2005-2015 yılları arasında TÜRSAB Başkanlığı yapan, Kuşadası Ticaret Odası (KUTO) meclis başkanı olan 45 yıllık turizmci Bülent İlbahar ile 2024-2025 turizm sezonunu; Kuşadası'nın geldiği noktayı ve turizmin geleceğini konuştuk.
BİR AYLIK TOPARLANMA KİME VE NEYE YARAYACAK?
Pandemi süreci ve sonrasında başta esnaf olmak üzere vatandaşlar olarak hepimiz zor zamanlar geçirdik. Toparlanma dediğimiz zaman şu an toparlanma oldu ama bir aylık toparlanma neye, nereye kime yarayacak onu bilemiyorum. Çünkü, Kuşadası bağlamında Mayıs ve Haziran ayları doluluk oranları bakımından çok zayıf geçti. Bu aylar biz de dahil olmak üzere hep zarar etti şirketler. Yani, turist geldi ama sayısı çok azdı. Turistin ülkeye geldiği zaman daha en başından kurduğu cümle Türkiye pahalı oldu.
''GELEN TURİST 'TÜRKİYE PAHALI' DİYOR ÇÜNKÜ 'PAHALI' SATIYORUZ''
Ekonomik politikaları beceremediler. Şu anda euro 70 ve dolar 65 olması gerekirken şimdi dolar 40'larda ve euro 47'lerde işlem görüyor. Tatil için ülkeye gelen turist bu kurlara göre hesabını ve tercihini yapıyor. Döviz olduğu yerde kaldı ve esnaf buna göre bir doğrultu çizerek satış rakamlarını belirledi. Gelen turist kentte gezerken pahalılıktan yakınıyor çünkü pahalı satıyoruz. Yüksek bir fiyat artışı söz konusu. Bir esnaf bir kalemde yüzde 50'nin üzerinde zam yaptığı zaman diğer esnaf ta aynı yolu takip ediyor ya da daha yüksek fiyat biçiyor. Kontrol sistemi çökmüş durumda. Denetleme yok.Satış odaklı bir anlayış hüküm sürüyor. Hal böyle olunca da serbest piyasa kuralları yerli ve yabancı turiste 'Türkiye çok pahalı' cümlesini ister istemez kurdurmak zorunda bırakıyor. Genel anlamda turist ya da kendi vatandaşımız pahalılıktan şikayetçi. Emeklillerimizin hali ortada.Bu gidişata bir çözüm yolu bulunmalı diye düşünüyorum.
''45 YILLIK TURİZM HAYATIMDA DAHA KÖTÜ BİR SEZON GÖRMEDİM''
Kuşadası'nda, Ocak ve Şubat ayındayken Haziran'a baktığımızda beklenti güzeldi. Otellere ön rezervasyon geliyordu. Ancak, Mart ayından sonra bu olumlu beklenti bir anda değişti. Bu durumu hükümete, döviz kurlarına, savaşlara, yangın gibi doğal afetlere bağlıyorum. Açıklanan TUİK verilerinin şeffaflık göstermemesi de farklı bir etken. Gelen turist bu etkenleri göz önüne alarak yapıyor rezervasyonunu. Ben şahsi olarak 45 yıllık turizm hayatım boyunca daha kötü bir sezon görmedim diyebilirim. Otellerimizde, 2025 Haziran ayında doluluk oranları yüzde 45'lerdeydi ve kar etmiyoruz zarardayız şeklinde bir yol izledik. Temmuz ayının 15'ine kadar doluluk oranları yüzde 55-60'ları gördü. Almanya'dan gelen gurbetçi vatandaşlarımız çoğaldı. Şu anda otellerde doluluk oranı yüzde 95'lerde seyrediyor. Kentte hizmet veren otellerde bu tarihlerde yer bulmak zor. Ama bir aylık doluluk oranları esnafın işine yaramıyor.
''YERLİ TURİST OLMASA YANMIŞTIK''
Kuşadası'nda bugün otellerde yüksek oranda yerli turist var. Yabancı turistle az sayıda ve daha çok İngiliz, Belçika, Hollandalı turistler geliyor. Geçtiğimiz sezon en fazla kentimizi tercih eden İran ya da Balkanlar'dan gelen turistler bile pahalı diyerek gelmekten vazgeçti artık. Eskiden insanlar Kuşadası'ndan memnun kalırdı. Çarşıda gezerlerdi ve memnun bir tatil geçirdik diyerek kentten ayrılırdı. Ama son yıllarda bu durum tamamen değişti. Bugün, yerli turist tercihi Kuşadası'ndan yana yapmasa esnafı hali daha kötü olurdu. Bizim burada verdiğimiz fiyat 2 bin 500-3 bin lira ve herşey dahil. Bu yabancı turist için 50 euro yapıyor. Biz yabancıya 40 euroya hizmet veriyoruz ve pahalı diyorlar ama yerli turiste aynı fiyatı veriyorsun severek ve uygun bularak geliyor. Yerli turist olmasa esnafın işi gerçekten çok daha zor olurdu.
