Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından projelendirilen Güney Ege Kalkınma Ajansı 2018 yılı Fizibilite Desteği Program Kapsamında TR32/18FD kodu ile desteklenen “Su Ürünleri Gelişme Eksenlerinin Belirlenmesi ve Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi Kurulması Fizibilite Çalışma Raporu" Didim’de ele alındı. Didim Aguasis Otel’de yapılan toplantıya Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, İl Emniyet Müdürü Suat Ekici, İlçe Kaymakamı Mehmet Türköz, İlçe Garnizon Komutanı Çetin Gülseven, Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Öktem, İl Tarım ve İl Çevre Müdürlüğü bürokratları, akademisyenler, kurum amirleri, turizmciler, oda başkanları, muhtarlar ve sivil toplum kuruluş temsilcileri katıldı. Toplantının açılışında konuşan Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü Ahmet Öktem, Aydın'ın tarımsal durumu hakkında istatistiksel bilgiler paylaşarak Didim’de yapılması planlanan balık çiftlikleri ile OSB konusunda fizibilite raporunun ele alınacağını belirtti.

“TURİZME ZARAR VERECEK BİR ŞEYİ KİM İSTER”

Toplantının yapılacağı otel önünde pankart açılması ve yolun kapatılmasının hoş olmadığını ve kendisini sukutu hayale uğradığını ifade eden Aydın Valisi Yavuz Selim Köşger, Didim’in turizm açısından ve Aydın açısından önemli olduğunu belirtti. Vali Köşger; “Aydın turizmde iki marka ile temsil ediliyor. Kuşadası ve Didim. Didim’in turizmine en ufak zarar verecek bir şeyi kimse ister ki kaldı ki tüm sektörler birbirine zarar vermeden birbiriyle uyum içerisinde ve sinerji çıkaracak şekilde faaliyet gösteren insanlarız. Hocalarımız bana ön sunum yaptıklarında burada bir yatırım, bir ön çalışması, bu çalışmada Didim’in tüm tarafların hazır bulunacağı bir heyet sunalım ve orada mevzu tartışılsın ve varsa bir sıkıntı hakikaten bundan vazgeçilebilir. Biri diğerini öldürecekse ve birinin diğerine vereceği zarar diğerine fayda sağlamayacaksa onları orada ele alalım ve ortaya çıkan hasılaya göre bizler de objektif karar verelim. Hocalarımız bu tür sunum öncesinde karşılaştıkları sıkıntıdan dolayı tereddüt yaşıyoruz dediğinde biz Didim ve Aydın havalisi demokrasiyi özümsemiş fikri açık medeni şekilde konuşmaya uygun insanlardır. Paldır güldür ortaya çıkacak adamlar değildir tartışırlar ve medeni şekilde tartışırlar ortaya objektif fikirler çıkar ve bizde ona göre hareket ederiz. Bilhare Belediye Başkanının riyasetinde başka heyet Didim’den geldi. Kaygılarını ilettiler müsterih olun ben hocaların hazırlayacağı raporu getirip sizlerin huzurunda tartıştıracağım. Siz fikirlerinizi ve bununla ilgili kaygılarınızı söyleyeceksiniz. Haklı olduğunuz konularsa varsa bunların izalesi giderilecek. Ortaya çıkan tablo Didim’in turizmine ve Aydın’a totalde zarar verecek bir tabloysa kimse bunun devamını istemez ve bunu kimse karar vermez. Ben şahsen böyle bir şeye müsaade etmem dedim."

KÖŞGER'DEN ATABAY’A SERT ELEŞTİRİ

Köşger; "Yalnız hocaların kaygıları da böyle sen bu konuda Didimlilere güveniyor musun diye sordum Başkana. Başkanda gelsinler buyursunlar bende her şeyi taahhüt ediyorum. Hiç bir sıkıntı olmayacak dedi. Doğru mu? Dışarıdaki kalabalık ne? Geçerken bize pankart tutana ve arabamıza yol vermeyen ne Reis bey? Demokrasi bu salonda ben burayı gelen kimseyi kısıtlamadım. Herkes gelebilir, dışarıdakilerde gelsin dedim hatta. Ama orada dışarıda böyle çirkin bir gösteriye müsaade ettiğiniz için size karşı sukutu hayale uğradığımı konuşmamın başında ifade edeyim. Bunun yakışı kalmadı, Didim’e yakışmadı ve sizin verdiğiniz söz yerine gelmedi reis bey. Bundan dolayı teessüflerimi ifade ediyorum" sözleriyle Belediye Başkanı Deniz Atabay’ı eleştirdi.

“BU İŞİ İSTEMİYORSANIZ KEYFİNİZ BİLİR”

