Karacasu'da güneşin doğduğu yerde çalışkan ve 'dik' insanlarıyla, yaylalarında yetişen başta elması ve fasulyesi olmak üzere pek çok sebze meyvesiyle meşhur bir köy. Bini aşkın nüfusuyla Karacasu'nun genel olarak dördüncü en büyük, kırsal olarak da ikinci en büyük mahallesi olan Ataköy, genç nüfusunun çokluğu ve çok fazla göç vermemesi ile de biliniyor.
Ataköy... Eskilerin kullanmaya devam ettiği isimle Damdere... Son yıllarda tütüncülük ve zeytin ağırlık kazansa da evvelden beri yörük geleneği ile hayvancılık yaparak bugünlere gelen ve hayvancılıktan vazgeçmeyenlerin yurdu. 20 yıl kadar önce hemen her evden yükselen dokuma tezgahı sesinin artık kaybolduğu köyde son günlerde tarım arazilerine karşı rüzgar enerji santrali kurmak isteyenlere karşı sesler yükseliyor. Bir de zeybeğin sesi duyuluyor Dumanlar'a, Koçyaz'a, Tasdelen'e doğru... Harmandal'ndan daha çok bu köye özgü Ataköy zeybeğinin... Atalarından öğrendikleri köye özgü müziği ve oyun tarzıyla yıllarca oynadıkları oyunu oynamakla kalmayıp Kültür Bakanlığında tescil ettiren ve bu oyunun gelecek kuşaklara aktarılması için büyük bir mücadele veren Köy Zeybek Ekibi bu amacına büyük ölçüde ulaştı. Bugün ilçe dışında İstanbul'da, Ankara'da ve pek çok yerde Aydın'ı da Karacasu'yu da bilmeyenler Ataköy Zeybeğini öğrenip Ataköy Zeybeği oynuyor. Ataköy'den doğan bu zeybek oyunu Türkiye'de bilinen kabul gören bir zeybek oyunu olmuş durumda. Karacasu'da son dönemde hemen her etkinlikte Ataköy Zeybeğine yer verilirken geç de olsa Karacasu'da bu oyun hak ettiği değeri görmüş bulunuyor.
Son zamanlarda yaylalarına kurulacak RES santaline karşı verdikleri mücadele ile adından söz ettiren Ataköy'ün nasıl Ataköy olduğunu köyün eski muhtarlarından Gardiyan Halil olarak tanınan köyün eski muhtarlarından Halil Yörük'ten dinliyoruz. Yörük, köyün kısa tarihçesini anlatırken Ataköylülerin 'dik' olmalarıyla ilgili yapılan akademik araştırma hakkında da bilgiler veriyor
ŞEYH KEMAL ATAKÖY'ÜN HER ŞEYİ
Yörük söyleşimize şu bilgileri vererek başladı:
"Osmanlı kayıtları ve İstanbul'daki arşivlerinden araştırdığımızda Anadolu'nun Türkleşmesinden önce olduğu gibi 1400'lere kadar burada Hristiyanlar da yaşamış. Kurucakoz olarak geçiyor o zamanki ismi.
Koçyaz dediğimiz yaylada hala Hristiyan mezarları vardır.
1400'lerde Horasan Alperenler’inden Şeyh Kemal buraya gelir. Kurucakoz köyünden Müslümanlar koparak yanına gelmeye başlamıştır. Bu şekilde bugün yaylalık alanlarda Damdere köyü kuruluyor. Tamdere adı zaman içinde Damdere oluyor. Bunu da burada eklemiş olalım. Şeyh Kemal, Hristiyan Müslüman ayrımı yapmamıştır. Topal Hristo buradan giderken arazilerinin tamamının Şeyh Kemal türbesine bağışlayarak gitmiş.
İmarethane ruhsatı veriliyor Şeyh Kemal'in ilgilendiği yere. Buradaki türbenin tabakları, kaşıklarına kadar sayıları Osmanlı Arşivlerinde mevcut.
Horasan Alperen’i hayvanatın dilinden de anlıyor. Havada uçan kuşları tutup askerlere yedirmesi ve onları savaşı kazanmalarının hikayesi herkes tarafından bilinir.
Dedeoluk yaylasında bizim münakaşa ile aldığımız suyun mazisi de ona bitişik.
