Rahmet ve azizlik sıfatları verilen suyun en büyük hizmet ve hayır kabul edilmesinden dolayı Osmanlı döneminde Arpazlar ve Cihanoğulları ailesi başta olmak üzere birçok aile, kendileri ve sevdiği insanlar adına Aydın’da benzersiz çeşmeler inşa ettirdi. Aydın’da yapılan bu anıtsal çeşmeler, meydan çeşmeleri, köşebaşı çeşmeleri, sokak çeşmeleri ve duvar çeşmeleri, tarihi yapısı ve hikayeleriyle de insanları büyülüyor. Yüzyıllardır insanoğluna hizmet eden bu çeşmelerden suyla birlikte adeta tarih akıyor. İlginç hikayelere sahip Aydın’daki bu çeşmelerin bazılarına türküler de yazıldı. Yazılan türkülerle bu çeşmeler her yaştan vatandaşın dilinde geleceğe taşınıyor. Sadece temel bir ihtiyacın yanı sıra sesin dinginliği ile ruhları tedavi eden bir şifa vasıtasıyla çeşmeler, insanların buluşma noktası olarak unutulmaz hikayelerin de başlangıcı oldu. Tüm ülkede olduğu gibi Aydın’da da hayatın kendisi olan bu çeşmeleri yakından tanıyalım.

EMİN KIZI AİŞE ÇEŞMESİ

Koçarlı ilçesi Güdüşlü Mahallesi’nde 1798 yılında yapılan Emin Kızı Aişe Çeşmesi, köy içerisinden geçen derenin batı yönünde inşa edilmiştir. Yapı malzemesi olarak moloz taş kullanılmıştır. Çeşmenin ön cephesinde yuvarlak kemerli bir niş yer alıyor. Emin Kızı Aişe Çeşmesi’nin yapılış hikayesi ise duyanları adeta hüzne boğuyor. Bu tarihi çeşmenin yapılış hikayesi şöyle başlıyor: “Çeşme, Güdüşlü Köyü'nde Aişe isminde genç bir nişanlı kızın vasiyeti üzerine yapılmıştır. Aişe ismindeki genç kız verem hastalandığına yakalanmış ve o dönemde, tıp çok ilerleyemediği için doktorlar Aişe kızın hastalığına çare bulamamıştır. Aişe kız ölmeden önce değirmen deresindeki pınar suyunu kavaklı meydanına getirilip çeşme yaptırılması vasiyet eder. Buna göre Aişe kızın vasiyeti yakınları tarafından yerine getirilir. O gün bu gündür Aişe Çeşmesi, kadın ve erkeğin en uygun karşılaşma yeri olduğu gibi kızlarla erkeklerin birbirilerini beğenme noktasında sevgi dolu manilerin söylendiği bir mekan arasında yer alır. Günümüzde kullanılmaya devam eden çeşme, türkülere de konu olan bir çeşme olarak tarihteki yerini alır’’

ATİKE HANIM ÇEŞMESİ

Efeler ilçesindeki Veysipaşa Mahallesi’nde Aydın Valiliği’nin kuzeyinde Topyatağı Mevkii yolu üzerinde bulunan sebilin hayır sahibi Âtike Hanım, Osmanlı sultanlarından 2. Mustafa’nın torunudur. Sultan 2. Mustafa’nın kızı Emine Sultan, Aydın Güzelhisarı’nın cesur, askeri bilgisi yüksek, olgun ve yetenekli şahsiyetlerinden olan Cihanoğlu ailesinden Abdullah Paşa ile evlenmiştir. Abdullah Paşa ve Emine Sultanın kızları Âtike Hanım babası gibi hayırsever birdir. Babaları camiler, muallimhaneler, sebilleri, çeşmeler vakfetmiştir. Âtike Hanım da babasının izinden giderek adını verdiği çeşme-sebili 1787 yılında inşa ettirmiştir. Günümüzde kullanılan çeşme, restore edilerek modern bir görünüme kazandırıldı.

ARPAZLAR BEY KONAĞI ÇEŞMESİ

18 ve 19’uncu yüzyıllarda dönemin tanınmış ailelerinden olan ve birçok yapıyı Aydın’a kazandıran Arpazlar ailesinden Hacı Hasan Bey, Arpazlar Konağı’nı yaptırdı. Nazilli ilçesi Esenköy Mahallesi’nde yer alan konak içerisine Hacı Hasan Bey, çeşme yaptırdı. Konakta ailesiyle birlikte yaşayan Hacı Hasan Bey, ailesi büyüdükçe bir olan çeşme sayısını da üçe çıkardı. Konağın bahçesinde yer alan bu çeşmeler, sağlam yapısıyla günümüze kadar ulaştı. Restorasyon çalışmalarının tamamlanmasının ardından çeşmenin kullanıma açılması hedefleniyor.

ÖMER MUHARREM ŞEVKETİYE ÇEŞMESİ

Efeler ilçesi Ramazanpaşa Mahallesi’ndeki çeşme, Gazi Bulvarı ile Yağcılar İçi’nin kesiştiği köşede yer alır. Üzeri çatıyla örtülü olan çeşmenin kuzey ve doğu cepheleri caddeye dönüktür. Bu özellikleriyle çeşme, kentteki ender köşebaşlı çeşmelerinden biri olarak dikkat çeker. Anayol üzerine inşa edilerek yolcuların susuzluğunu gidermek için yapılan çeşme, Osmanlı mimarisine uygun bir şekilde Aydın’a kazandırıldı. 1929 yılında yapılan çeşmede, mermerden yalak, üstü sivri bir kemer, yazıt, kum saati bezemesi bulunan bir plaster bulunuyor. Koruma altına alınan çeşme günümüzde kullanılarak günde binlerce vatandaşa hizmet veriyor.