''OTELLERDE HERŞEY DAHİL SİSTEM ARZ VE TALEP DENGELERİ SONUCU ARTIŞ GÖSTERDİ''
Herşey dahil sistemden bizler de memnun değiliz. Yıllarca yapılan toplantılarda da bu konuyu dile getirdik. Otellerde herşey dahil sistemi turizm de bütün sistemi bozdu. İnsanlara eskiden oda kahvaltı, yarım pansiyon olarak hizmet veriyorduk. İnsanlar kahvaltı yapıyordu ve akabinde şehir merkezine inerek, otel dışında öğlen ve akşam yemeğini yiyordu. Onlar kalmadı şu anda. Ama bu durum da arz talep meselesi oldu. Bugün, böyle bir gerçek var. Ben kendi işletmemde iki defa oda ve kahvaltı şeklinde uygulama yapmayı denedim. Satamadık ve gene tekrar döndük her şey dahil sisteme. Öyle olunca o zaman otel tekrar doldu. Herşey dahil sistem insanlarda alışkanlık oldu. İnsanların kolayına geliyor bu durum. Vatandaş otele geldiği zaman kaç liraysa ona göre fiyatı ödüyor ve bir daha da para harcamayalım düşüncesiyle hareket ediyor. Küçük ve butik oteller dışında herşey dahil olmayan otel kalmadı. Herşey dahil otellerin sunduğu imkanlar çoğaldıkça tatilciler için çok daha cazip hale geldi. Ben israfa karşı biriyim. Herşey dahil sistemde israf yapıldığı için bu sisteme karşıyım. Açık büfe yemek hizmeti çok büyük israfı beraberinde getiriyor. Bu noktada esnafa hak veriyorum.
''KRUVAZİYER TURİZMİ KUŞADASI ESNAFI İÇİN BÜYÜK BİR SORUN''
Kruvaziyer turizmi Kuşadası'nda sorun olarak çıkıyor karşımıza. Gemiden inen yolcular gemiye binmeden önce şirketlerle anlaşma yapıyorlar. Yapılan anlaşma sonucunda tur opratörleri yolculardan aldıkları ödemenin karşlığını vermek zorunda. Örneğin, Efes gezi ve tanıtımını bedava veriyor ya da gemi şirketi satıyor bu programı. Efes'i ve Meryemana'yı gezip tanıdıktan sonra yolculara anlaşmalı belli yerleri gezdiriyor. Bu sistem dünyanın her yerinde bu şekilde işliyor. Gemi yolcusu gemiden inmeden planlar, gezilecek, alışveriş yapılacak ya da yemek yenilecek yerler planlanıyor. Turlara katılan yolcular kente uğramıyor, inenler ise yemek ihtiyaçlarını karşılamak için kente giriyor. Bunun dışında çok sayıda yolcu gemiden kenti seyrediyor ve gemiyi hiç terketmiyor. Daha fazla gezen kesim gemi tayfaları oluyor. Gemi işi kent esnafı için sıkıntılı bir iş. Esnaf bu noktada haklı çünkü gemi müşterisi kente inse bile kuyum,deri ya da benzeri ürünleri almak istemiyor. Geçmiş zamanda yapılan yüksek fiyatlı satışlar bugün müşterilerin kaçmasına sebep oldu. Bu durumun sebebi sadece bizleriz. Turizme zarar veren bizleriz. Serbest piyasa bizi bu kötü günlere getirdi. Herkesin kafasına göre fiyat etiketi kullanması bize en büyük zararı veren nokta oldu. 45 yıllık turizm hayatımda bu konuda sürekli toplantılar yapıldı ancak çözüm bulunamadı.
''GELECEK SENEDEN FAZLA ÜMİDİM YOK''
Son birkaç senedir devam eden politika ve döviz kuru durumları bu şekilde devam ettiği sürece gelecek senenin çok ümit vereceğini söyleyemem. Türkiye'de sadece turizmde değil genel anlamda bir kargaşa yaşanıyor. Türkiye'de geçmişte yaşadığımız huzur ve rahatlık bugün kalmadı. Yurtdışından beni arayan arkadaşlarım durumun ne zaman düzeleceğini soruyorlar yani dışardan bakan gözler de durumun farkındalar. Örneğin, son aylarda yaşadığımız yangın olayları da turizmi etkiledi. Tatil için bölgemizi ya da Kuşadası'nı tercih eden insanları bu olaylar da korkuttu. Ülkemiz cayır cayır yandı ve bu durum hepimizi çok fazla üzdü. Şubat ayında sezonun iyi geçmeyeceğini söylemiştim şimdi de tedbir alınmaz ise önümüzdeki sezon da bu sezondan farklı geçmeyecek diye düşünüyorum. Bunun yanı sıra döviz kurunun durumunu turizmi en fazla etkileyen durum olarak görüyorum. Döviz kuru bizde çok düşük. Euro'nun 70 civarlarında olması lazım ama 47'lerde geziyor. Bu şekilde devam ederse gelecek sezonun bu sezondan farkı olmayacak.