Bu düzenleme kapsamında, yıllık elektrik tüketimi 5 bin kilovatsaat (kWh) olan site, konut ve ticarethane aboneleri sübvansiyondan yararlanamayacak.
Yeni kararla birlikte konut aboneleri için belirlenen yıllık elektrik tüketim limiti 5 bin kWh olarak belirlendi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun ekim ayında aldığı bu karar, özellikle yüksek tüketim yapan konut abonelerini etkileyecek.
Yaklaşık 45 milyon konut elektrik abonesi bulunan Türkiye'de, düzenleme kapsamında abonelerin %20'si, yani yaklaşık 10 milyon konut abonesi sübvansiyon dışı kalacak.
İbadethaneler ve Kamu Kurumları Kapsam Dışında
Düzenlemede, camiler, cemevleri, dernekler ve AFAD geçici barınma merkezleri gibi yerlerin sübvansiyon kapsamı dışında tutulduğu belirtildi. Buna ek olarak, kamu kurumları ve mahalli idarelere ait binalar, apartmanlar ve apartman içindeki ortak kullanım alanları da yıllık 5 bin kWh tüketim limitiyle sınırlanacak. Tarımsal faaliyetler için ise bu limit 100 milyon kWh olarak belirlendi.
Bakan Bayraktar: "Sosyal Adalete Hizmet Edecek"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yeni düzenlemenin sosyal adalet amacı taşıdığını belirtti.
Gaziantep'te yaptığı açıklamada Bayraktar, "Aylık 417 kWh, yıllık 5 bin kWh tüketim yapan aboneler, elektriğin maliyetine göre ödeme yapacak. Bu şekilde 1,2 milyon hanenin kendi gelirleriyle elektrik maliyetini karşılayabileceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.
'Gizli Zam' İddiaları Gündemde
EPDK'nın aldığı karar, sosyal medyada da geniş yankı buldu. Başkent Üniversitesi Uluslararası Finans ve Bankacılık Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şenol Babuşcu, kararı eleştirerek, "Bu düzenleme, elektriğe 'gizli zam' anlamına geliyor" açıklamasını yaptı. Kararın özellikle düşük tüketimli aboneler üzerinde olumsuz etki yaratabileceği öne sürülüyor.
EPDK'nın yeni sübvansiyon kararı, yüksek elektrik tüketimi yapan konut ve ticarethane abonelerini doğrudan etkilerken, kamu kurumları ve tarımsal faaliyetlerin kapsam dışı bırakılması dikkat çekiyor. Elektrik maliyetlerinin doğrudan abonelere yansıtılması, sosyal adalet açısından farklı görüşlerin ortaya çıkmasına neden oluyor.
2025 yılından itibaren uygulamaya konulacak bu düzenleme, elektrik piyasasında önemli değişikliklere yol açacak gibi görünüyor.