ILICABAŞI ÇEŞMESİ

Efeler ilçesindeki Ilıcabaşı Çeşmesi, Deveciler Çeşmesi olarak da anılır. 1930 yılında yapılan çeşme deve kervanlarının güzergahı üzerinde yer almasından dolayı Deveciler Çeşmesi ismi verildi. Deve kervanlarıyla geçen kişilerin çeşmeden su ihtiyacını karşıladıktan sonra namaz kılmalarına olanak sağlamak için çeşmenin arkasına namazgah yapılmıştır. Hayır amaçlı yapılan çeşmenin arkasında bulunan namazgahın ise şekli bilinmiyor. Yol genişletme çalışmalarından dolayı 2000’li yıllarında başında çeşme birkaç metre arkasındaki alana taşındı. Çeşme böylelikle Aydın’da taşınan ilk çeşme olarak bilinir.

OSMAN AĞA ÇEŞMESİ

1800’lü yıllarda Çine ilçesinin Eski Çine bölgesinde yaşamış olan Osman Ağa’nın adını taşıyan çeşme, kare planlı, kireç ve Horasan harçlı, moloz taş ve yer yer antik malzeme ile tuğladan inşa edilmiştir. Dalgalı kenarlı kemer nişli, nişin sivri kemerli gözüne dikdörtgen biçimli üç satırlık mermer kitabesi konulmuştur. Yalağı lahitten olan çeşme, hayır amaçlı yapılmış olup günümüzde kullanılmamaktadır.

SOĞUCAK ÇEŞMESİ

Kuşadası’nın Kale İçi Mahallesi’nde kentsel site içerisinde 75 tane tarihi çeşme tespit edilmiştir. Bu çeşmelerin yanı sıra Soğucak Mahallesi’nde yer alan çeşme ise benzersiz özellikleriyle dikkat çekiyor. Mülkiyeti köy tüzel kişiliğine ait olup yola cephelidir. Çeşme yaklaşık iki metre yüksekliğinde olup depo bölümü hariç 65 santimetre genişliğinde prizmal bir yapıya sahiptir. Çeşmenin üst bölümü tuğla kemer örgülüdür. Üst orta bölümde yer alması gereken kitabe bölümü tahrip edilerek daha sonradan düz kesme blok taş ile kapatılarak onarıldı. Çeşme tek akıtaçlı olup şuanda su bağlantısı yoktur. Yalak kısmında devşirme olarak Bizans dönemi lahit betonlarak kullanılmıştır. Bu özelliği çeşmeyi diğer çeşmelerden ayıran bir özelliğidir. Lahitin ön bölümünde üç sıra kısmen korunmuş girlanddır. Çeşmenin arka bölümünde çeşme ile bütünlük içerisinde kübik formlu su deposu yer almaktadır. Depo Horasan harçlı yığma kesme taşlardan yapılmış olup sağlam bir durumdadır. Osmanlı dönemine ait olan kim tarafından yapıldığı bilinmeyen bu çeşme hayır amaçlı olarak inşa edilmiştir.

KARAKOL ÇEŞMESİ

Karakol çeşmesi, bir meydan çeşmesidir. Bu tarihi çeşme, Konya Selçuklu Sultanı Ruknettin Süleyman zamanında yapıldı. İkinci Kılınçaslan’ın oğlu olan Ruknettin Süleyman, bu çeşmeyi çarşı içine hayır amaçlı olarak inşa ettirdi. Bu çeşme de kentteki taşınan çeşmelerden biri. Geçmiş yıllarda yapıldığı yerden sökülerek taşındı. Köşk Belediyesi tarafından 1986 yılında restore edilen çeşme, günümüzde kullanılıyor.

DOĞANBEY ÇEŞMESİ

Aydın’ın ilçesi Söke’ye 30 kilometre uzaklıkta yer alan Doğanbey Köyü, Karina yolu üzerinde Dilek Yarımadası Milli Parkı’nın yamaçlarında bulunan bir köy olarak dikkat çekiyor. Sırtını Dilek Dağları’na yaslamış olan, Kurtuluş Savaşı sırasında mübadele sonucunda Yunanistan’a göç eden Rumlardan kalma bir köydür. Köyde bulunan konut, dükkan, hastane ve çeşme gibi yapılar Osmanlı dönemi mimari özelliklerini yansıtırlar. Bu çeşmelerden en önemlisi Doğanbey Çeşmesi, köyün meydanında yer alıyor. Bu çeşme, yılda köye gelen binlerce ziyaretçiyi karşılayan ilk yapıdır. Köy halkının su ihtiyacının karşılanmasına yönelik yapılan bu çeşme, günümüzde de kullanılıyor.

KÜÇÜK ARIK ÇEŞMESİ

Karacasu ilçesinde yer alır. Yaklaşık 300 metrelik bir Arnavut kaldırımın yer aldığı Büyükdağlı Mahallesi’ndeki Küçük Arık Çeşmesi, 300 yıl önce inşa edildi. Küçük Arık Çeşmesi, Karacasu’nun kitabe içeriği ile dikkati çeken en önemli çeşmelerinden birisidir. Çeşme kitabesiyle bize dünmüş gibi geçmişi sunmaktadır. Hemen yanında bulunan iplik dövme taşı, çeşme başının sadece su için toplanılan bir merkez olmadığını, dokumacıların bu çeşme başında iplik yıkama, dövme gibi işleri yaptıklarını, çeşme başının hayli hareketli olduğunu düşündürmektedir. Ayrıca Karacasu’da kentsel sit içerisinde çeşmelere sıklıkla rastlanılır.