C)-ASHÂB-I KİRAMIN DİLİNDEN PEYGAMBER EFENDİMİZ S.A.V
 
.a. Ondan Daha Güzelini Görmedim .Rubeyyebinti Muavviz radıyallahu anha, Ammâr b. Yâsir'in torunu Ubeyde'ye, Efendimizi şöyle anlatıyor: "Sen onu bir görseydin, doğan güneşi görmüş gibi olurdun!"(Dârimî, Mukaddime,s 10 ) .*Abdullah b. Ömer r.a anlatıyor: "Ben hayatımda Rasûlullah kadar cesur, onun kadar cömert, onun kadar yiğit, onun kadar aydınlık yüzlü ve güzel birini görmedim." (Dârimî, Mukaddime 10.) *Ebû Hureyre ra’dan: “Ben, Rasullah’dan daha güzelini görmedim. Sanki güneş, onun mübarek yüzünde akıp giderdi. Ondan daha süratli yürüyen birini de görmedim. Sanki yeryüzü onun önünde dürülürdü. O, rahat bir şekilde yürür giderken biz ona ayak uydurmakta zorlanırdık.(Tirmizî, Menâkıb 12; Müsned, 2, 350) b. Bu Yüzün Sahibi Yalancı Olamaz Abdullah b. Selâm r.a. anlatıyor:"Resûlullah sav’in Medine'yi şereflendirdiği gündü. İnsanlar 'Resûlullah geldi! Resûlullah geldi!" diyerek ona doğru koşarak gidiyordu. Ben de halkın arasına katıldım. Yüzünü görür görmez, O’nun ya­lan söylemeyeceğini anladım."(Buhârî, Meğâzî 79). c.Beni Hûd Suresi İhtiyarlattı‏ *Ashâb-ı kiramdan Ebû Cühayfe radıyallahu anh anlatıyor: "Sahâbîler Resûlullah sav'e: -Yâ Resûlallah! Yaşlandığını görüyoruz' dediler. Allah'ın Elçisi onlara şöyle buyurdu: -Beni Hûd sûresi ile benzeri sûreler ihtiyarlattı. "(Ebû Yalâ, Müsned, II, 184.) *Abdullah ibni Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: Hz. Ebû Bekir Resûlullah Efendimize hitaben: ç.Sade Yaşamak İmandandır Bir gün sahabe-i Güzin efendilerimiz Peygamber Efendimizin yanında dünyadan bahsettiler. Efendimiz de onlara şunu söyledi:‘’Siz işitmiyor musunuz? Sade yaşamak imandandır.’’(Ebû Dâvud, Tereccül 1)... d. Ben Kral Değilim Bir gün Fahr-i Âlem’in huzuruna bir adam geldi, onun heybetinden ve kendisine duyduğu derin saygıdan dolayı korkup titremeye başladı. Sevgili Efendimiz bu zatın korkusunu şu sözlerle yatıştırdı:“Rahat ol! Çünkü ben kral değilim! Kureyş’ten kurutulmuş et yiyen bir kadının oğluyum.”(İ. Mâce, Etime 30) e.Eşim Muhammed, babam Harun, Amcam da Musa'dır” Deseydin! Hz. Safiye validemiz çok ibadet eden, cömert ve yumuşak huylu bir hanımdı. Bir gün Hz. Aişe ile Hz. Hafsa onun Yahudi asıllı olmasından söz ederek: -Biz Rasûl-i Ekrem ile aynı soydan geliyoruz“ diye küçümsediler. O da buna üzüldü ve üzüntüsünü Peygamberler Sultanına anlattı. Allah’ın elçisi onu şöyle teselli etti: -Sen de onlara benden nasıl üstün olabilirsiniz? Benim eşim Muhammed, babam Harun, Amcam da Musa’dır deseydin ya!”(Tirmizî, Menâkıb 63.) f.Her Hastalığın Bir Devası Vardır “Cenâb-ı Hak derdi yarattığı gibi onun dermanını da mutlaka yaratmıştır. Her hastalığa bir deva vermiştir. İşte bu sebeple tedavi olunuz; ancak haramla tedavi olmayınız.”