Ses Gazetemizde Psikoloji alanında kaleme aldığı köşe yazıları ile okurları aydınlatan, Ada Psikolojik Danışmanlık ve Eğitim Merkezi'nin konusunda uzman Psikoloğu Hazal Sansür ile tatil sonunda çocuklarda okula dönüş konusunu tüm detaylarıyla konuştuk.

''TATİL DÖNÜŞÜ OKUL DÖNEMİ YENİ YAPILANDIRMALARI BERABERİNDE GETİRİR''

Yaz tatilinin, çocuklar için yalnızca bir dinlenme süreci değil aynı zamanda serbest zamanın, oyunların, ekran karşısında geçirilen saatlerin ve daha esnek bir yaşam ritminin tadını çıkardıkları bir dönem olduğunu belirten Psikolog Hazal Sansür,''Bu özgürlük alanı, okul dönemiyle birlikte yeniden yapılandırılmak zorundadır. Çocukların uzun bir tatilin ardından okula dönmeleri, yalnızca fiziksel olarak sıralara oturmaları anlamına gelmez. Duygusal, sosyal ve zihinsel olarak yeniden bir düzenin içine girmeleri gerekir. Bu geçiş dönemi, bazı çocuklar için heyecan verici olabilirken, kimileri için oldukça zorlayıcı bir sürece dönüşebilir. Yapılan araştırmalar bu geçişin çocuklarda çeşitli psikolojik ve davranışsal tepkilere yol açabileceğini gösteriyor. Amerikan Pediatri Akademisi, yaz tatilinde uyku saatleri, ekran süresi ve sosyal etkileşim gibi günlük rutinlerin değişmesinin, okul başlangıcında duygusal dalgalanmalara neden olabileceğini belirtiyor. Özellikle 6-12 yaş grubundaki çocukların bir kısmı okula dönme fikriyle birlikte motivasyon düşüklüğü, isteksizlik ya da ayrılma kaygısı yaşayabilir.'' dedi.

''BU NOKTADA AİLELERİN TUTUMU BELİRLEYİCİ ROL OYNAMAKTADIR''

Çocukların, yaz tatili sonrası okula adaptasyon süreçlerinde ailelerin tutumlarının belirleyici rol oynadığını belirten Psikolog Sansür, ''Eğer bir ebeveyn olarak ‘Neden okula gitmek istemiyorsun ki?’ gibi yargılayıcı bir soruyla yaklaşırsanız, çocuğun duygularını bastırmasına neden olabilirsiniz. Bunun yerine, ‘Okula başlamak zor mu geliyor sana?’ gibi açık uçlu, empatik bir soruyla çocuğunuzun duygularını anlamaya çalışmak çok daha etkili olacaktır. Tatil boyunca aile ortamında daha fazla zaman geçiren çocuklar, özellikle küçük yaş grubundaysa, yeniden okul ortamına dönmekte zorlanabilir. Ayrılma kaygısı bu yaşlarda gelişimsel olarak beklenen bir durumdur. Ancak bu kaygının kalıcı hale gelmemesi için ebeveynin kararlı, net ve sevgi dolu bir tutum sergilemesi önemlidir. Yapılan birçok araştırma, veda anlarının uzatılmasının çocukta kaygıyı artırdığını gösteriyor. Bunun yerine kısa, rutin hale getirilmiş vedalaşmalar çocuğun güven duygusunu besler. Bu süreçte bir uzman olarak önerim; vedalaşmalarınızı sadeleştirin, çocuğunuza ne zaman geri döneceğinizi net bir dille ifade edin ve söylediklerinizi mutlaka yerine getirin. Bu güven duygusunu pekiştirir.'' sözleri ile ailenin çocuk için bu önemli süreçteki rolünün önemini gözler önüne serdi.

