Mustafa Kemal, bir toplum düzeninde ekonominin önemini iyi biliyordu. Savaş sonrası bağımsız Türkiye’nin izleyeceği ekonomi politikasını saptamak üzere bir kurul oluşturmuş Ziya Gökalp başkanlığındaki bu kurul çalışmalarını Ankara Garı’nda bir vagon içinde yürütmüş Sonuç, kapitalizm ve sosyalizm arası bir ara yol ve “karma ekonomi” yani üçüncü yol olarak ortaya çıkmıştır. Savaşın bitiminden 5 ay sonra; henüz Cumhuriyet ilan edilmemişti. Lozan görüşmeleri oldukça çetin geçmekteydi. İşte bu ortamda 17 Şubat 1923’te İzmir iktisat Kongresi, tüm toplum kesimlerinin temsilcilerinin katılımıyla toplandı. Osmanlı Devleti’nin son dönemini iyi analiz eden Cumhuriyet’in kurucu kadrosu, politikalarının merkezine ekonomiyi yerleştirmişlerdir.Kısacası, 1923 İzmir iktisat Kongresi ile üstü kapalı olarak Batı uygarlığının piyasa sistemi benimsenmiş ve uygulanması amaçlanan politikalar özde liberal nitelikli olmuştur. Yeni kurulan sistemin ihtiyaç duyduğu kurumsal ve yasal düzenlemeler öncelik almıştır.  Yokluklar döneminde, tarımda, sanayide üretimin başlatılabilmesi ve sürdürülebilmesi çok önemlidir. Unutmayalım, Atatürk döneminde tarımda da, sanayide de yatırım ve üretim devlet tarafından başlatılmıştır. Döneminin ekonomisi genellikle iki alt döneme ayrılır. İzmir iktisat Kongresi sonrası, yani Cumhuriyetle 1923’te başlayan liberal dönem 1932’den sonra başlayan devletçi dönemdir. Bu dönem içinde 1. İktisat Kongresi’nde alınan karar gereği * 1925’te Aşar Vergisi kaldırılmıştır. Bütçenin önemli bir kısmını teşkil eden Aşarın kaldırılmasından sonra 1926 yılı ile birlikte Aşarın kaldırılışından doğacak açıkları kapatmak adına dolaylı vergilerde arttırıma gidilmiştir. * 1924 yılında Haydarpaşa liman ve rıhtımı ile birlikte Haydarpaşa-Ankara, Eskişehir-Konya ve Arifiye-Adapazarı; 1928’de Mersin-Tarsus-Adana demiryolu hatları devletleştirilmiştir. * 1925 yılında Osmanlı döneminin ağır miraslarından tütün rejisi, 4 milyon liraya satın alınarak devletleştirilmiştir. * 1924 yılı İş Bankası kurulmuştur. Türk bankacılık hayatının önemli bir kilometre taşı olmuştur. Banka, şeker fabrikası gibi kuruluşların meydana getirilmesi ve ülke hizmetine sunulmasını sağlamıştır. * 1926 Takip eden yılda devlet eliyle Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası kurulmuştur. Sanayinin kurulması için gerekli ilk unsur sermayedir, memleketimizde ise bir sermaye birikimi mevcut değildir Memleketimizde ise hükümet kapısından başka bir kapı yoktur denilerek kuruluş amacı ortaya konmuştur. * Aynı yıl İstatistik Genel Müdürlüğü Kurum 1927’de nüfus sayımı ile sanayi ve tarım sayımlarını gerçekleştirilmiştir. * 1928’de Ticaret ve Tarım Bakanlıkları birleştirilerek, “iktisat Vekaleti” kurulmuştur. * 1929’da Gümrük Tarife Kanunu, Lozan’da konan kısıtlamaların kalkmasıyla birlikte devreye sokuldu. Ayrıca Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları Kanunu çıkarıldı. * Cumhuriyet’in ilk bütçesi 1 Mart 1924’te uygulamaya konuldu. Cumhuriyet hükümetleri, “denk bütçe düzgün ödeme” ilkesinden hiç taviz vermediler. * Para politikalarının karar birimi olan Merkez Bankası ise l930 yılında kurulmuştur. NOT: 1938’e kadar geçen dönemde, bütçeler ya denktir ya da fazla vermiştir. Sadece 1925 yılı bütçesi, Musul Sorunu yüzünden İngilizlerin kışkırtması nedeniyle gündeme gelen Şeyh Sait İsyanı’nın getirdiği ek harcamalar yüzünden ve Aşar’ın kaldırılması nedeniyle açık vermiştir. Bütün bu çabalara karşın sanayileşmede arzulanan ivme yakalanamamıştır. Çünkü kalkınma ve sanayileşme için gerekli sermaye birikimi ve özel girişimcilik yetersiz kalmıştır. Üstüne üstlük 1929-30 Dünya Ekonomik Krizi patlak vermiş, Sanayinin gelişimi için devletin desteği yetmemiştir, devlet bizzat kendisi sanayinin içine daha aktif olarak yer almıştır. Dönemin özetlenecek politikaları içinde, ülkenin milli geliri 1928’den 1929’a ikiye katlanmıştır. ( DEVAM EDECEK )