(Ebû Dâvud,Tıb 11.) g. En Tehlikeli Kap *"İnsan, midesinden daha tehlikeli bir kap doldurmamıştır. Oysa insana kendini ayakta tutacak birkaç lokma yeter. Şayet çok yemek gerekirse, midenin üçte biri yemeğe, üçte biri içeceğe, üçte biri de nefes alıp vermeye ayrılmalıdır." (Tirmizî, Zühd 47; İbni Mâce, Et’ime 50) . * "Rasûlullah Efendimizin vefatına kadar, sofrasından bir ekmek kırıntısı bile artmamıştır."(İbn Sa’d, et-Tabakât, 1, 401; Taberânî, el-Mu’cemü’l-evsat, 358). ğ.ıYemeğimizi Çoğaltıyoruz Ashab-ı Kiram’dan Câbir İbni Târık el-Ahmesi ra. anlatıyor:Bir gün Rasûl-i Ekrem sav’i evinde ziyarete gittiğim sırada önündeki kabağı ince ince doğradığını gördüm. Bunun üzerine: “Ya Rasûlallah! Kabağı niçin böyle doğruyorsunuz?” diye sordum. O da şöyle buyurdu: “Kabağı böyle doğramak suretiyle yemeğimizi çoğaltıyoruz.”(Tirmizî Etime 42; İbni Mâce Etime 26.) h.Yemekten Önce ve Sonra Elleri Yıkamak Selmân-ı Fârisî r.a şöyle dedi: “Tevrat’ta, yemekten sonra elleri yıkamanın yemeğin bereketlenmesine sebep olduğunu okumuştum. Bu bilgiyi, Rasûl-i Ekrem’e arz ettim. Bunun üzerine Allah’ın Elçisi şöyle buyurdu: -Yemeğin bereketli olmasının sebebi, hem yemekten önce hem de yemekten sonra elleri yıkamaktadır.’ (Ebû Dâvud Et’ime 11)  -Elindeki yemek bulaşığını yıkamadan yatıp uyuyan kimse, şayet geceleyin başına bir kötülük gelirse, suçu başkasında değil, kendinde arasın. (Ebû Dâvud, Et’ime 53) ı. Besmeleyi Unutunca Hz.Aişe radıyallahu anha’dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Biriniz yemeğe başlayıp besmele çekmeyi unutursa, hatırladığı anda “Bismillahi evvelehu ve ahirahu” yani ‘Baştan sona bismillah’ desin. (Ebû Dâvud, Et’ime 15; Tirmizî, Et’ime 47). i. Besmelesiz Yemek Rasûl-i Ekrem, ashap ile yemek yiyordu. Bu sırada bir bedevi geldi, sofraya oturdu; besmele çekmediği için sofradaki yemeği iki lokmada bitirdi. Bunun üzerine Allah’ın elçisi şöyle buyurdu: “Eğer şu bedevi, yemeğe besmele çekerek başlasaydı, bu yemek hepinize yeterdi.’ (Tirmizî, Et’ime 47.) j.Şeytan Sol Eliyle Yer “Biriniz yemek yediğinde sağ eliyle yesin. Su içtiğinde sağ eliyle içsin; çünkü şeytan sol eliyle yer, sol eliyle içer” (Buhari, Et’ime 2-3 Müslim, Eşribe 108.) k.Allah’a Hamdolsun *Enes b. Mâlik r. anhdan rivayet edildiğine göre Resulullah sav. şöyle buyurdu:“Allah Teala, kulunun bir şey yedikten ve içtikten sonra hamd etmesinden hoşnut olur.”(Müslim, Zikir 89; Tirmizi, Et’ime 18.) *Ebu Said el-Hudrî ra. şöyle dedi: Rasûlullah sav. yemeğini yiyip bitirince şöyle dua ederdi: ‘Bizi yediren, içiren ve bizi İslâm ile şereflendiren Allah’a hamdolsun.”