Panik atağın çeşitli varyasyonları olduğunu, tipik olarak insanların aklına, kalp krizi geçireceğine, boğulacağına, baygınlık geçireceğine ya da aklını yitireceğine dair düşünceler geldiğini söyleyen Psikiyatrist ve Psikoterapist Dr. Fatih Baz, panik atağın temelinde “felaketleştirme” olduğunu söylüyor.   Kalbin hızlı atması, terleme, baş dönmesi, uyuşma gibi olağan fiziksel değişikliklerin, kalp krizi veya ölüm tehlikesi gibi yorumlandığını ve bu felaket senaryosunun da tam olarak panik atağın kendisi olduğunu vurguluyor.    Panik bozukluğun hayatımızı ne kadar kısıtladığını belirterek şunları ekliyor: “Panik bozukluk hastalığında bu ataklar ortada gerçek bir tehlike ya da neden olmadan, hiç beklenmedik bir zamanda, siz evinizde televizyon izlerken, araba sürerken, alışveriş yaparken, hatta yatağınızda uyuyorken bile ortaya çıkar.   Panik bozukluğun en acı verici yanlarından biri de; bir atak sorunsuz bir şekilde atlatılsa da, “tekrar ne zaman olacak” düşüncesiyle panik atağın yarattığı sıkıntı gün boyu sürebilir.   Özellikle hastalığın erken dönemlerinde, insanlar sıklıkla soluğu acil serviste alırlar. Yapılan tetkiklerde bir anormallik saptanmaz ve bi süre sonra “siz bir de psikiyatriye gidin” denir.   Panik atak tek başına zarar verici veya hayatı tehdit edici bir durum olmasa da, yarattığı korku ve huzursuzluk insanın hayatını çekilmez bir hale getirebilir.”   Dr. Fatih Baz, panik bozukluk hastalığıyla tek başınıza mücadele etmenin zor olacağını ve tedavi edilmediğinde durumun daha da kötüleşebileceğini belirtiyor.   Panik bozukluk hastalığının ilaçlarla, terapiyle ve bu ikisinin birlikte kullanımıyla iyi bir şekilde tedavi edilebileceğini söyleyerek, panik bozukluk hastalarının zaman kaybetmeden bir psikiyatri hekimine başvurmalarını öneriyor.   Bu makale Seren Psikoterapi Merkezi uzmanlarından Dr. Fatih BAZ tarafından kaleme alınmıştır.