ÖZEL HABER - Aydın'ın turistik ilçesi Didim’de yaz sezonu hareketliliği başlarken, kente gelen yerli ve yabancı turistlerin yanı sıra ve günü birlikçi tatilcilerin sıklıklar ilçeye geliş gidişleri trafik sorunu da ortaya çıkarıyor. Didim kent merkezinin yanı sıra ana bulvar ve caddeler ile Altınkum bölgesindeki yaşanan araç yoğunluğu gündelik yaşamı da olumsuz etkiliyor. Altınkum başta olmak üzere ara sokaklar, boş araziler ve kaldırıma yönelik gelişi güzel parklar yerleşik yaşayanları da olumsuz etkiliyor.
İlçedeki otoparkların kullanılması gerektiğine belirten Didim Ticaret Odası Meclis üyesi ve turizmci Hikmet Atilla tatilcilerinde, tatillerinde gündelik yaşamda olabildiğince araç kullanmaktan kaçınmaları gerektiğine dikkat çekti.
“TATİL BÖLGELERİ SAKİN OLMALI; YAYA HAREKETİ KISITLANMAMALI”
Didim’in bir turizm destinasyonu olduğunu ve şehirleşme ile birlikte park sorunu olduğunu kaydederek “ Bir yerleşim kentinde nüfus ve araç sayısına göre park yerleri oluşturulur, nüfus ve araç sayısı artıkça, şehir büyüdükçe park yeri ihtiyacında artış olur. Bu tespit normal seyrinde büyüyen yerler için geçerlidir. Didim ve benzeri turizm destinasyonlarda ise durum tamamı ile farklı, tatil dönemlerinde, yüksek sezon olarak nitelendirdiğimiz Temmuz, Ağustos aylarında söz konusu yerlerde nüfus ve araç sayısı, şehrin normal nüfusun ve motorlu araç sayısının 5-10 katına çıkar ve park yeri sıkıntısı kendisini bariz bir şekilde gösterebilir. Tatil bölgelerinde olabilecek sıkıntıyı yaşamamak için, mümkün oldukça özel araçlar kullanmaktan kaçınmalıyız, oralara dinlenmeye gidiliyor, günlük yaşamın stresinden kurtulmaya gidiliyor, ruhlar tazeleniyor, tatil bölgeleri sakin olmalı, yayaların hareketleri kısıtlanmamalı. Bundan dolayı da tatil destinasyonların da araç sayısı mümkün oldukça az olmalı. Didim’in sağlıklı havasını korumamız gerekiyor. Hava kirliliğini oluşturan kaynaklardan biri araç egzozlarından çıkan zararlı emisyonlardır. Diğeri ise motorlu ayak izi. Didim, sağlıklı bir yaşam kentidir diyoruz, o zaman emisyona, ayak izine dikkat etmemiz gerekiyor. Sürdürülebilir kentin, akıllı kentin, sürdürülebilir turizmin olmazlarında biri de motorlu araç sayısını kontrol altına almak, motorsuz araçları ön plana çıkarmaktır. Hepimiz görüyoruz, yaşıyoruz, sahile 1 km uzaklıkta, şehir merkezine, yani bankaların, işletmelerin yoğun olduğu bölgelere en fazla 500 metre uzaklıkta boş park yerleri caddelerde, sokaklarda var (hem de ücretsiz), oralarda park etmekten kaçınırız ve şikayet ederiz, çünkü gideceğimiz yerin 10 metre uzaklığında, hatta kapının önünde aracımızı park edememiştik.
“GELECEK TURİZMİ AKILLI PARK YERİ İSTİYOR”
Gelecek turizmi her şeyden evvel toplu taşımayı önümüze koyuyor, o zaman toplu taşımayı teşvik etmeliyiz. Gelecek turizmi bize raylı sistemi gösteriyor ve bir gün gelecektir ki belirli nüfus sayısını aşan bir kentte raylı sistem yok ise, turist oraya gitmeyecek, raylı sistemi ön plana çıkarmamız gerekiyor. Gelecek turizmi, akıllı bir şehre, insanların zamanlarını geçirecek, değerlendirecek yerlere ihtiyaç duyuyor, o zaman park bahçe, sosyal, kültürel yerleri ön plana çıkarmamız gerekiyor. Gelecek turizmi akıllı park yerleri istiyor.” Sözleriyle tespitte bulundu.