Gençler için yeni kapı: Aydın'daki yurtlarda yeni dönem
Gençler için yeni kapı: Aydın'daki yurtlarda yeni dönem
İçeriği Görüntüle

''ÇOCUKLAR SOSYAL AÇIDAN ARKADAŞLARIYLA BAĞ KURMAKTA ZORLANABİLİR''

''Konuya sosyal açıdan baktığımız zaman ise çocuklar tatil boyunca sınıf arkadaşlarından ve okul sosyal çevresinden uzak kaldıkları için yeniden bağ kurmakta güçlük çekebilirler. Özellikle içine kapanık ya da utangaç yapıya sahip çocuklarda bu arkadaş edinme zorluğu veya sosyal kaygı olarak gözlemlenebilir. Sosyal beceri gelişimi üzerine yapılan çalışmalarda, çocukların bu tür geçiş dönemlerinde ev ortamında da sosyal açıdan desteklenmeleri gerektiği vurgulanıyor. Basit ama etkili yöntemlerle bunu sağlayabilirsiniz. Örneğin, ‘Bu hafta sınıfta seni en çok güldüren şey neydi?’ gibi basit sorularla çocuğunuzun sosyal deneyimlerini paylaşmasına alan açabilirsiniz. Ayrıca öğretmeniyle iş birliği içinde olmak, çocukla ilgili gözlemleri takip etmek bu süreci daha sağlıklı yürütmenizi sağlar.''

''AKADEMİK BEKLENTİLER DE ÇOCUKLARI ZORLAYABİLİR''

''Bu noktada, sadece duygusal ve sosyal yönler değil, akademik beklentiler de çocukları zorlayabilir. Johns Hopkins Üniversitesi’nin yürüttüğü bir araştırma, özellikle ilkokul çağındaki çocukların yaz tatili boyunca matematik ve okuma becerilerinde yüzde 20’ye varan bir gerileme yaşadığını ortaya koymuştur. Bu öğrenme kaybı, okula dönüşte hem çocukta yetersizlik hissi oluşturabilir hem de ebeveynlerde farkında olmadan performans baskısına neden olabilir. Bu noktada önemli olan çocuğun çabasını takdir etmektir. ‘Neden hala okumakta zorlanıyorsun?’ gibi olumsuz cümleler yerine, ‘Okumaya yeniden başlaman zaman alabilir ama ben senin gayretini çok önemsiyorum’ diyerek süreci desteklemeniz çok daha faydalı olacaktır. Bir başka kritik nokta ise ebeveynlerin kendi kaygılarıdır. Çocukların okula başladıkları dönemde ebeveynlerin de zaman zaman kontrol kaybı, endişe veya suçluluk duygusu yaşayabildiklerini gözlemliyoruz. Özellikle çocuğunun zorlandığını gören bazı anne babalar, bu durumu kişisel bir başarısızlık gibi algılayabiliyor. Ancak unutulmamalıdır ki her çocuk gelişimsel olarak farklı bir hızda ve farklı ihtiyaçlarla yol alır. Eğer bu süreçte ebeveyn olarak siz de zorlanıyorsanız, bununla ilgili konuşmak ve gerektiğinde profesyonel destek almak hem sizin hem de çocuğunuzun iyiliği için önemli bir adımdır. Ailelerin bu sürece sabırla, anlayışla ve gerçekçi beklentilerle yaklaşmaları çocuğun hem akademik hem de psikolojik uyumunu güçlendirir.''

''Unutmayın, önemli olan çocuğunuzun mükemmel olması değil; her gün biraz daha güvenle, ilgiyle ve destekle yol alabilmesidir. Eğer bu süreçte çocuğunuzun yaşadıklarını daha iyi anlamak, kendi tutumunuzu gözden geçirmek ya da sorularınıza yanıt bulmak isterseniz, bir uzmandan destek almayı düşünebilirsiniz. Çünkü bazen küçük bir yönlendirme, çocuğunuzun tüm eğitim yılına güvenle başlamasını sağlayabilir.''

Muhabir: AYLİN ESER