(Ebû Dâvûd , Et’ime 52; Tirmizî, Davaat 56.) l.Melekler Size Dua Etsin Allah’ın elçisi bir gün Sa'd ibni Ubade’nin evine gitmişti. Sa'd, misafirine evde bulunan bir parça ekmek ile zeytin ikram etmişti. Rasûl-i Kibriyâ da onun ikramını kabul ederek ona şöyle dua etti: “Evinizde hep oruçlular iftar etsin, yemeğinizi iyi kimseler yesin, melekler size dua etsin.”(Müslim Eşribe 146). m.Allahım! Şehrimizi Bereketlendir Ebû Hureyre r. anh şöyle dedi: Ashâb-ı kiramın bir adeti vardı: Bir meyvenin turfandası çıkınca, onu alıp Rasûlullah’a getirirlerdi. Allah’ın Rasûlü o meyveyi eline alıp şöyle dua ederdi: "Allahım! Meyvelerimizi bereketlendir, şehrimizi bereketlendir, ölçeklerimizi bereketlendir. Allahım! İbrahim senin kulun, dostun ve peygamberin idi. Ben de senin kulun ve peygamberinim. İbrahim sana Mekke için dua etmiştti, ben de sana onun Mekke için ettiği dua gibi, hatta o duanın bir misli fazlasıyla Medine için dua ediyorum." Daha sonra Rasûlullah, o sırada etrafta gördüğü çocukların en küçüğünü yanına çağırır ve o turfanda meyveyi ona verirdi.”(Müslim, Hac 473, Tirmizi Deavât 54). n.Suyu İçme Şekli Enes ibni Malik radıyallahuanhdan rivayet edildiğine göre şöyle dedi:Resul-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem bir bardaktan su içtiği zaman, suyu bir nefeste değil, üç defada, aralarında nefes alarak içer ve şöyle buyururdu:“Suyu üç defada dinlene dinlene içmek hem hazmı kolaylaştırıp mideye faydalı olur hem de harareti çabuk keser.”(Müslim, Eşribe 123; Ebu Davud, Eşribe19; Tirmizi, Eşribe 13.) o. En Yüce Sevgi Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Allah’ım! Senin sevgini, bana canımdan, ailemden ve soğuk sudan daha ileri kıl!"(Tirmizî, Deavât 73.) ö.Hüznü ve Sevinci *Peygamberimiz şöyle buyurdu:‘’Cenab-ı Hak hüzünlü kalpleri sever.’’(Hakim, el-Müstedrek, IV, 351.) *Allah’ın Elçisi rahatı ve huzuru daha çok namazda bulur, bu sebeple Hz. Bilal’e şöyle buyururdu:‘’Bilal! Kalk ezan oku da, bizi namazla rahatlat!’’(Ebu Davud, Edeb 78; Müsned, V,354,371.) *Rahatı, huzuru ve sevinci namazda bulduğunu anlatmak için de şöyle buyurdu:‘’En büyük sevincim namazdadır.’’(Müsned, III,128.) p.Çocuk Sevgisi*Bir defasında yatsı namazını kıldırmak üzere mescide gelirken torununu Hz. Hasan veya Hz. Hüseyin i yanına getirmişti. Namaza başlarken çocuğu yere koymuş fakat secdeye vardığı zaman çocuk sırtına çıkıvermişti. Namaz kılınca cemaat bir merakını dile getirdi. Secdelerden biri fazla uzayınca, Rasulullah a bir şey mi oldu, yoksa o sırada vahiy mi geldi diye düşündüklerini söylediler.Efendimiz, bunlardan hiçbirinin olmadığını, secde esnasında torunu sırtına çıkınca onun oyununu bozmak istemediğini söyledi.(Nesai,Tatbik82; Müsned 3.) *Bazen torunu Ümame`yi omzuna bindirerek mescide gelir, çocuk omzundayken namaza durur: rükua varırken onu yere indirir, ayağa kalkerken tekrar omuzuna bindirirdi(Buhari, Salat 106, Edeb 18; Müslim, Mesacid 41.)