Vali Köşger sözlerini şöyle sürdürdü; "Burada bunu tartışacağız, hocalar çıkacaklar, burada bilgileri paylaşacaklar. 5-6 aydır araştırma yapıyorlar. Size anlatacaklar. İtirazını ve endişelerinizi söyleyecekler. Ben bunu Didim’de yapmayabilirdim. Valilikte yapar sunumu alır karar verir geçerdik. Yapar mıydık yapardık ama sonradan sıkıntı çıkar mıydı belki çıkardı bilemem. Sizin fikrinizi alarak katılımcı demokrasi için burada yaptık. Sizin fikirlerinizi alıyorum ben, bu kalabalıkta gelebilirdi buraya ama onların alakası yok bu işte. Didim’de içerisinde memlekete çivi çakmış adamların olmadığını düşünüyorum. Memleketle ilgili kaygısı yok herkes her şeye karşı; İhtisas organize bölgesi dediğimiz şey, Didim’de savruk şekilde sağda solda var olan etrafı kirleten bir takım şeyleri yatırımları belli organize içerisinde OSB yönetimin olduğu ve bu kirletenlerin ortamın bozanların yaptıkları üretimden doğan sıkıntıları kendilerinin bertaraf ettikleri bundan kar eden kimse bu işin negatif unsurlarını ortada kaldırdıkları müstakil işyeri. Herkes kafes balığı kurar ve kendi yem fabrikalarını kurardı. Sağa sola atıklarını atıyor, belediye kaldırmak zorunda ve bertaraf etmesi demek, OSB demek kendi unsuları bertaraf etmek zorunda, bu işi istemiyorsanız keyfiniz bilir, hiç umurumuzda değil yapmayız bırakır geçeriz. Dağılır sağa olsa uğraşırsınız, canınız ne istiyorsa onu yapın" iadelerine yer verdi.

SUNUM YAPILDI

Ardından fizibilite raporuyla ilgili sunuma geçildi. ADÜ Ziraat Fakültesi Su ürünleri Bölüm ana bilim dalı başkanı Prof. Dr. Deniz Çoban slayt eşliğinde yaptığı sunumda ülkemizdeki su ürünlerinin potansiyeli, üretim ve satış istatistikleri, Didim’e yapılacak balık çiftliklerin ülke ekonomisine katacağı katma değerle ilgili bilgiler paylaştı.

“KATILIMCILARDAN ORTAK TEPKİLER”

Sunumun ardından katılımcıların öneri ve soruları cevaplandırıldı. Katılımcılar bölgeye yapılacak olan balık çiftliklerinin denizi kirleteceğini, kirliliğin dalış turizmini ve ilçe turizmini olumsuz etkileyeceğini, kurulmak istenilen OSB’nin yerinin doğal sit ve arkeolojik sit alanı içerisinde olduğu ve balık fabrikalarından çıkacak kokunun havayı kirleteceği konularını dile getirerek, istihdamla ilgili olarak katkının yerine ilçeye yeni kurulacak turizm yatırımlarıyla eş değer olduğu noktasına eleştirilerde bulundular.

"ZARARLARI YETERSİZ ELE ALINDI"

Yatırıma karşı olmadıklarını sadece yerinin yanlış olduğunu vurgu yapan Didim Belediye Başkanı A. Deniz Atabay konuşmasında, Didim’in 30 yıldır bir turizm kenti olmak için çaba sarf ettiğini belirtti. Başkan Atabay; “Bu çalışmada Didim’deki insanları ne fayda olacak kısa geçtiniz. Burada devlete sağlayacak katkıyı anlattınız. Konunun can alıcı noktası şu, yeri doğru mu? Didim turizm kenti için mücadele ediyor. Denize ve çevreye vereceği zarar az şekilde ele alındı. Endişemiz şu, buradaki insanlar geleceklerini turizme bağlamıştır. Sizin proje alanı içerisinde rüzgar sörfü için izin verilmedi? Sizin bahsettiğiniz yerde ise denizdeki ihtiyacı olan tüm lojistikler buradan sağlanacak. Turizm bakanlığı niçin önce olumsuz rapor verdi arkasından ne oldu da ön görülen riskler minimize edildiği takdirde yatırım yapılmasında sakınca yoktur raporu alındı. Neden bu rapor verildi merak ediyoruz. Hakim rüzgardan dolayı yaşanan sıkıntıları da biliyorsunuzdur. Seçilen yer yanlış, bizde hazırlattığımız raporları sunacağız. Geçen hafta Turizm Bakanı Didim için mega projeleri olduğunu açıkladı. Didim 2006 yılından turizm koruma gelişim bölgesi ilan edildi. Bunların göz önünde bulundurulmasını istiyoruz. Ben burada Didim’deki kişilerin zenginleştiği bir tabloda göremedim. Bu iki sektörün aynı yerde olması doğru mudur?" dedi.

"YATIRIM YANLIŞ YERE YAPILIYOR"

Didim Kent Konseyi Başkanı Osman Ayyıldız ise Didimlilerin tepkisinin duygusal olduğunu ve konuya bu açıdan bakılması gerektiğini belirterek, Didim’in turizm kenti olması noktasındaki gayretlerini dile getirdi.
Didim Ticaret Odası Başkanı Hilmi Erbaş de oda olarak kurulması düşünülen OSB içerisinde yer almayacaklarını bir kez daha yineleyerek, yatırımın yanlış yere yapıldığını ifade etti.

MALİYETL BİR SİSTEM

Vali Köşger ise toplantının sonunda yapılması düşünülen Balık çiftlikleri ve OSB’nin zararlarının neler olacağı şeklindeki soruya ise toplantıya katılan akademisyenler cevap verdi. Akademisyenler, konuyla ilgili bilimsel bir veri ellerinde olmadığını belirterek, hakim rüzgarlardan kaynaklı sorunlar olabileceğini ve bunun araştırılması gerektiğini ifade etti. Akademisyenler, kurulması planlanan OSB’nin içerisinde atıklarının arıtılması, denize deşarjı ve sıkı denetimlerle kontrolünün gerekli süreçlerde yapılması gerektiğini de ifade ederek maliyetli bir sistem olduğunu da sözlerine eklediler.