Sizin hiç babanız öldü mü?

Hayatta en yakınım dediğiniz, en güvendiğiniz, benim sırtımı yasladığım dağım dediniz insanı “baba”nızı kaybettiniz mi? Bunu yaşayanlar ne demek istediğimi sonuna kadar anlayacaktır. Ölüm hepimizin yanı başında kol geziyor ama biz onu görmüyoruz, görmek istemiyoruz. Gün gelecek sevdiklerimizi bir bir kaybedeceğiz. Bize de onların acısıyla başa çıkmak kalacak. Yazarımız gibi. Bulgar asıllı yazar Georgi Gospodınov, bu kitabında babasının amansız bir hastalığa –ki daha önce de çok ciddi hastalıklar atlatmış- yakalanmasından sonra tedavi aşamasında ona destek olduğu zamanlarını ve ölümünün ardından yaşadığı acısını anlatıyor. Bir anı-roman kitap. Yazar, o sancılı süreçte hem babasına moral olmaya hem de beklenen sona kendini hazırlamaya çalışıyor. Tabii bu acı öyle telkinlerle ve kendine “Gerçeği kabul et, bu hepimizin başına gelecek!”demekle hafiflemiyor. Bu acı, yüreğinin taa en derin yerini bir bıçak gibi yavaş yavaş oyuyor.
“Her şeyin ötesinde babam her yeri bahçeye, her evi de bir yuvaya dönüştürmeyi başarırdı. Nerdeyse ayakta durabildiği son zamanlarına kadar bahçesine, bahçesindeki kardelenlere, sümbüllere, şakayıklara ve renk renk güllerine adamış bir adam ve evlatları için örnek bir baba…”

Bu kitap tam bir empati tuzağı. Tuzağı diyorum çünkü en yakınımdaki sevdiğim insanların yavaş yavaş sona yaklaştığını düşünmekten kendini alamıyorum. Sabah kalkmışsın annen/baban o kadar hasta ve halsiz ki altı metre mesafedeki tuvalete bile gidemiyor. Yürütmeye onu cesaretlendirmeye çalışıyorsun ama nafile bir çaba. Günden güne ellerinin arasından kayıp gidiyor ve sen onun sonunu çaresiz bekliyorsun.

Ölüm herkesin başında…

Çoğu insan acısını içinde yaşar. Özellikle erkekler duygularını belli etmekten çekinir, utanırlar. Ölümden duyulan acının ne kadar insani olduğunu kabul etseler belki yokluğunu kabullenmek de o derecede kolaylaşacak. Belki gurur meselesi yaptıkları için belki de evin dayanağı olmanın verdiği görev bilinci ile duygularını saklarlar. Halbuki ne kadar ihtiyaç bir duygudur insanın dildiği gibi acısını yaşaması. Yazarın bu yönüyle de bir örnek olduğunu düşünüyorum beylere. Belki birçok insana kendi kendini teselli edebilme yolunu açacak bir kitap.


Gerçek bir baba-oğul sevgisini okuyacaksınız. Belki yıllarca birbirlerine doğru düzgün sarılmamış ve sevgisini gösterememiş bir baba ve oğlun, babanın hastalığının son evresinde nasıl sımsıkı birbirlerine sarılarak birbirlerine destek olduklarını göreceksiniz. Evet, her sayfasında hem acı hem de hüzün var bu hikayenin ama işte bu acı insan empati kurdurarak ben olsaydım ne yapardım?”diye düşündürerek içine çekiyor. Vee kitapta yazarın babasının söylediği şu cümle akıllara kazınıyor “Korkacak bir şey yok!”

“Evsiz yaşayamayan sadece insanlar değildir, evler de insanlar olmayınca yaşayamaz. Bahçıvan gider, geride kalan bahçesi bir zaman bekler onun gelmesini ama baktı ki gelen giden yok o da yavaş yavaş ölmeye başlar. Meyveler olgunlaşacak dökülecek, yabani otlar sararmaya başlayacak ve artık bahçe tamamen öksüz kalacak.” Biz de öyle bir zaman ölenin arkasından üzülecek ağlayacak belki isyan edecek ama bir zaman sonra kaldığımız yerden yaşamaya devam edeceğiz. Hayat bu işte! Gelenler gidenler hep olacak. Şunu yapmalıyız, bunu yapmalıyız, demeyeceğim çünkü herkesin yası da mutluluğu da kendine göre ve taşıyabileceği kadardır diye düşünüyorum. Önemli olan hayatı her şeyi ile kucaklayabilmek… Ben öyle yapmaya kendimi hazırlıyorum ama… Bakalım hayat ne gösterir?

Bulgar asıllı yazar Gospodınov için ölüm doğanın bir gereği “Topraktan geldik, toprağa döneceğiz.” felsefesi ile bir dönüşüm ve değişim. En büyük tesellisi ise son dönemlerinde babasının yanında olmanın verdiği huzur. Yazarla tanışma kitabımızdı. Anlatımında ve üslubunda sakinlik, şiirsellik, doğallık var. Kendi olmaktan asla uzaklaşmamış. Sanki yanınızda ve sizinle paylaşıyor duygularını. Sevdim. Diğer kitaplarını da merak ediyorum. Ölümü ve yokluğun romanını okumak isteyenlere için tavsiye edilir.
Yazarın bu kitabı dışında Doğal Roman, Zaman Sığınağı, Hüznün Fiziği gibi ödül almış kitapları bulunuyor.
Merak edenlere keyifli okumalar.
Kitapla kalın.

KİTABA DAİR

Kitabın Adı ve Yazarı: Bahçıvan ve Ölüm/Georgi Gospodınov
Kitabın Basıldığı Basımevi yıl ve Tarih: 1.Baskı Eylül 2025,Metis Yayınları, İstanbul
Kitabın sayfa sayısı:200

ALINTILAR
“Babam bahçıvandı. Şimdi bir bahçe.” ​
Bir ölümü anlatmak, onu yaşamaktan daha kolay değil.