir. Eğitimle düzeltilebilir Bunun içinde arkadaşlarından tecrid edilen dışlanan horlanan çocuklar değil tam anlamıyla kaynaştırmaya alınan öğrencilerimiz olmalıdır. Arkadaşlarından ayrı olarak sırtı dönük olarak öğrenciyi oturtan öğretmenin bir daha düşünmesi gerekmez mi ben ne yaptım diye. Bu öğrencileri okulda istemiyoruz diye öğrenci ve velilerimizi yuhalayan kişiler acaba şimdi vicdanınız rahat mı? Alın bu çocuğu başımdan diyen eğitmenimiz siz rahat mısınız? Çocuklarını terk eden ve onları yalnızlığa iten ailelerimiz sonradan ben ne yaptım deseniz de geçen yılların geri gelmeyeceğini biliyorsunuz değil mi” diye konuştu.

BAŞKAN ATAY’A TEŞEKKÜR


Aydın’da yaşadıkları için şanslı olduklarını ifade eden Başkan Özdemir, “Çünkü bazı ilkleri gerçekleştiren bir belediyemiz var. Otizm Spor Merkezinin ilçemizde bulunması tam bir sosyal belediyecilik anlayışının ürünüdür. Ailelerimizin çocuklarımızın spor ihtiyaçlarının giderilmesinde çok büyük pay sahibi. Efeler Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Fatih Atay ve emeği geçen herkese otizmi yaşayan aileler adına şükranlarımı sunuyorum. Başkanımızın Otizm merkezi ve Otizm kafe projeleri de bizlere verdiği önemi göstermektedir. Mola evleri projesinin de hayata geçeceğini bunlarla ilgili projelerin olduğunu biliyorum işte bunların koronavirüsü tehlikesinden dolayı ötelenmesi de hayatın bir gerçeği olduğunu unutmayalım. Bizlere yürekten destek veren sorunların çözümü için elini taşın altına sokan Başta Sayın Valimiz olmak üzere yüreğinde mavi ışık yakarak bizlere desteğini hissettiren yöneticilerimiz ve üyelerimize teşekkür etmek istiyorum” şeklinde konuştu.

“OTİZM GÖRÜLME SIKLIĞI HIZLA ARTIYOR”


Otistik bozukluğun tüm ırklarda, etnik gruplarda ya da sosyal statüsü farklı gruplarda görülebileceği; ailenin gelir durumu, yaşam biçimi ve eğitim düzeyi ile otistik bozukluk arasında herhangi bir bağ olmadığı bilindiğini dile getiren Özdemir, “Her bireyin yarın bu sorunla karşılaşabileceğini asla unutmaması lazım. Otizmin görülme sıklığı çok büyük bir hızla artıyor. 1985 yılında her 2500 çocuktan birine otizm tanısı konmuşken; 2001 yılında 250, 2013 yılında 88 çocuktan birine bu tanı konmuş bulunuyor. Günümüzde ise doğan her 54 çocuktan biri otizmli olarak dünyaya geliyor. Verilere baktığımızda ne kadar hızlı ilerlediğini görebilirsiniz Otizmin temel belirtileri arasında; başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar gözlenmekte. Otizmin kapısını açmak için ilk önemli adım, erken tanı; bilinen tek tedavisi ise, yoğun ve sürekli özel eğitim. Aslında, bilimsel olarak erken yaştaki çocuk için kanıtlanmış yoğun eğitim süresi haftada bireysel ve grup eğitimi olarak 40 saat. Oysa ülkemizde sosyal güvenlik kapsamında “otizm özel eğitim raporlu” çocuklar için aylık 8- 12 saat olan özel eğitim süreci, dünya genelinin oldukça gerisinde kalıyor” dedi.

"FARKINDALIKTAN ÖTE ANLAYIŞ İSTİYORUZ"


Otizmli çocukların mutlaka eğitim sistemi içinde yer almaları gerektiğini belirten Özdemir, “Çünkü eğitim, otizmli birey için her şeyden önce “tedavi” anlamına geliyor. Otizmi diğer engel gruplarından ayıran en önemli fark; erken tanı ve erken bireysel/kaynaştırma eğitimiyle otizmli çocukların sorunlarının büyük bir kısmını aşıyor olmaları. Bu yüzden, otizmin kamuoyunda bilinirliğinin artması için hepimiz el ele vermeliyiz. 2 Nisan Dünya Otizm Farkındalık Günü dolayısıyla, otizm konusunda toplumsal bilinçlendirmeye ihtiyaç bulunmaktadır, farkındalıktan öte anlayış istiyoruz, ayrımcılık otizmli bireyler için en büyük sorundur. Bugünün kutlanan değil otizmli bireylerin toplumsal sorunlarının konuşulacağı bir gün olmasını diliyoruz Engellerimizi hissettirmeyecek engelsiz bir yaşam dileği ile” dedi.