Asker orada susadık diyor. Şeyh Kemal'in bastonunu attığı yerden su çıkıyor. Bu suyun çıktığı yere Dedeoluk deniyor ve o bölgede yaylanın ismi Dedeoluk oluyor.
Dedeoluk olmasının anlamı. Dede’nin pınarı, Dede'nin oluğu anlamında. Ben bu suyu Şeyh Kemal’in hatırası var diye Kaymakam’a karşı geldim ve Ataköy’e aldım"
NEDEN ATAKÖY İSMİ TERCİH EDİLDİ?
Atatürk'ün doğumunun 100. yılına denk gelen köyün isim değişikliği kendi içinde hikayeler barındırıyor. Bu hikayeleri Halil Yörük'ten dinlemeye devam ediyoruz:
"1970’li yıllarda Ataköy toplanacak. Yani bu ne demek. Yaylalık alanlarda dağınık olarak yaşayan köylüler için şu andaki köy kuruluyor. Mehmet Dedeoluk’un muhtarlığı, İsmail Yörük’ün aza olduğu yıllar. 1977’de inşaatlar yarımken muhtarlık İsmail Yörük’e geçiyor. Köy açılıyor. Aydın Eski Valisi Münir Güney askeri hükümette Tarım ve Köy İşleri Bakanı oluyor. Münir Güney bu köyün ismini değiştirelim diyor. 'Örnek Köy' olsun gibi bir öneri var. Ömer Güngören isimli bir öğretmenimiz vardı. Onunla konuşuyorduk. Biz bu köyün adını Örnek Köy yapmayalım dedik. Kenan Evren’den de yardım görürüz, muhtacız çünkü. Elimizde olan parayı evlere yatırdık. Devletten destek almak için Ataköy yapalım mantığı Ömer Güngören ve benim tarafımdan İsmail Yörük’e empoze edildi. O da karşı çıkmadı. Ataköy olmasının sebebi bu."
"ATAKÖYLÜLERİN HAKSIZLIĞA TAHAMMÜLÜ YOKTUR"
Yörük, köy halkının genel yapısına değiniyor:
"Aydın vilayetinde gerek mahalli idareler gerekse mülki idareler tarafından 'dik' olarak görülür Ataköy. Dik oluşunun sebebi haksızlığa tahammülü yoktur. Neden yoktur. Aydın ilinde Yemen’de, Çanakkale ve diğer cephelerde en çok şehit veren yerleşim yerlerinden biridir. Olaylara çabuk reaksiyon gösteririz. Sağa bakmakla sola bakmakla ilgili değil. Memleketi sevmekle ilgili bir olay. Bundan dolayı olaylara dik bakarız. Kadınımız erkeğimiz fark etmez olaylara karşı dik dururuz Bundan şu zararımız olur vs deyip geri adım atmayız. Haksızlığa uğramakla alakalı bir durum. Haklarımız bir şekilde alınmış elimizden.
Köyde önder önemlidir. Bir kılavuz olursa her şey yapılır.
Çok çalışır Ataköylü ama harcamayı pek bilmez. Çalışmakta 485 köy içinde bir taneyiz.
Göç vermeyen bir köyüz. Oksijenimiz boldur. Yaylalarımız, ovamız coğrafi konum gereği kirlilikten uzağız. Okuyan çocuklarımız memur olur gider ama onun dışında pek göç vermeyiz.
450 hane var. İlçe dışında yaşayanlarla birlikte 2 binin üzerinde nüfusumuz var.
HACİVAT DA BU KÖYDE YAŞIYOR, ECEVİT DE SADDAM DA
Köyde lakapların çokluğuna dikkat çektikten sonra Yörük şu ifadeleri kullandı:
"Yörük kökenli bir köy olduğumuz için lakaplar çoktur. Pek çok kişinin ismi hatırlanmaz lakabı bilinir.
Kısa bir süre gardiyanlık yaptım sonra uzun Cumhuriyet Savcı Kalemi görevinde bulundum ama lakabım Gardiyan.
Mustafa diye bir arkadaş var kim dediyse adı oldu Hacivat. Biri daha var tüfeği almış av yapıyormuş olmuş Avcı Mehmet
Bunun gibi onlarca lakap var.
Sima benzemesinden ve adı Bülent olduğunda dolayı Ecevit lakabı alan bir köylümüz var
Hüseyin isimli bir iki kişi var Saddam oluyor adı. Çakallar var. Uyanık anlamında söylenmiş."